• o kadar sağ kaymış ki, ingiltere'nin sağı abd'nin soluna daha yakın: https://twitter.com/…och/status/1662061344814768129

    ingiltere'nin solu tabi daha solda.
  • https://amp.odatv4.com/…inde-turkevi-vardi-25685741

    new york, türkevi saldırganı yakalanmış. 29 yaşındaki recep akbıyık, aslen giresunlu olup, ailesi ile birlikte istanbul, sarıyer'de ikamet etmekteymiş. babası haberlerde oğlunun fotoğrafını gördükten sonra polise gidip oğlunu ihbar etmiş. annesi ve babası oğullarını evlatlıktan red etmişler. uzun süredir uyuşturucu bağımlısıymış. tedavi olmayı red etmiş. türkiye'de de daha önce birçok suça karışmış. en son üç ay önce ailesini arayıp; takip edildiğini ve onu zehirlemelerinden korktuğunu söylemiş. meksika üzerinden kaçak olarak amerika'ya giriş yapmış. bir müddet benzin istasyonlarında çalışmış. en son new york'ta bir evsizler barınağında kalıyormuş. new york başkonsolosu reyhan özgür'ün söylediğine göre, saldırgan türk vatandaşların ihbarları ile yakalanmış.

    edit: fail akbıyık hakkında denetimli serbestlik kararı verilmiş.
  • iki sene değil 2024 temmuzda en erken randevu görünüyor. ds 160 formunu doldurup görüşme ücretini yaptırdıktan sonra ara ara kontrol ederek başvurunuzu öne çekebiliyorsunuz. başvurunuzu kendiniz yapın. aracı kurum diye geçinen çakallara para kaptırmayın.
  • psikolojik olarak çok stabil hayranları var: görsel

    şu aralar abd sağı avrupa ile biraz fazla dertli çünkü american dreamin yoğun bakımda ve abd'deki yaşam tarzı sorgulanıyor. bu sorgulamanın parçası olarak "acaba avrupa daha doğru mu yapıyor" diyenler var ve buna karşı çıkanlar avrupa'yı yeriyor.

    örneğin sağlık sistemi çok tartışmalı.

    abd'de sağlık harcamaları avrupa'nın çok üzerinde ama bunun karşılığında daha iyi daha uzun bir yaşam almıyorlar: görsel

    neymiş? ingiltere'de doktor görsün diye bilmem kaç ay bekliyormuşsun, almanya'da kolay kolay ilaç vermiyorlarmış diye anlatıp duruyorlar ama günün sonunda aylarca doktor bekleyen ingiliz ile gereksiz yere antibiyotik yazılmayan alman amerikalıdan daha sağlıklı ve daha uzun yaşıyor.

    bir diğer sert tartışma konusu da şehirleşme ve ulaşım meseleleri. amerikan filmlerinden hayallerimizi süsleyen geniş bahçeli müstakil ev anlatısının pek de filmlerde gibi olmadığı ayyuka çıkmış vaziyette. konunun detayları için not just bikes kanalına bakabilirsiniz, daha bu hafta 1 milyon aboneye ulaştı ve şöyle ironik bir video yayınladı: https://www.youtube.com/watch?v=8nzh7a7qtpo

    özetle, bu tür bölgelere subrub deniyor ve bu bölgelerde kilometrelerce mesafede bakkal bile bulunmaması, araba olmadan çay içmeye bile gidilememesi, bu sebeple de muazzam trafik olması, bu bölgelerin ponzi sistemi ile kurulduğu ve yürütülemediği için çok zengin muhitler haricinde inşa edildikten bir süre sonra iflas etmesi ve altyapı bakımı yapılamaması ve harap durumda olması gibi sorunlar var.

    sonracığıma, ülkede her gün kamusal alanda silahlı saldırı oluyor ve amerikalıların bir kısmı "lan bu saldırılar avrupa'da avsutralya'da japonya'da olmuyor, acaba onlardan tüyo mu alsak?" diye soruyor.

    ekonomide de benzer tartışmalar var. örneğin avrupa'ya karşı en sık kullanılab argüman, avrupa'da hiç aşırı devasa şirket olmaması hepsinin abd ve çin şirketi olması, bu da avrupa'nın ekonomisinin zayıf olduğunu "komünizmin" zararlı olduğunu göstrediği söyleniyor. yalnız en büyük 10 şirkette hiç avrupalı olmamasının anlamı avrupa'da başarılı şirket olmadığı değil, bu kadar büyük olmadıkları. abd'de aşırı büyük şirketlerin iyi bir şey mi kötü bir şey mi olduğu tartışması da yeni eni alevleniyor, belki de sermaye 3 büyük şirkette toplanması yerine avrupa'da olduğu gibi 30 tane daha ufak şirkette olması daha iyi sonuçlar veriyordur? neticede toplumun ihtiyaçları çip üretiminden ibaret değil.

    kağıt üstünde avrupa şöyle fakir, avrupa böyle geri kalmış demek kolay olabilir ama kağıdın dolar işareti olmayan kısımlarına bakarsanız bu meselenin hiç de o kadar basit olmadığını görürsünüz.
  • dış güçlerden biri. kahrolsun abd. bizi bölemeyeceksiniz. gerekirse natodan çıkarız. rusya bize yeter.
  • uzun süreli borç tavanı çekişmesi abd ekonomisini durgunluğa itebilirken, hükümetin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ciddi bir mali krize yol açabilir.

    abd’li siyasiler borç tavanının yükseltilmesi konusundaki görüşmelerini sürdürürken, anlaşma sağlanamaması halinde ülke 1 haziran’da temerrüde düşebilir.

    hazine bakanı janet yellen, hükümetin 1 haziran’a kadar faturaları zamanında ödeyemez hale gelebileceğini söyledi. bu durumda hazine bakanlığı, federal çalışanlar veya gazilere yapılan ödemeler gibi pek çok ödemeyi durdurabilir.

    * kaynak: sözcü *
  • şehirler arası kara yolculuğu yapmak isteyenler için 'blablacar' tarzında bir uygulamaya sahip olup olmadığını araştırdığım ülke.

    yeşillendiren olursa entry editlenecektir. varsa ilgili entryler için linkler de eklenecektir.
  • türkiye'nin satın aldığı uçakları bile vermeyen ülke şimdi isveç talebini öne sürüyor. türkiye bu ülkeye kesinlikle inanmamalı. türkiye isveç'e onay verse bile bir bahaneyle o uçakları vermez. ayrıca isveç tam bir terör destekçisi ülke. asla nato ya girişine izin vermemeli.
    tanım: yine al takke ver külah türkiye'yi kazıklayabileceğini sanan ülke.
  • dünyanın gelişiminde katkısı tartışılamaz. eğer abd hiç kurulmamış olsaydı hala 1900'ler konforunda yaşıyor olurduk. biden bugün uganda'ya eşcinsellik karşıtı yasa geçirdikleri için yaptırım uygulayacağını açıkladı. yani sadece dünyanın somut gelişimine katkı sağlamayıp dünya için yılmaz bir medeniyet savaşçılığı yapmaktadırlar. yolları açık olsun, şansım olsaydı da abd vatandaşı olarak doğabilseydim. zaten dünya vatandaşları ikiye ayrılır: abd vatandaşları ve diğerleri.
  • türkiye'den yeni başlayacak beyin göçüyle çoğu insanın ilk tercihi abd olacak. kendi deneyimimle gelecek olanlara birkaç tavsiyem var.

    ilk tavsiyem, eğer esmer biriyseniz herkes sizi hispanik zannedicek ve burada hispanikler = bizdeki suriyeliler. abd'nin iç tarafındaki eyaletlerde aşırı derecede ırkçılık var. son dönemde abd'ye çok fazla göç olduğu için de konu aynı bizdeki gibi hassas. mümkünse kıyı kesimine ama tercihen new york, la gibi kalabalık metropollere taşının. ilk geldiğiniz yerden kopmak zor olduğu için ilk tercih çok önemli. ayrıca nüfusun çok yoğun olmadığı eyaletlerde hemen uber yapamıyorsunuz.

    dil öğrenin. ben nasıl olsa orada öğrenirim diye türkiyede hiç çalışmamıştım ama tek bir kelimeyi fazladan bilmenin bile inanılmaz derecede artısı var.

    eğer çocuğunuz varsa çocukların gideceği okuldaki göçmen çocukların sayısı çok önemli. lise çağındaki beyaz şımarık piçler dünya üzerindeki en şerefsiz topluluk olabilir.

    abd ehliyeti aldıktan sonra ilk 1 sene yolcu taşıyamıyorsunuz. doordash, uber eats, instacart gibi uygulamalardan arabanızla yemek dağıtımı yapabiliyorsunuz. ama eğer nüfusu çok yoğun olmayan bir bölgede yaşarsanız fazla kurye olduğu için sizi sıraya alıyor ve bölgeye göre bazen 3-4 ay sıra bekliyorsunuz. aylık kazancı ise 4-5k arası.

    hemen çalışmaya başlayayım diyorsanız, avm'de iş bulmak çok kolay. saatlik ücretleri de değişmekle birlikte saatlik 16-17 dolardan aşağı yok gibi bir şey.

    kiralar son dönemde arttı. portland'da yaşıyorum ve 2+1 ev 1600 dolar. arkadaşımla ortak ödedigimiz için fazla gelmiyor ama la, san fransisco gibi yerlerde çok daha fazla.

    son olarak, tercihinizi mümkünse avrupa ülkelerinden birine yapın. burası uzak, gerçekten çok uzak. yemeğinden havasına kadar her şey farklı ve sokakları türkiye'den bile daha güvensiz. çok fazla evsiz, uyuşturucu bağımlısı ve hırsız var. ben amerikan rüyasından daha uyanmadım, illa oraya gelicem diyorsanız da, eğer esrar kullanmıyorsanız en azından esrarın yasal olmadığı bir eyalet seçin derim.

    aklıma ilk gelenler bunlar, sormak istediginiz bir sey olursa dm açık. bol şanslar.
hesabın var mı? giriş yap