vasiyetim
-
mahzuninin.
ben ölünce sevenlerim toplansın
ağlamayıp benim sesim çalsınlar
dualar etsinler kendi dilimden
gökyüzüne kızıl ışık salsınlar
ankara' da yüklesinler dengimi
berçenek' te başlatmıştım cengimi
nevşehir' e taşısınlar rengimi
hacı bektaş eşiğine dalsınlar
inanarak gittim yüce allah' a
hüseyinle düştüm ah ile vaha
yanlış imam elin vurmasın daha
bir seyitle namazımı kılsınlar
üstüme 'bir ozan bektaşi' yazın
ama yazıları derince kazın
çekem diye şu beş taşın ayazın
ara sıra kışın beni bulsunlar
iki fidan dikin selviden olsun
cemler yapılırken yüreğim dolsun
bir de bostan yapın altında kalsın
aç yolcular karpuz kelek alsınlar
yakın kaldı, yakın kaldı zamanım
işte gidiyorum kaşı kemanım
benim sevgiydi dinim imanım
sevenlerim beni böyle bilsinler
can taşıyan canlı mutlaka ölür
değişir dünyadan başka şey gelir
benim kim olduğum yavrular bilir
ehlibeyt dünyası sahip olsunlar
mahzuni asalet sözüne doydum
insanlık adına serimi koydum
ben ali'yi sevdim, ali oğluydum
bütün sevenlerim hoşça kalsınlar. -
-hayatı sevmek aynı zamanda ölümden korkmak demektir.
-cenaze töreni istemiyorum, 'tören' istemiyorum.
-doğada bir ormana bırakılmak istiyorum, eğer ibne devletler izin vermezse ormanın içine gömülmek istiyorum. kesinlikle mezar taşı istemiyorum. çevredeki kayalar ve taşlar kafidir. organlarımı bağışlamıyorum
-gazete ve benzeri bir yerde yer almak istemiyorum.
-aileme bir filozofun 'anlamsızlık' üzerine ders vermesini, ikna etmesini ve üzülmemelerini istiyorum
-ablama selam söylüyorum.
-hiç arkadaşım olmadığını arkadaş sananlara söylüyorum.
-kapitalizmi yıkmak için elinizden geleni yapmanızı, hayatlarınızdan kesinlikle mutlu olmamanızı diliyorum.
bu kadar. şimdilik
not: çocukların öldüğü bir dünyada yaşıyorsunuz, sakın hayatı kutsamaya kalkmayın.
ne uzun yaşadık, ne kısa ölüyoruz. -
vasiyetimi açıklıyorum: içinde "asılı çarşaf" sahnesi olan filmleri bulun, izleyin, irdeleyin. belki hayatın anlamı oradan çıkabilir. çarşaf sallanır*, çok önemli. asılı çarşafların arasında şiir oluşur, cinayet işlenir. tüm hayat saklanabilir, koşturulabilir, bulunabilir, sarmalanır. hep aklımda olanı yeniden gözüme sokup listeyi başlatan forbrydelsens element* filmi birinç ve onu kutluyorum, kutsuyorum.
-
her uzun yol öncesi düşünürüm.
uçak, araba, otobüs fark etmez. gözümün önünden ben gittikten sonraki zaman gelir. anneme maddi manevi tüm detayları anlatırım. hayatın devamlılığı için kısa vadeli işleri aktarırım.
bir de duygu ve düşüncelerim var elbette. içimde kalanları ifade ederim. bozulduğum süreçler varsa onlarla barışmaya çalışırım.
bugün 400 km yolda olacağım için dün bi'ye habersiz popülerliğimi kullandığı için üzgün ve kızgın olduğumu ifade etmek istedim. kendi başına da geldiği için iyi anlayacağını düşündüm. sonuçta bugün bir trafik kazasında ölsem bu düşünce benimle ölecek diye düşündüm. her zaman dedim ki benim bir şeyim senin bir şeyin. ben hiç bir konuda ayrım yapmıyorum. tabi ki başkasına değil, ona gidecekti ve gidiyordu popülerlikler. tek farkı zamana yaygın atmamdı. takıldığım nokta bunu bana ifade etmemesiydi.
bekledim. popülerlik senin için önemli, daha önce de söyledin ama ben atmayı unutuyorummmm yaaaa desin süreçle barışayım istedim. oysa üzerime üzerime geldi. düşüncemi söyledim diye suçlu oldum, üzüldüm, ağladım yine.
bazen keşke bu son vasiyetim olsa da bitse bu süreli yaşam diyorum. gerek var mıydı saatlerce üzgün yaşamam için o kadar üzerime gelmeye?? anlat anlat değişmiyor düşünceleri, ben de arkadaşım da kaç kere anlattık oysa. bazen düşünceni değiştirebilmeyi başarmak lazım.
not: iyi yolculuklar di demek ne güzel bir dilek olurdu. insan dargın da olsa kızgın da olsa kibarlık ve düşünceli olmak apayrı bir şey. iyi yolculuklar dileği gelmeden yollara düşüyorum. ne acı...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap