• carlos santana'nın 1988 yılında çıkardığı üçüncü ama belki de en güzel albümü. hayranlarının diline viva carlos santana sözünün takılması bu albümden sonra olur.
  • kafa dergisinin ocak sayısında sunay akın 'ın cemal süreya 'ya binaen yazdığı yazıyla beraber en olmuş yazı. zafer algöz yazısı.

    --spoiler--
    ''rolling stones dergisi tarafından dünyanın en iyi 100 gitar ustası listesine girmiş, 10 gramy ödülü almış, meksika doğumlu (1947)latin orkidesi büyük sanatçı... tıpkı jimi hendrix, eric clapton, mark knophler, john mclaughlin, gary moore gibi kendine has stili hemen fark edilen büyük yıldız... smooth corason espinado, maria maria, black magic woman, sideways gibi şarkılarına hasta olduğumuz bir büyük üstad-ı muhterem...

    en son 6 temmuz 2009'da istanbul'a geldiği muhteşem konserini meraklıları hatırlayacaktır. ama carlos santana ilk defa yani 20 sene önce 1989 yılında istanbul'a gelmişti. işte benim anlatacağım menkıbe (tarihe geçmiş insanlarla ilgili olağanüstü hikaye) 1989 yılındaki gelişiyle ilgili; carlos santana istanbul'a geliyor, alanda karşılıyorlar ve kalacağı otele götürüyorlar.yanına her konuda rehberlik yapacak bir genç kardeşimiz görevlendiriliyor. ilk gün serbest. akşama doğru basın toplantısı var. dinlenmek yerine, ''çıkalım akşama kadar vakit var istabul'u gezelim'' diyor.kapalıçarşı, ayasofya, sultanahmet derken santana güzel bir çay bahçesi görüyor. şurada oturup biraz dinlenelim bir türk kahvesi içelim diyor. o ana kadar koca santana'yı koca istanbul'da bir alllah'ın kulu tanımıyor.kimse resimdi,imzaydı dye taciz etmiyor. üstad son derece mutlu bu durumdan... rehberle sohbet ediyorlar, kahveleri söylüyorlar. birden çay bahçesinin önünden geçen ayakkabı boyacısı roman çocuklar onu tanıyorlar. ''hey santana! welcome istanbul! ı love you santana...!'' çay bahçesinin garsonları, ''girmeyin lan!'' santana rehbere diyor ki, '' çocukları çağır gelsinler, ben gelmelerini istiyorum '' rehber gidip garsonlara, ''aman ağabeyler adam dünya starı herkese rezil oluruz, boyacıları yanına istiyor, bırakın gelsinler.'' çaresiz izin veriyorlar. roman boyacı çocuklar sandıkları ile berbaer dalıyorlar çay bahçesine... rehber aracılığıyla başlıyorlar sohbete. diyorlar ki, ''sen dünyanın en büyük gitar ustalarındansın,senin çizmelerini boyayalım hem de 5 kuruş para istemiyoruz.'' santana hem şaşırıyor hem de çok mutlu oluyor. çocuklara meşrubat ikram ediyor ve soruyor tabii, ''koca istanbul'da beni kimse tanımadı.peki bu çocuklar nereden tanıyorlar?'' çocuklar anlatıyorlar: biz boya yaparken bazı müşteriler gazete okurlar.fırça sallarken arada gazetelere biz de bakıyoruz. orada gördük resmini, ''dünya yıldızı santana istabul'a geliyor.'' diye yazıyordu oradan tanıdık seni. çizmelere boya cila yapılıyor... santana para vermek istiyor. roman boyacılar kabul etmiyorlar. ''peki'' diyor santana, ''beni dinlemek ister misiniz?'' çocuklar deli oluyorlar. ''hem de çok isteriz santana, sen delikanlı adamsın.'' yanındaki rehberden konser davetiyesi istiyor santana ve çocuklara ikişer kişilik davetiye veriyor. çocuklar çok mutlu tabanları kıçlarına vurarak çıkıyorlar çay bahçesinden...

    ertesi akşam açıkhavaya konsere geliyorlar ellerinde vıp davetiyelerle... ana giriş kapısından vıp girişine gönderiyorlar çocukları, girişiniz oradan diye. roman boyacılar vıp kapısına gelince kıyamet kopuyor: kimden çaldınız bu davetiyeleri? çocuklar ''biz santana'nın misafirleriyiz o verdi'' diyor. ''hassiktirin oradan ne yalan söylüyorsunuz!'' diyerek... ve de sille tokat girişerek ellerinden davetiyeleri alıp kapıdan kovuyorlar ama santa'nın vıp misafirleri pes etmiyor.sanatçıların arka sahne giriş kapısını buluyorlar. orada yine aynı muamele tabii.''defolun lan buradan hadi yürüyün!'' çocuklar feryadı basıyorlar koro halinde...''santanaaaaa...santanaa... help...help! koca santana kuliste onca bağrışmaları hayranlık sanıyor ama bakıyor ki bu feryadlar pek hayranlığa benzemiyor.''ne oluyor bakın öğrenin'' diyor. konu anlaşılınca rehber çocukları alıp kulise yanına getiriyor. çocuklar salya sümük gözyaşları içinde başlarına gelenleri bir bir anlatıyorlar. santana çok üzülüyor ve sinirleniyor. yardımcı rehbere diyor ki, '' misafirlerimi sahne kenarından içeriye sok ve yerlerine oturt.'' roman boyacı çocuklar rehberle beraber seyirci tarafına geçiyor. konserin başlamasına az bir süre var. üstelik çocukların yerine çoktan başkaları çökmüş bile. vali yardımcısının kızı, damadı... belediyeden falancanın görümcesi...filancanın bacanağı...''biz protokolüz kardeşim, kalkmıyoruz'' diyorlar. görevliler de korkudan bir şey demiyorlar tabi.roman çocuklar kıçlarının altına birer karton verilerek sıkış tepiş merdiven basamaklarına oturtuluyor. rehber çaresiz tekrar sahne tarafına geliyor ve santana'ya durumu anlatıyor. konserin başlaması lazım. başlamıyor bir türlü. başlamıyor bir türlü. alkışlar, ıslıklar... ortada snatana falan yok tabii. rehbere diyor ki: ''misafirlerime kimse böyle bir saygısızlık yapamaz! git onlara söyle eğer sahneye çıktığımda roman boyacıları protokolde görmezsem tek bir nota bile çalmam! sahneye çıkarım olayı anlatırım ve veda eder giderim. bedeli ne olursa olsun.'' haydaa işler iyice karışıyor. bu kez görevliler daha kararlı bir biçimde aşağıya gidiyor. çocukların yerlerini gasp etmiş olan baldız, enişte, bacanak, görümce kim varsa tek tek kaldırılıyor. en ön orta protokol koltuklarına santana'nın vıp misafirleri roman çocuklar tek tek oturtuluyor.vee beklenen an geliyor. sanatana sahneye çıkıyor. alkış kıyamet, yer yerinden oynuyor. ilk iş olarak ön sıralara bakıyor misafirleri orada mı diye. çocukları görüyor, onlarla selamlaşıyor. baş parmağını havaya çevirip her şey ok mi? diye işaretleşiyor. daha sonrasında ise o sihirli parmaklar gitarın tellerine gömülüyor. açık havada sanki gitardan binlerce güvercin çıkıyor. uçuyor uçuyor. santana'nın misafirleri roman çocukların üstüne sortiler yapıyorlar. onun içindir ki santana gibilere sanatçı, virtüöz ve hepsinden önemlisi adam diyorlar.gerçekten büyüksün! viva santana...
    --spoiler--
hesabın var mı? giriş yap