şükela:  tümü | son 24 saat
  • allah kimseyi henüz 20 yaşında olan ve nba de bizi başarıyla temsil eden gencecik bir oyuncunun hateri olacak kadar düşürmesin. üstteki entrylere bakacak olursak birçok kişi alperen kötü oynasa da eleştirsem diye beklemiş ve sabahın köründe bu eylemini gerçekleştirmiş. nefret kötü bir alışkanlık
  • hidayet türkoğlu sacramento kings'e transfer olduğunda 2000'lerin başıydı. o zamanlar nba maçlarını kafası estiğinde kanal d yayınlardı. internetten, uydudan maç izlemek hayaldi. tüplü tv'nin teletextinden maç yayını var mı diye sık sık kontrol ederdim ergen halimle. eğer maç yayını varsa ve mesela sacramento ile lakers gibi nets gibi yıldızlarla dolu bir takımsa, sabah okula gidecek olsam bile o maçı kaçırmazdım. bazen o maçlarda hidayet hiç dakika almazdı ve büyük hayal kırıklığı olurdu benim için. bir türk oyuncunun nba'de oynaması, hatta sayı atması rüya gibiydi o zamanlar.

    hiç unutmam bir keresinde maçtaki fark 30 sayıya çıkınca hidayet de dahil bütün bench sahaya çıkmıştı ve hidayet 6 sayı atmıştı. maçı anlatan ender bilgin, yorumlayan da genelde ismet badem olurdu. onlar ekranda ayrı coşuyor ben gece 4 'te ayrı coşuyorum 1 çeyrek önce kopmuş maç için. o zamanlardan bu zamanlara geldik. şimdi alperen gibi oyuncular hata yapsa da gelip şurada kötülesek diyen rezil bir kitle var. size giren çıkan nedir bilmiyorum, umarım giren daha çok girer de hiç çıkmaz içinizden.
  • yukarıda arkadaşların yaşadıkları heyecanların aynısını hidayet türkoğlu ile yaşamıştım zamanında. ilk göz ağrımızdı. nba' de oynayan ilk türk. gelişimini efes pilsen'den beri takip ediyordum. boyu kaç kilosu kaç ezberimdeydi falan. geceleri kalkıp maçlarını izlerdim mutlaka. gurur duyardım her sayısını reboundunu izlerken. oyundan alındığında küfrederdim koçuna. sacremento kadrosu ezberimdeydi artık.

    şimdi geriye dönüp bakıyorum da güzel heyecanlarmış da bana neymiş ya. bana giren de çıkan da yokmuş. bak şimdi yıllar geçti federasyon başkanı oldu. doğru kişi bu arada... ama erdoğan'a güzellemeler falan :)

    yaş geçti, kalmadı artık hevesim. çoluk çocuk, iş güç, düzenli uyku mecburiyeti de eklenince...

    tabi alperen' in iyi oynadığını duymak ve özetlerine ulaşabilmek keyifli. ama gece kalkıp maç izleyecek kadar fazla anlam yükleyemiyorum olaya artık.

    çok çok başarılar dilerim kendisine.

    gece kalkıp maç izleyenler...çok tatlısınız. sizden kimseye zarar gelmez. iyi ki sizin gibi insanlar hala var. bu heyecanınızı hiç yitirmeyin.
  • bir çok türk farkında değil ama dünya çapında çok büyük bir yıldız doğuyor. umut edelim siyasal islamcıların defolduğu, eurovision'da finallere kalan, rock'n coke gibi festivallerin olduğu, alkol reklamlarının yasak olmadığı, kişisel özgürlüklere karışılmadığı bir ülkede gurur duyacağımız basketbolcumuzu izlerken daha da keyiflenelim.
  • dünkü maçtan sonra silas ile sözlü olarak tartıştığı ve maç bitimi öncesinde soyunma odasına gittiği haberleri çıkan gözdemiz.

    haberler bir tık doğru olabilir, zira silasa gösterdiği tavır ile birlikte bugün kendisini tekrardan kanıtladı. hem kariyer rekorunu geliştirdi hem de zaten kendisini tanıyan nba camiasına ben buradayım diye tekrardan gösterdi düşüncesindeyim.

    büyük oyuncuların saygısını kazanması da önemli. geçtiğimiz ay içerisinde bir çok oyuncudan alperen ile ilgili "takım 28 numaranın/şengün'ün üzerine kurulmalı, ofans onun üzerinden oynandığında daha iyi oluyor." şeklinde söylemleri mevcut.

    yine bu kendisine gösterilen saygıya ilişkin maç içerisinde yanlış görmediysem, yapılan bir faul sonrasında düşmesinden sonra kendi takım arkadaşlarından önce lebron james kendisinin elinden tutup kaldırdı ki, basketbol maçları içerisinde takım arkadaşları harici oyuncuların rakiplerini kaldırması çok da olağan bir durum değildir.
  • ekşisözlük basketbol gurmelerini yine-yeni-yeniden göt eden; nba'in iyi uzunlarından biri.
    çok top kaybı yapıyor olmaz dediler; top kaybı sayısını giderek azaltıyor.
    serbest atış atamıyor dediler; yanlış bilmiyorsam yüzde seksene yakın bir yüzdeyle atıyor.
    ribaund alamıyor dediler; neredeyse double-double ortalama ile oynuyor.
    artık top yönlendiremez, sadece devrilen bir rolde oynayacak dediler; son clippers maçında hemen hemen bir gaurd kadar topu yönlendirdi.
    artık ilk beş oynayamaz, sixth man rolünü kabul etmesi gerekir dediler; son 3 maçtır ilk beş başlıyor.
    ayakları yavaş dediler; son maçta zubac'ı hızlı ayaklarıyla semazen gibi döndürdüğünü bütün nba hesapları paylaştı.
    bu alpy kötü oynasa da eleştirsek diye bekleyenlerin amacı ne gerçekten bilmiyorum . aynı vatandaşlığı paylaştığın 20 yaşındaki bir gencin nba'de elit uzun seviyesine yaklaşmasını da bir hazmet artık.
  • bu çocuğun diğer türk basketbolculardan en büyük farkı yırtık olması. sadece şu anda nba'de oynayanları kastetmiyorum. genel olarak bizim oyuncular kendilerini belli kalıpların içine sokup, en iyi yapabildiklerini hata yapmadan uygulamaya çalışıyorlar.

    alperen'in en büyük özelliği, çok büyük bir hayalgücünün ve özgüveninin olması bence. bu da onu kimsenin hayal edemeyeceği şeyleri denemeye itiyor. onda, en sevdiğim basketbolcu olan ginobili etkisi görüyorum. o da böyleydi, kimsenin deneyemeyeceği pasları dener, kimsenin hayal edemeyeceği driveları yapardı.

    ve bunları yaparken çok eğlenen, bizi de çok eğlendiren bir figür ortaya çıkıyor. seviyoruz seni çılgın cocuk.
  • bu cocuk 19 yasinda. 2.08 ( you cant teach height) boyunda. liseden sonra universite birinci ya da ikinci siniftan birakip drafta girenlerle ayni yasta. ve cok sahane isler yapiyor. saha hakimiyeti cok iyi. potaya gitmekte korkusuz. dunk'a gelen adama kafa tutabiliyor. top calma girisimleri yapiyor. o boyla point guard gibi sahadan sahaya dripling yapiyor.

    bulundugu profesyonel ortamda kacinilmaz olarak fizigini, hizini ve dayanikliligini gelistirdiginde, uc yil icinde vazgecilmez olabilir, 24 yasindaki bir sonraki kontratinda rekor paralara imza atabilir. oradan sonra da bir 10 yil en ust duzeyde sahane top oynar.

    bir yildiz doguyor....
  • (bkz: mehmet yağmur) ve alperen şengün'ün (bkz: draft) gecesindeki ilginç anıları. kahkaha atarak okudum:

    mehmet yağmur: "çok gergin bir ortamdı. alperen heyecandan sürekli ayaklarını sallıyordu. ben ise sakin kalmaya çalışıyordum. en sonunda alperen'in elini tuttum ve 'bak oğlum! sakin ol! senin yüzünden ben de geriliyorum. halledeceğiz' dedim. zaten elim de orada duruyor, yanlış falan anlayacaklar."

    "draftta 11. sıra için geri sayım sürerken yanımızdaki amerikalı menajer, alperen'in 11. sıradan da seçilemeyeceğini söyledi. ardından alperen bana döndü ve 'abi, ben gidiyorum ya! draft falan olmayacağım' dedi. 'oğlum, saçma sapan konuşup benim canımı sıkma. girişeceğim şimdi sana. sen kaçıncı sıradan seçilirsen seçil bizim gururumuzsun' diyerek sakinleştirdim."

    "(bkz: oklahoma)'nın 16. sıradan alperen'i seçeceğini ve takas edeceğini öğrendik. ilk olarak oklahoma'yı duyunca biraz üzüldü. oklahoma'ya gitmek istemiyordu. ancak (bkz: houston)'ın kendisi için oklahoma'ya 2 draft hakkı verdiğini görünce 'bunlar bana yatırım yapıyor. iyi yere gidiyorum' şeklinde düşünerek çok mutlu oldu."
  • acilen hakeem ile one-on-one idmanları bırakıp ekşiciler ne diyorsa onu yapması lazım. nba de süperstar olmanın yolu ekşideki tavsiyeleri dinlemekten geçiyor hepimiz biliyoruz. saha içinde de el kol yapma ekşici abiler beğenmiyor bak sonra
hesabın var mı? giriş yap