• şöyle başlar aeneis:

    http://www.skidmore.edu/…graphics and sounds/ms.jpg

    "arma virumque cano.."
  • sonlarında veya sonlarına doğru kartaca ile roma'nın birbirlerine olan sonsuz nefretlerini başlatan dido nun laneti (veya aeneas'a olan öfkesi) vardır:

    may some avenger arise from my bones,
    to harass the dardan settlers with fire and sword,
    now or in future, whenever the resources are there;
    i pray, may our shores oppose their shores,
    our waves their waves, our arms their arms,
    may future generations carry on the fight.

    hannibal'da hayatını bu sözlere göre şekillendirmiş olacak ki kendini ve kartacayı harcayana kadar savaştı romayla.
    pön savaşları sonucunda roma kartaca'yı yok etti ve (artık onları engelleyen bir lanet olmadığı için!) roma'nın altın çağı başladı.
  • (bkz: #16899007)
  • quale per incertam lunam, sub luce maligna,
    est iter in silvis, ubi caelum condidit umbra
    iuppiter, et rebus nox abstulit atra colorem.

    *
    ne kadar da güvenilmez ay boyunca, lanet ışığı altında,
    gölgesini dikerken göğe, iuppiter, yol ağaçların arasında,
    gece de, yüklüyorken karanlık rengini her bir şeye.

    vergilius, aeneis vi.270-272
  • truva savaşından 500 yıl sonra yazılan homeros'un ilyada'sından 800 yıl sonra yazılan epik eser.

    eserde truvalı rahip laokoon şöyle der :

    "yunanlardan korkarım, armağan getirdiklerinde bile."
  • aeneis, imparator augustus'un isteği üzerine yazılmış, roma'nın kuruluşuna dair bir kahramanlık destanıdır. bu görevi yazdığı iki şiir kitabıyla hayli ses getiren vergiliusa veren imparatorun ona ne kadar ödediği bilinmese de, parasının çok üstünde bir eserle karşılaştığı kesin.

    şairin on yıllık çalışması (m.ö 19-29) sonucunda tamamlanan şiir on bin dizeydi, fakat vergilius hasta düştüğünde eserin gözden geçirilmesi gerektiği düşünülmekteydi. ölmek üzereyken, metnin yakılmasını istedi. neyse ki augustus araya girdi ve herkes tarafından antik roma edebiyatının en büyük eseri olarak görülen metni yakılmaktan kurtardı.

    aeneis, ilyada'nın hemen ardından başlar. troya, tahta atın içine gizlenen yunan askerlerinin akınıyla yanarken, sofu troyalı savaşçı aeneas babası, oğlu ve birkaç kişiyle birlikte alevlerin arasından kaçar. aeneis'in ilk yarısı gemiyle (yol üstünde başka yerlere de uğrayarak) italya'ya yaptıkları tehlikeli yolculuğu tasvir eder. yol boyunca hayaletler, tanrıçalar ve kahinler aeneas'a kaderinde muazzam bir şehir, yeni bir troya kurmak yazdığını söylerler. aeneas'la küçük mürettebatı nihayet italya'ya vardığında burada yaşadıkları maceralar aeneis'in ikinci yarısını oluşturur.
  • özetlersek bu latin destanını

    bu destan yunanlıların aineias dedikleri aeneas'ın serüvenlerini anlatır. kral ankhises ile aphrodite (lat. venus)'nin oğlu olan aeneas, troya kahramanlarındandır. homeros'un ilyada'sında, beşinci bölümde diomedes ile teke tek dövüşmesinden başka, önemli bir rolü yoktur. latin şairi vergilius (mö 70-19), ilyada'nın bu bölümünden aldığı ilhamla ve homeros sonrası şiirin verilerini ekleyerek aeneas'ı latinlerin millî kahramanı ve imparator augustus'un atası payesine yüceltti.

    özete geçersek : aeneas, zaptedilmis, yanmakta olan troya'dan, hasta sakat babası ankhises'i sırtında taşıyarak, kaçar. uzun ve dolambaçlı kaçışlardan sonra kartaca'ya varır. burada kraliçe dido, aeneas'a gönül verir, ama aeneas, dido'yu bırakıp gitmek zorundadır. zeus'un buyruğu, onu italya'ya, yeni bir vatan kurmaya yollamaktadır. dido, kendini öldürür. bu ölüm, ilerde kartaca ile roma arasında bir türlü önlenemez bir nefretin başlamasına yol açar. italya'daki kavimlerle zorlu çarpışmalardan sonra aeneas, kral latinus'un kızı lavinia'yı kendine eş olarak alır. lavinia'nın eski nişanlısı, rutul'ler kralı turnus, aeneas ile yaptığı teke tek döğüşte ölür. aeneas, latium bögesinde lavinium şehrini kurar. aeneas'ın oğlu iulus (yahut: ascanius) da, romanın temeli olan alba longa şehrini kurarak, alba longa krallarının atası olur ve caesar ile ilk roma imparatorlarını içine alan iulius'lar soyu, bu ascanius'la başlar. ascanius'tan sonra, kardeşi silvius, alba longa kralı oldu. roma şehrinin sonraki asıl kurucuları romulus ile remus bu kralların soyundan gelirler.
  • bildiğim kadarıyla aeneis veya aeneas'ın üç farklı baskısı var. ilki istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi baskısı, çevirmeni oktay akşit. ikincisi payel baskısı, çevirmeni ismet zeki eyuboğlu. üçüncüsü de öteki yayınevi baskısı ve çevirmeni türkân uzel.

    piyasada rahatlıkla bulabileceğiniz tek versiyon payel'e ait. ilk baskıyı 1995'te yaptılar. üzerinden geçen 24 seneye rağmen hâlâ ilk baskıyı satmaya çalıştıklarını sanıyorum. işte bu nedenle de öteki yayınevi türkân sayel'in çevirdiği versiyonu artık basmıyor. yani bu kitabın okuyucusu yok. okuyucusu olmadığı için de basılmıyor.

    aeneis'i okuyacakların payel ve öteki'ni karşılaştırması çok büyük avantaj sağlayacaktır, zira her ne kadar payel ve çevirmeni ilgi çekici olsa da türkân uzel çevirisini kelimenin tek anlamıyla şairane bulduğumu ve üç ömrüm olsa yine bu çeviriyi okumayı tercih edeceğimi belirtmek isterim.

    ha, türkân uzel kimdir? necidir? hiçbir fikrim yok. hakkında hiçbir bilgi de yok. sanki hızla gelmiş, birkaç kitap çevirmiş ve kaçıp gitmiş gibi. sen git, bir imparatorluğa, bir döneme, bir çağa ve hatta insanlığa miras kalmış, tarihte en çok okunan kitaplardan biri olmuş bu kitabı çevir ve hakkında bir tek kelime bilen bulunmasın. ne enteresan bir ülkede yaşıyoruz. hakikaten, ne enteresan bir ülkede yaşıyoruz...
hesabın var mı? giriş yap