• affirmative action azinliklar ve ozurluler ise ya da universiteye alinmalarinda adha cok sans vermektedir.
    yakin zamanda mukemmel sat scorelari ve okul notlarina ragmen university of michigana alinmayan bir bayan kendisinin yerine azinliklarin affirmative action yuzunden okula alinip kendisine discrimination yapildigini iddia edip dava acmistir.
    university of michigan bir puan sistemi kurmus , azinlik olmaya 50 puan, mukemmel sat scoreuna 20 puan veriliyormus.
    amerikada bu kategoriye kizilderililer, zenciler, hispanicler, kadinlar (nasi yani) ve ozurluler girmektedir genelde. bunun yaninda geri kalmis eyaletlere de (alaska mesela) kiyak gecilir.
    (bkz: alaskali albino ozurlu zenci kiz)
  • bizim de arkadaslar arasinda muspet ayrimcilik (bkz: positive discrimination) olarak adlandirdigimiz tanim. bu soyle olur; beyaz-anglosakson-protestan (bkz: wasp) olmayan herkesi koruyacagiz kollayacagiz nidalariyla azinliklar ureten, vatandasi once azinlik sonra vatandas olarak kabul eden ve giderek onu toplumun birlikteliginden soyutlayan asiriliklarda ortaya cikan uygulama. misal amerika'da afro-amerikali bir kadin ise basvurdugunda o pozisyon icin en uygun ve nitelikli insan oldugu icin degil, sadece siyahi ve kadin oldugu icin ise alma eylemidir. turkiye'de ise henuz turk-islam sentezi merkezli bir yayilis gozetildiginden uygulamalar bu tur konseptlerden uzaktir, yalniz azinliklarla ilgili bazi asiriya kacmis davranislar da mumkundur (bkz: azinliklara karsi pozitif ayrimcilik yapmak).
  • biz kisaca (bkz: reverse discrimination) diyoruz arkadaslar arasinda. siz de deyin, fiyakali olur. ne de olsa ters irkcilik halini aliyor cogu zaman bu uygulama.
  • bunun ne menem bir ucubeye donusebilecegi dusuk gelirlilere (cogunlukla siyahlar ve hispanikler) mortgage vermesi icin bankalari ayrimcilikla tehdit eden amerikan hukumetleri orneginde gorulmustur. sosyal yardim ve issizlik sigortasini bile duzenli gelir olarak kabul edip subprime kredileri bol keseden dagitan bankalarin 2008 ekonomik krizi ile baslayan ve trilyon dolarlik bailout larla devam eden surecte bu denli yuzsuzlugu ve piskinligi sergileyebilmesi de o yuzden.
  • butun amerikan muhafazakar affirmative action karsiti soylemleri en guzel artikule edilmis halleriyle sozlukte gormemle, ne kadar yanlis anlasildigini bir kez daha anladigim kavram.

    affirmative action reverse discrimination veya reverse racism degildir. bu noktada yapilan en buyuk hata olayi tarihselliginden cekip cikarip sadece bugunku uygulamaya bakip "oooeehhee ne o oyle zenci diye ise alinmaklar irkcilik bu hoee" diye nida buyurmaktir.

    affirmative action, belirli toplumsal guruplar 300 yil boyunca butun avantajlarin ve en temel haklarin disinda birakildigi icin bugun onlarin "ozgur piyasada" rekabet edemedigi kabulu uzerinden yurur. sen bir grup insani 258 sene boyunca yasal olarak segregation'in kurbani et, sonra da tamam iste ne var ulen kaldirdik segregasyonu hadi firsat esitligi buyrun de. bu masali cocuklar yutmaz. ayrica azinliklara oncelik uygulamasi, sutten cikmis ak kasik bembeyaz amerikalilarin iyiliklerinden azinliklara bahsettigi bir avantaj degildir. amerikan toplumunda bu esitsizligin yaralari ve etkileri o kadar derinlesmistir ki, toplumsal devamliligi tehlikeye dusurur boyutlara gelmistir. yani uzulmeyiniz, bu uygulama yine beyaz anglo sakson protestan sistemin devamliligi icin devreye sokulmustur, siyahlarin yuzu suyu hurmetine degildir.

    bir diger temel yanlislik ise affirmative action'in butun ise alimlarda uygulandigini dusunmektir. eger en iyi skorlara sahipsen zaten hiic mi hiic aglamana gerek kalmaz zaten girersin girecegin yere. ben en iyi skoru tutturdum beni almadilar yalani komedidir, danstir, ucludur. zira affirmative action kotasi pratikte cogu yerde %1'i diger yerlerde %5'i gecmez. sen tut ilk %99'a gireme sonra en iyi puanla ben disarida kaldim diye gunah kecisi ara. yok oyle birsey, affirmative action kotalari zaten ziyadesiyle dusuktur. 100 kisilik isci veya ogrenci veya ogretmen (her ne sikimse) kadrosunda 5 tane azinlik varsa dikkate alinmaz bile bu kota, zira doludur.

    tekrar ediyorum: affirmative action tarihsel olarak yapisallasmis esitsizligin onune gecmek, bunu biraz olsun dengeleyebilmek icin uygulamaya konmustur.

    affirmative action'i irkcilik sanmak, 1) tarihsel esitsizlikleri goz ardi etmek, 2) irkciliktan bahsederken bunun toplumun geneline yayilmis iktidar yapisini goz ardi etmektir. irk uzerinden yuruyen toplumsal bir proje ancak ve ancak ozcu bir irk anlayisini var olan tarihsel ve yapisal esitsizlikleri yeniden ureterek veya yeniden yaratarak irkci bir projeye donusebilir. esitsizlik karsina dikilmis bir irksal proje irkci degildir. ornegin, 60'larin sivil haklar hareketinde, ayrimcilik ve siddetten anasi gevremis siyahlarin bir araya gelerek bu ayrimciliga ve esitsizlige toplumsal demokratik bir savas acmasi irkci degildir. bu bir irksal projedir ama white supremacist'lerin irksal projesinden farkli olarak var olan esitsizligi yeniden uretip derinlestirme amaci gutmediginden irkci degildir.

    ne var canim irk uzerinden dusunmeyelim artik renk koru olalim bakin herkeze firsat esitligi verdik diyen, amerikan muhafazakarlariyla ayni kaba iseyendir, george'dur w'dur bush'dur.
  • irkci ideolojinin isini cok iyi yaptiginin basgostergesi.

    paul gilroy bir yerlerde irkciliktan bahsederken, irkci ideolojilerin insanlari esitsizlikler konusunda simdiki zamanla sinirli olarak dusunmeye zorladigini ve basarisinin da esitsizliklerin kaynagi olan gecmisi bastirip silip inkar etmekte yattigini iddia etmisti.

    bu minvalde sadece gunumuz uygulamalarina bakip affirmative action anti-beyaz irkciligidir denmesi, bize irkci ideolojinin tarihi unutturmakta ne kadar basarili oldugunu bir kez daha gosteriyor. 258 sene boyunca mal edinmesi, sermaye biriktirmesi, siyasal ve sosyal temsil hakki yasal olarak tamamen engellenmis bir toplumsal gruba bugun hadi bakalim artik esitsiniz buyrun serbest piyasada rekabet edin demek ne kadar gercekci ise, affirmative action'da o kadar anti-beyaz irkciligidir.

    ek: benim iki entryim arasinda bu bokun anti-beyaz irkciligi oldugunu iddia eden bir seri entry vardi, canlari sikilmis gitmisler. temcit pilavi gibi ayni seyi arka arkaya anlatiyor gibi gorunmem ondan, manyagi degilim yoksa konunun...
  • 23 haziran 2003 itibairiyla abd supreme court unun belli kurallar cercevesinde universitelere ogrenci kabulu prosesinde kullanilmasini onayladigi islem.
    bahsedilen case michigan law school un ogrencileri okula kabul ederken kullandigi baska faktorler yaninda irki da goz onune alan prosesle ilgilidir. mahkeme 5 e 4 okulu hakli bulmustur. onaylamayan hakimlerden biri kendisi de zenci olup zamaninda affirmative action dan faydalanmis olan clarence thomastir.
    michiganin undergraduate okulunun davasinda ise mahkeme okula alinmayan beyaz ogrenciyi hakli bulmus, okulun kullandigi puanli sistemi iptal etmistir.
  • 70'lerden itibaren amerikan muktedirleri tarafından uygulanmaya başlanan, sonrasında 80'lerde başlayıp 90'larda zirveye varan hararetli tartışmalara konu olan politika. bizde daha çok pozitif ayrımcılık olarak bilinir. bu politikanın temel amacı tarihsel olarak yapılaşmış sosyal eşitsizlikleri aşmak, şimdiye kadar ayrımcılığa uğramış olan sosyal grupların bu ayrımcılıkların kötü etkilerine maruz kalmalarının önüne geçmek, farklı toplumsal gruplara kamusal alanda eşit temsiliyet sağlamak olarak özetlenebilir. bu amaçla ayrımcılığa maruz kalmış gruplara (amerika örneğinde zenciler, hispanikler vs.) üniversitelerde, özel sektörde, devlet kurumlarında vs. kotalar ayrılır, her gruptan belirli sayıda insanların bu kurumlara/mevkilere gelmesi garanti altına alınır. bu temel ilkenin uygulaması elbette ülkeden ülkeye birtakım farklılıklar gösterebilir, göstermiştir.

    bu politika çeşitli eleştirilere muhatap olmuştur. başlarını nathan glazer'ın çektiği neo-muhafazakarlar, bu politikaların amerikalıların daha çok ırk/din/renk eksenli düşünmelerine, dolayısıyla grup aidiyetlerinin artmasına ve sahip oldukları bu özellikleri (ırk, renk vs.) şeyleştirmelerine (bkz: réification) neden olduğunu söyleyerek, ayrımcılıkları aşmaya yönelik bu politikanın aslında bu ayrımları daha da derinleştirdiğini, insanların "ırksal bilinç"lerini geliştirerek politik ve sosyal tartışmaların dilini ırksallaştırdığını iddia etmişlerdir.
    solcular ise bu politikaların, çeşitli kurumlarda gruba ayrılan yerlere girebilmek amacıyla grup içi rekabeti artırarak grup dayanışmasına zarar verdiğini, azınlıklar içindeki sınıf ayrımlarını derinleştirerek grubun bir bütün olarak kendi haklarını savunmasına engel olduğunu ileri sürmüşlerdir.

    bir de bu politika, equal opportunity ile eşleştirilmiş, yanlış yapılmış. zira bu iki politika iki farklı felsefi anlayışa dayanır. affirmative action, eşitsizliklerin temelinde tarihi tecrübeleri ve sosyal yapıyı görür ve bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya çalışır. bunu yaparken de sosyal grupların kamusal alanda eşit temsiliyetini sağlamayı esas alır. equal opportunity ise sosyal eşitsizlikleri bireylerin yetenek ve yeterlilik farklılıklarından kaynaklanan doğal ayrımlar olarak görür ve onları ortadan kaldırmaya çalışmaz. ancak bu ayrımların doğal ve "adaletli" biçimde gelişebilmesi için bütün bireylere eşit sosyal ve siyasal hakları temin etmeye çalışır. dolayısıyla grupların değil, bireylerin (fırsat olarak) eşitliğini esas alır.

    bu konularda daha ayrıntılı bilgi için dominique schnapper'in öteki ile ilişki adlı eserine bakmakta nice faydalar vardır.
  • belli ki johnny rebel çok sinirlenmiş bu konuya gitmiş hakkında bir şarkı yazmış. sözleri şu şekilde:

    affirmative action,
    what's this country coming to?
    affirmative action,
    what's the white man gonna do?
    it's another government handout and simply said
    'you've got to hire a nigger instead'

    i was down at the office, cleaning up the joint
    just doing a little extra, making brownie points
    cause i'd heard somebody say,
    a promotion's on the line
    so i was working hard, i wa.nted that promotion to be mine

    so i asked the ceo if i could have a try
    he said 'you work hard, son and i know you qualify.
    you're the best man for the job but it's out of my hands
    i've got to give it to a nigger, courtesy of uncle sam'

    oh affirmative action,
    what's this country coming to?
    affirmative action,
    what's the white man gonna do?
    it's another government handout and simply said
    'you've got to hire a nigger instead.'

    now i went looking for a new job the very next day.
    i got an interview and things were surely going my way..
    i was asked a lot of questions,
    i was giving it my best
    my qualifications were impeccable,
    i could tell he was impressed

    then a nigger walked in and said
    'yo, what's up
    you need a man, well here i be. say bro, you're in luck'
    the bossman looked at me and said 'what can i do?
    uncle sam says i've got to hire the nigger instead of you'

    oh affirmative action,
    what's this country coming to?
    affirmative action,
    what's the white man gonna do?
    it's another government handout and simply said
    'you've got to hire the nigger instead'

    now we've gotta stop what's happening to you and me.
    the feds have got to listen
    and i'm sure you'll agree
    we need to get their attention
    and make them understand
    i've been thinking about it lately
    and i got a plan..

    oh let's act like a bunch of niggers and go out in the street.
    and demonstrate
    and raise some hell
    to everyone we meet
    we'll stop taking all this crap that we have in the past.
    and tell uncle sam to stick the affirmative action up his ass.

    so affirmative action,
    what's this country coming to?
    affirmative action,
    what's the white man gonna do?
    it's another government handout and simply said
    'you've got to hire a nigger instead'

    oh it's another government handout and simply said
    'you've got to hire a nigger instead'
hesabın var mı? giriş yap