• tiyatro anadolunun bu sezon sahneleyeceği ve bu akşam galası yapılmış olan güzel memet baydur oyunu.
  • memet baydur un lise yıllarında tanıştığı bir karakterden esinlenerek yazdığını söylediği "hiç orkide görmemiş insan" için daha bir anlam ifade eden oyun..
  • 30 ocak 1990 tarihinde taksim sahnesi'nde can gürzap rejisiyle sahnelenen oyun, aynı yıl memet baydur'a en iyi yerli yazar dalında avni dilligil ödülü kazandırdı. can gürzap da en iyi yönetmen ödülünü aldı.
  • uykusuzluğun verdiği salaklıkla, "yangın yerinde orkidler" diye okuyarak "o ne lan?" diyerek bir salaklığa daha imza attığım tiyatro oyunuymuş.
  • 10 yaşında bir çocuk için, izlendiğinde hayranlık uyandıran, korkutan, ürküten, büyükler gülüyor diye belki de anlamsızca gülümseten, oyunun son sahnesinde yanında oturan annesi tarafından gözlerinin kapatılmasına maruz kalınan,
    10 - 15 yıl sonra memet baydur oyunlarını okurken "ben bu oyunu biliyorum" diye izini sürdürten, 1980 sonrası yazılan oyunlarının en iyilerinden biri.

    1989 - 1990 sezonunda istanbul devlet tiyatrosunda can gürzap rejisiyle, aziz nesin sahnesi'nde sahnelenmiştir. oyunda "adam"ı metin belgin, "nuri" karakterini levent öktem, "neriman"ı da ayda aksel oynamıştır.

    istanbul'da bir köprü altında geçer oyun. yaşamının yol ayrımlarından, mil taşlarından birinde, kendi yabancılığında, hayatının muhasebesini yapmaya çalışan aydın kişi "adam" kendini bir köprü altinda , tabancasıyla, aynı düşün içinde başka başka dünyaları olan nuri ve neriman'ın yanında bulur kendisini. bu üçlüye karşılık diğer bir üçlü vardır. onlar ise hayatın kaymağını yiyen(!), yalan hayatlar yaşayan (belkide) insanlardır. farklı insan yolculuklarının karşıtlıklarını, baydur toplumsal bir temel üzerine oturtur bu oyununda da.
    oyunda alkol su gibi akar, müzikler yine text üzerinde baydur tarafından düşünülmüştür.
  • nuri: bir kere zonguldak'a gitmiştim, yıllarca önce... karanlıktı abicim... (sessizlik.) kömür madenlerinde çalışıyordum o zamanlar... grizu patlar, herkes ölür, geriye kalanlar çalışmaya devam eder, yine grizu patlar, yine herkes ölür... geriye kalanlar çalışmaya devam eder... ama bir gün geldi ki.. kravatın icadını açıkladım abicim. kravat abicim.. boyunbağı.. hani "kravatsız girilmez" derler ya.. işte oradaki kravat.. (bir elinde tabanca, öbüründe dom perignon) madendeydik abicim.. ineli on saat olmuştu... hepimiz öksürüyorduk... birisi başlıyordu kısa bir öksürük solosu geçmeye.. derken bir diğeri katılıyordu.. derken bir üçüncü, dördüncü derken onlarca, yüzlerce, binlerce insan öksürmeye başlıyordu... senfoni gibi! feci bir durum abicim.. bildiğin gibi değil.. orada.. o gün aklıma geldi abicim... kravat abicim.. boyunbağının icadını icat ettim orada, yerin yedi kat dibinde... şöyle dedim kendi kendime: uygar insan öksürmez. doğrudur ha, kaç yüz kere gözlemiştim, o herifler hiç öksürmüyordu.. karıları da öksürmüyordu, çocukları da... çünkü uygardılar... neden uygardılar abicim ve biz neden uygar değildik ve ha babam öksürüyorduk? ha? sorarım size ulan dedim kendime içimden bağırarak! biz neden öksürüyorduk durup dururken?! dokuzuncu koridorda bir patlama oldu abicim.. ben bunları düşünürken... bütün galeri çökmüş.. ertesi gün öğrendim... 44 ölü.. yaralı filan yok.. zaten o meslekte ya ölürsün.. ya da yaşarsın.. ikisini de öksürerek yaparsın ama.. ama.. neden, neden, neden öksürüyorduk acaba? (sessizlik.)
    uygar değildik. neden uygar eğildik? kravat takmıyorduk çünkü! (sessizlik.) anlaman gerekiyor abicim, kravatlar öksürmez. bak anlatayım sana! yıllarca.. yüzyıllarca önce.. kravatın icadından epey önce.. kömüre ihtiyaç duyan bazı insanlar.. bazı ince insanlar, boğazlarına kömür tozu kaçmasın diye boyunlarına bez parçaları bağlamaya başladılar! basit bir eylemdi bu ama koskoca bir tekstil, mensucat sanayi doğdu bu gereksinimden! (sessizlik.) bez parçaları pahalıydı.. yerin yedi kat dibinde kendi ciğerini tükürmek ucuzdu.. dolayısıyla herkes boynuna dolayamıyordu şu medeniyet yularını! kravat takabilenler.. yeryüzüne çıktılar.. takamayanlar.. yeraltında kaldılar... o gün orada bunu açıkladım herkese... kravat, kömür tozları boğazınıza kaçmasın diye icat edilmiş ve son derece uygar bir alettir. işime son verdiler abicim. ben de buraya döndüm... yine... kravatın icadı ve muhtelif kullanılışı diye bir kitap yazdım. yazmak istedim yani... heh heh heh.. kağıt kalem zor bulunuyor buralarda.. kravat gibi namussuzum! (sessizlik.) işte böyle! (sessizlik. birbirlerine bakarlar bir an. sonra nuri önüne bakar hüzünlü.)
    kravat.. kömür madenlerinde icat edilmiştir.
  • bir adam, bir nuri, bir neriman, bir nezih, bir nurçin ve bir nebati'den oluşan oyun.

    fonda yırtık, hüzünlü caz sesleri, uzaktan.

    köprü altı gibi bir yer. gemicilerin, esrarkeşlerin, kokainmanların, hırsızların, işsizlerini işçilerin ve iş adamlarının gittiği bir mahallenin yakınında bir yer. bir rıhtım. bir süslü kadın, bir içi boş kadın, bir sonradan görme zengin, bir yalaka, bir hayalci ve bir adam. bol bol şampanya. bir silah. adamın bir odaya ihtiyacı var, ya diğerlerinin neye?

    hiç bir yere ait olamamak, artık merak'ı kaybetmiş olmak...
    kravatsız madenciler.
    neden şampanya? orkide nasıl bir çiçektir?
    nüsafeler...

    artık hiç bir şey eskisi gibi değil... ama... yeni olan bir şey de yok! köksüz çiçekler.

    yangın yerinde çiçek yetişir mi? oyundaki tüm n'ler adam, biz de adamız. hepimiz yangın yerindeyiz ve artık hiç bir şey eskisi gibi değil.

    82 sayfaya ne çok şey sığdırmışsın adam, ne biçim yazmışsın.

    hiçkimselerden herkesi anlatmış. içi nerimanlar, nuriler ve nebatiler dolu o adamız hepimiz. ve her yer yangın yeri.
  • "buralarda herkesin söylediğiyle söylemek istediği şey aynıdır abicim. ölümle hayat arasında, o kıl payında yaşayan insanlar olarak, rıhtımlar üzerinde sözü uzatmayız biz. ne istiyorsak lappadak söyleriz."

    çok kral kitap.
  • "bokla yapılan sidikle bozulur" gibi şahane bir repliğe sahip hala bazı sahnelerini hatırlayabildiğim 2007 +-1 yıllarında a.ü. de izlediğim oyun
  • hülya karakaş yönetmenliğinde istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları sahnesinde izleyebileceğimiz yeni sezon oyunu.
hesabın var mı? giriş yap