• annesini seven, sayan ve arayıp soran erkekle annesine bağımlı erkek arasındaki farkı iyi anlamak gerek. anneye bağımlıysa, 30 ve üstü yaşta olup anne sözünden çıkmıyorsa kesinlikle evlenilmez.
  • "herhangi bir bireye aşırı bağımlılık geliştiren, insanlarla olan ilişkilerini dengeye oturtamamış, rollerinin sınırlarını belirleyememiş hiç kimseyle birlikte olunmamalı" diye cevaplayacağım sorunsaldır.
  • bunu tecrübe etmiş biri olarak diyorum ki, aklınız varsa uzak durun.
    eski eşim annem de annem der başka bir şey demezdi. işin ilginç yanı bu düşkünlük evlendikten sonra birden peydah oldu. epey bir süre buna katlandım fakat bir süre sonra dayanamadım ve patladım. sonra beyefendi hazretlerinin hayatım boyunca unutmayacağım o meşhur sözü ortamda yankılandı, "ne sen ne oğlum benim annemden ve ailemden öncelikli değilsiniz"
    ben de armut toplamadim tabii, "ananı da al git" dedim.
    boşanmanın en temel sebeplerinden biri annesi ve onun fitnelikleriydi.
    evleneceğiniz insanın ailesine iyi bakın, zehirli ağacın meyvesi zehirli olur. istisnalar vardır elbette ama nadiren denk gelir.
  • 14 15 yaşlarında bir ergenken anneme " hayatımda en çok seveceğim, en değer vereceğim kadın daima sen olaraksın! hicbir kız senden öteye, önüne geçemez.." gibi aptalca şeyler söylemiştim. buna istinaden annemin cevabı bu olaya bütün bakış açımı değiştirmişti;

    " baban da senin gibi beni değil de kendi annesini daha çok sevseydi, en çok ona değer verseydi o zaman ben mutlu olur muydum? olmazdım. benim zaten kocam var, daima beni sevecek, değer verecek. sen de bir başkasının kocası, ailesi olacaksın günü gelince. herkesin en önceliği, en çok sevdiği kendi ailesi, eşi, çocuğu olmalı." demişti, tabi aralara kendi kelimelerimi de serpiştiştirdim ama demek istediği tam olarak buydu.

    aklınızı başınıza toplayın ana kuzuları!
  • evlenebilirsin belki. evliliği sürdürebilirsin. hatta çocuğunuz varsa iyi bir baba da olabilir. ama arzulamazsın. başta olmasa da zamanla soğursun. sana dokunmasını, seni öpmesini istemezsin. onu yanında bir eş, sevgili gibi değil, bir arkadaş bir ev arkadaşı gibi görmeye başlarsın. en iyi ihtimalle insan olarak değer verirsin, takdir edersin. belki saygı duyarsın. ama annesiyle sınırı çizemeyen erkeğe karşı şehvet hissedemezsin. onu annesinin yavrusu gibi görmekten öteye geçemezsin. ha annesi de iyi biriyse, onu da kırmak istemezsin belki. yani ilişkinize bile isteye zarar da vermediğini bilirsin, ama arzunun pazarlığı olmaz. ya olur, ya olmaz. annesine düşkün erkek, arzunun alevini kendi elleriyle söndürür. geçmiş olsun o birlikteliğe…
  • arkanıza bakmadan kaçın. hem de ayaklarınız kıçınıza vura vura kaçın. bu başlık altında güzelleme yapacak olan dallamalara da inanmayın. cidden üzülürsünüz.
  • evlenilmez çünkü çoğu kayınvalide bu durumu gelinine karşı koz olarak kullanır. bu gözler, kulaklar yeni doğum yapmış gelinine "bak şimdi oğlum nasıl seni kapıya koyacak” diyerek oğluna “ya o gider bu evden ya ben” dediğini duydu. dediği ev, gelinindi. *

    yapmayın kızkardeşlerim, başınız yanar.

    edit: arkadaşlar olayı kuzenim yaşadı ve henüz kırkı çıkmamış bebeğiyle boşandı. kocası da anasıyla yaşıyor son duyumuma göre.
  • yorumlar ne kadar aşağılıkça ya, yok annesi erken ölürse kurtulursunuz yok bilmem ne. annesine değer veren ve iyi yetiştirilmiş biri sizin gibi kokuşmuş kezbanları zaten tercih etmez merak etmeyin.
  • düşkün kelimesiyle değer vermek kelimesinin aynı anlama geldiğini sananları gördüğümüz başlık. cevap veriyorum, annesine düşkün kadınla da erkekle de evlenilmez. çünkü en ufak bir anlaşmazlık olsun asla tarafsız davranmayacaktır. hayatı evlendiği kişiye zindan edecektir. anne iyi biri olsa dahi onu antipatik hale getirecektir.
  • bir ara birlikte eve çıkma planları yaptığım bir sevgilim vardı. bir gün bi' muhabbet arasında lisedeyken, 5dk eve geliş saatini geçtiği için annesinin okulunu değiştirdiğini söyledi ceza olarak. bunu gülerek falan anlattı yani inanılmaz bir psikolojik şiddet ve istismar olduğunun farkında değildi. hepimizin ailesi nesil olarak gelişmemiş olduğu için ben o zamanlar çok da üstünde durmadım. bu arada kendisi eğitimli, öz farkındalığı üstünde çalışmalar yapan, kadınlara saygı duyan ortalamanın üstünde vizyonlu bir türk erkeği.

    neyse “o” gün geldi ve ben annesiyle tanıştım. pardon anneden izin aldım oğlu ile eve çıkabilir miyim diye. gönül koymuş çünkü bizimkine?inanılmaz bir tr kaynanası profili. dışarıdan bana sert yapıp içeriden oğlanı deşiyor. düşüncelerini kolayca empoze edebiliyor.

    mesela oğlan şunu alacağız eve diyor annenin hemen bir fikri var. elbette alamıyoruz onu ama biz oturacağız? para da bizim? gibi gibi şeyler. yazarken sıkılıyorum.
    kısaca benim pasif sevgilim annesine büyülenmişcesine tapıyordu.

    neyse çıktık biz eve.
    mesela evde yemek yapacak annesini arıyor, bir şey alacak ilk annesine soruyor, günde abartmıyorum beş kez anneyle konuşuyor. anne aşağı anne yukarı amk. boşuna evlenmeden birlikte yaşayın demiyorlar. rüyasını bile ilk annesine anlatıyor. anne her saat oğlanı yokluyor. tuhaf bir bağımlı ilişkileri var. ben bu durumu aynı eve geçince fark ettim. nitekim ayrılmamız da annesi yüzünden oldu. artık sonunda bu birikme ile tartışma geçirdik ve annesini arayıp kendisini almasını istedi! (bin taksiye git abi anneyi aramak ne bu da ilginç)
    annesi “ya o ya ben” demiş. bunu 30 küsür yaşındaki adamın günlüğünü karıştırınca öğrendim (napayım etik kavramı çok tartışmalı bir şey) ve annesinde kalan ama benden de ayrılmayan o çocuk adamdan ayrıldım. ben ne yaşadım gerçekten böyle diye bir süre kendime gelemedim. yani en ufak bir detayda iyi niyetli davranıp “yok canım o öyle değildir”demeyin.

    canım kadınlar, annesine düşkün erkek bir kukladır. gerçek adamlar bulun. sizi yeri geldiğinde annesine karşı koruyabilecek adamlar bulun.

    bende fobi gelişti mesela önümde bir erkek mmmh annem de bunu çok güzel yapar desin fenalaşıyorum artık.

    ya kadınlar nolur böyle gerzek erkekler yetiştirmeyin hepimiz anne veya potansiyel anne adayıyız. etrafımda o kadar çok bağımlı anne oğul ilişkisi var ki…
hesabın var mı? giriş yap