hesabın var mı? giriş yap

  • ''kız gecelikle fotoğraf çekilmiş yüzüne 1 kilo makyaj yapmış fotoğrafın altınada 'ev halim' yazmış. hangi evdeyse artık.''

  • yıl: 1996
    yer: kayseri fen lisesi

    mabeyihumayun ve oda arkaşları o gün farkli bir sesle uyanır.normalde “ kalkın yavru kuşlaaar!” diye bağıran nöbetçi hoca, “ bu ne laaan, manda boku mu laaan!” diye bağırmaktadır.derken daha önce uyanmış olan angeleyes kahkahalarla odaya girer:

    - nooluyo lan dışarıda?
    - hahahahaaa
    - ne var lan nooluyo?
    - bok var! hahaha.vallaa git bak istersen..

    bunun üzerine mabeynihumayun yataktan kalkıp koridora çıkar.ortalık ana baba günüdür.koridorun tam ortasında ise bir yığılma vardır.o tarafa gidenler “ öğhh, iğrenç” gibilerinden söylenerek ortamdan uzaklaşmaktadır.mabeyn kalabalığın ortasına geldiğinde yerde kocaman bir bok kütlesiyle karşılaşır.sabah sersemliğiyle beraber herkes gibi söylenip hemen uzaklaşır,odaya döner.

    halen mayışık bir halde olduğu için tekrar yatmayı düşünür.normalde nöbetçi hoca milleti sabah etüdü için uyandırmıştır ve kahvaltıya yaklaşık 1 saat vardır.herşeyi göze alıp yatmaya karar verir ( sabah etüdüne gitmeyenin haftasonu izni iptal ediliyordu)

    - ali olum ben yatıyom, beni kahvaltıya uyandır
    - oh beyim yatsın biz kaldıralım.neyse yat sen ben gelir uyandırırım seni.
    - :)

    mabeyn uykuya tekrar daldıktan sonra birinin dürtmesiyle uyanır, karşısındaki milleti etüde aldıktan sonra son kontroller için yurda dönen nöbetçi hocadır:

    - nooldu olum niye yatıyon hala?
    - ee kem küm..
    - nooldu olum hastamısın?
    - e evet hocam
    - hmm.karnın mı ağrıyo?
    - evet hocam ( asıl sıçtığım an budur.yazı bitiminde bu parantez içini tekrar okuyun)
    - tamam yat sen.
    - :)

    kahvaltıdan ve ilk iki dersten sonra biyoloji yazılısı için gelen anonsla herkes koşmaya başlar: “ 2c ve 2d sınıfları sınav salonuna gidiniz..”
    herkes yer tutmak için salona koşarken (bkz: pole position/@mabeynihumayun) mabeyn bi ses duyar, ses müdüre aittir:

    - mabeyn efendi gel bakalım buraya
    - hocam sınavımız var
    - sınavdan sonra odama gel

    mabeyn, muhafazakar olan müdürün kendisini bir gün önce kız arkadaşıyla gördüğü için okulda böyle şeyler yapmaması konusunda uyaracağını düşünmektedir.

    sınav sonunda millet derse giderken mabeyn müdürün odasına gider:

    - hocam beni çağırmıştınız
    - gel senle bahçede konuşalım

    (kısa bi hal hatır sorma işinden sonra)
    - söyle bakalım neden pisledin koridora?
    - !”^”$^”$???
    - tamam olabilir yetişememişsindir, ama niye temizlemedin?

    sabah koridordaki görüntü, nöbetçi hocayla yaptığımız diyalog gözümün önünden film şeridi gibi geçti.ihalenin bana kaldığını anlamıştım..
    o şaşkınlık ve sinirle müdüre ne cevap verdiğimi tam olarak hatırlamıyorum.ama müdür benim yapmadığım konusunda ikna olmuştu ve kendisine de müdür yardımcısının benim ismimi verdiğini söyledi.soluğu müdür yardımcısının yanında aldım:

    - hocam benim adımı nasıl verirsiniz müdür beye?
    - dur oğlum sakin ol
    - hocam kolay mı adam harcamak o kadar?
    - dur oğlum.bana ahmet bey (nöbetçi hoca) senin yaptığını söyledi

    soluğu bu kez nöbetçi hocanın yanında aldım:

    - hocam nasıl olur benim adımı verirsiniz?
    - heeheeee
    - hocam gülmeyin nolur
    - olum sen söylemedin mi bana karnım ağrıyo diye, başka da yatan yoktu ben sen olabilirsin dedim.sen yaptın demedim.
    - mnskym…

    derken bir anons daha: “ tüm lise 2 erkek öğrencileri erkek yurdunda toplanınız..”
    yaklaşık 70 kişi temizlenmiş olan bokun olduğu yerde toplandık.müdür yardımcısı geldi ve güzel bi nutuk attı.

    - çocuklar, olabilir yetişememişsinizdir.ama neden temizlemediniz?
    - şimdi çıkmasın zaten kim yaptıysa yalnızken beni görsün.
    arkalardan çatlak bi ses: hocam herkesten numune alın, labaratuarda bulalım kim yapmış..

    öğrenciler arasında fiskos başlamıştı bile.herkes sabaha karşı birilerinin apar topar odalara kaçtığını anlatıyordu..ama hiç kimse isim telaffuz etmiyordu.

    aradan yıllar geçti, faili halen meçhul.ama yeni jenerasyon kendisine bir kahraman seçmiş bile..

    pilav günleri için okula gittiğimiz zaman okulun öğrencileri yanımıza gelir:

    - abi mabeyn abi kim?
    - benim
    - abi valla helal olsun, süper bi protesto…

  • kanada'da son iki uc aydir test edilen bir yenilik.. vancouver'da yasayan biri ve local photographer olarak kendi capimda birseyler paylasirken insanlarin daha cok like getirdiginden dolayi surekli ayni yerleri ve begeni aldigi icin ayni seyleri paylasmaktan ziyade like sayisina bakmadan kendi sevdigi seyleri paylasmaya bir nebze yonlendiren bir update. bu guncellemeden cogu insanin memnun oldugunuda dipnot olarak gecebilirim. darisi turkiyedeki like sevenlerin basina :)

  • doğru olanı yapmasıdır. imamlar cenazedir, mevliddir bu tarz kendilerine imkan bulunca osmanlı'dan girip arabistan'dan çıkıyorlar, uzattıkça uzatıyorlar. arkadaşım sen duanı et, duaları ettir. bırak gerisini.

  • -öncelikle alacağınız kitapları yayınevlerine göre listeliyoruz.
    -ardından kitapları internet üzerinden kitap satışı yapan sitelerden bulup yapılan indirime ve kargo ücretine bakarak bir hmm çekiyoruz.
    - sıra en önemli kısım olan hangi yayınevinin satış yerinin nerede olduğunu bulmaya ve kendi kitaplarında ne kadar indirim yaptıklarını öğrenmeye geliyor ki, bu işi burada ben üstlenerek sıralıyorum:

    iletişim yayınları:
    cağaoğlunda, s. ahmet durağında indikten sonra beyazıt yönüne doğru çıkarken adliyenin paralelinde uzayan yokuştan yukarı çıkıyoruz ve karşımıza bir park çıkıyor. parka girip tam karşımızdaki çıkıştan değil de sol taraftaki çıkıştan çıkınca karşımıza iletişim han'da bulunan iletişim yayınevi çıkıyor.
    indirim: %35 - defolu kitaparda % 50

    ithaki yayınları:
    cağaloğlundan gülhaneye inerken yurtiçi kargonun olduğu sokaktan aşağıya doğru sol kaldırımdan yürüyerek iz yayınlarını geçiyoruz, hemen sonraki binada karşımıza çıkan hana girip 3. kata çıkıyoruz. aynı zamanda ilk nokta adıyla da satış yapan ithakinin satış yerini bulduk.
    indirim: %35

    ayrıntı yayınları:
    bab-ı ali, diğer adıyla cağaloğlu yokuşundan (iran konsolosluğunun aradan fıydırarak) sol kaldırımdan aşağıya doğru devam ederken göreceğimiz ilk ya da ikinci sokağın köşesinde bulunan ayrıntı yayınlarının esas yeri karşımıza çıkıyor.
    indirim: % 35 ile kimi zaman 50'ye kadar çıkabilir. hatta çok iyi ve yardımsever sahibi sayesinde bazı kitapları ücretsiz bile alabilirsiniz.

    yapı kredi yayınları (yky):
    eh bunu bilmeyen yoktur zaten, istiklal caddesinde galatasaray lisesi'nin karşısında.
    indirim: % 25

    ötüken yayınları:
    istiklal caddesine gelmişken galatasaray'dan taksim meydana doğru caddenin sağ tarafından gidiyoruz. benetton'a kadar gelince hemen sağımızda (yerini tam hatırlamadığım ama kime sorsan söyleyecek olan) ötüken yayınlarını görüyoruz. zaten tabelamsı bir şeyi de var.
    indirim: % 35 -40

    kabalcı yayınevi:
    beşiktaştaki şubesi zaten kocaman ve ortada duruyor ama gene de bilmeyenler için: ıhlamurdere caddesinin girişinde garanti bankasının yanında, ya da alkım kitabevinin hemen çaprazında, 2. noterin tam karşısında.
    bakırköy şubesi için: capacity'nin bulunduğu cadde üzerinde.
    indirim: kendi yayınlarında % 50

    imge yayınları:
    gene cağaloğlundaki cağalolu yokuşundan değilde hemen paralelindeki ankara caddesi üzerinden aşağıya inerken hemen solda.
    indirim: bunlar cimriler en fazla % 20

    yordam kitap:
    ithaki yayınlarının bulunduğu sokağın en üst kısmında sol kaldırımda. kafayı yukarı kaldırırsanız anında görürsünüz.
    indirim: %35, kapital (marx) için ise cilti versiyonda en son % 50 indirim yapıyorlardı.

    can yayınları:
    istiklalde aslıhana giderken, yani nevizadeye bağlanan sokaktan bir önceki sokakta sol kaldırımda.
    indirim: bu kendini biraz fazla beğenmiş yayınevinin indirimleri pek işe yarar değil. yok denecek kadar az.

    sosyal yayınlar:
    cağaloğlu anadolu lisesi'nin tam karşısında.
    indirim: kendi yayınlarında % 50. mükemmel çevirilerle hazırlanmış kitapları klasikler için çok iyi bir kaynak oluşturur. öneririm.

    dergah kitabevi:
    cağaloğlu anadolu lisesi'nin karşısında bulunan köfteci ramiz'in bulunduğu sokağa giriyoruz. dümdüz ilerleyince zaten karşımıza çıkacak.
    indirim: kendi yayınları ya da başka yayınlar farketmeksizin % 20 - 35 arası süper indirimler yapıyorlar. eğer ki istediğiniz kitabevinin yayınevine uzaksanız buradan alabilirsiniz.

    -eh şimdi sıra gidip kitapları internette % 15 - 20 gibi saçma indirimlerle satan sitelerden değil de çok daha hesaplı olan yayınevlerinin kendi yerlerinden almaya geliyor, ki üzerine cebinizde kalan paralarla yayınevlerinin bulunduğu genelde gezilesi olan s. ahmet, taksim, cağaloğlu gibi yerlerde bir güzel çayımızı kahvemizi içerken kitaplarımızı kurcalıyor ve mutlu oluyoruz.
    bonus: nerede kaldı bu kargo vs. gibi sinir bozucu durumlarla uğraşmadan, anında ve kitabı inceleyerek satın alma güzelliği.

    not: aklıma geldikçe yeni entryler ile yeni yayınevleri ve yaptıkları indirimlere ilişkin bilgiler vereceğim. ayrıca ders kitapları nereden alınır nasıl ucuza getirilir gibi ipuçlarından da bahsederek günümüz öğrencilerinin bütçesini dengeye sokabileceğimi düşünüyorum.
    not 2: benim yazdıklarım istanbul için geçerlidir. diğer şehirlerde bulunan yazarlar da kendi şehirleri ile ilgili yardımda bulunurlarsa herkese büyük faydaları dokunacaktır.

    (bkz: kişisel kitap festivali)
    (bkz: paramızı kaptırmıyoruz)