• nikim gerçek hayatla bu kadar ortusebilir, tesekkurler
  • sözlüğe yazi yazmak için süper bir nick...
  • anonimliği kaybetmek, insanın kendi kendine sansür uygulamasına sebep oluyor. yani sosyal medyada bir şeyler yazarken. şimdi ben mesela kalkıp ortaya da olsa bi mevzu hakkında giydirsem, kesin beni tanıyan biri kalkıp başka bi "tanıyana" yetiştirir diye düşünmeden edemiyorum. haliyle bu nick benim içimde patladı birazcık.

    ha sen baştan anonim değilsindir, baştan ortalık yerde yazmışsındır nesin, kimisin, ne ayaksın; o zaman ne okuyosun burayı kardeşim allah allah ya.
  • en son 9 sene once soyle bir entry yazan, hala hayatta olup olmadigi merak edilen yazar.
  • gerçekten ekşi sözlük bizlere bu hakkı tanıyabiliyor mu?
  • (bkz: anon)
  • asyada maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

    bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. tüm yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır

    bu örnekle benzeştirirsek; ben, sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şeyin bizim için birer tuzak olduğunu fark etmediğimizi düşünüyorum:
    • çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak,
    • belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure dolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak,
    • okumadığımız kitaplara sahip olmak
    • asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak
    • bize günde 3-5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak,
    • dünyalarına ve güzelliklerine katılamadığımız, asla yeterli vakit ayıramadığımız, başarılı ve diğerlerininkinden daha güzel çocuklara sahip olmak,
    • vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol takımı taraftarlığına sahip olmak,
    • sağlığımıza, düzenimize, beynimize korkunç zararlar verse bile gösterişli, dekoratif irili ufaklı anlık zaaflarımızla aldığımız, bu da olsun diye aldığımız, bir sürü eşyaya sahip olmak,
    • oturmadığımız koltuk takımları, izlemediğimiz dev ekran televizyonlar; kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha nelere sahip olmak...

    ya da sahip olduğumuzu sanmak...

    o maymun gibi; avucumuzda tuttuğumuz sürece (faydalanamasak bile) sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz?

    ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vazgeçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz? (anonimdir)

    copy/paste yapılan yer: http://www.subconturkey.com/…-hic-denediniz-mi.html
  • (bkz: anonymous)
  • çağımızın ütopyası. bu ideale erişmek arzusuyla devletlerin, otoritelerin baskıcı eylemleri çatışıyor, bizi bulunduğumuz noktaya; yani ikisinin arasında ortada bir çizgiye getiriyor. bu sıfatı sanal ortamda kazanmak (en azından günümüz türkiyesinde) bir lüks olmaya başladı ne yazık ki, devlet tarafından kollanan bir hak olması gerekirken.
  • bunun olumsuzu nonimdir. ibnemsi olduğundan pek rağbet görmez.
hesabın var mı? giriş yap