hesabın var mı? giriş yap

  • reis sarayda kahvaltı yapmaktadır, först leydimiz ise esra erol izlemektedir, reis ise ntv spor'da mehmet demirkol'u izlemek ister. hanımı kıramaz, bir şey demez, sonra sülo'yu çağırır der ki "şu evlilik programlarını kaldırın"

    olay bundan ibarettir.

  • sizler nasıl yalancılarsınız gerçekten inanılır gibi değil. ingiltere’de yaşıyorum. arabalar pahalı falan değil. kendim audi tt kullanıyorum ki türkiye’de 2 milyon fiyatı. eşimde de volvo xc60 mevcut. ben üst düzey yönetici değilim, sırf buraya gelmek için kariyerimde geri gitmeyi göze aldım. iyi ki de yapmışım.

    ingiltere'nin araç alım-satım sitesi autotrader.co.uk'dir. türkiye'den erişim açık mı bilmiyorum, girip bakabilirsiniz.

    not: bazı yazarlar özelden hava atmaya çalıştığımı vs yazıyorlar. arkadaşlar bu arabaların değeri sizin türkiye'de clio aldığınız fiyata. ayrıca kredi faizleri çok çok az. maaşlar türkiye'de üst düzey yöneticilerin aldığı seviyede. neyin havasını atacağım ben bununla?

  • çok değil daha bir-iki ay önce adaylıklar açıklanırken, bu ülkenin onurlu namuslu insanlarının bir kısmı "adaylık için sağ olun ama istemiyorum. tetikçi hürriyet'ten ödül falan almam" diye tepkisini koymuş, demirören'den ödül almayacağını ilan etmişti.
    bu töreni izleyen, konuşan, gündemde tutan kim olursa olsun bilerek veya bilmeyerek mevcut iktidarı örtülü destekliyor.
    bu tören, yarın sabahtan itibaren benzinden tütüne her kalemden bize saplanacak olan zamlarla finanse edilen demirören'in. bunu unutup, tek başarısı dekolte giymek olan alakasız bir kişiyi burada zavallıca övüyorsunuz. demirören kamu bankalarına borcunu yarın da ödemeyecek ve sizin yarattığınız medya etkisini kullanıp kendine yeni sponsorlar bulmaya, reklam alanlarını firmalara satmaya ve vatandaşa saplamaya devam edecek. satış sloganı da çok basit: "ben bunların anasına da sövsem, bunlar benim magazinimi takip ediyor."
    karşı tarafın yarısı kadar bilinçlenip, azıcık omurgalı olsanız keşke...

  • 5bin ve altı maaş alan insanların 1 milyon lirayı kazanmak için 200 ay yani, takribi 16 sene boyunca çalışması gerektiğini unutanların eleştirdiği insan.

    1 milyon lira o adam için 16 senesine tekabül ediyor, 16 sene boyunca her gün nefret edip işe gitmek mi? yoksa 16 sene boyunca var olan vaktini daha değerli şeylere harcamak mı?

  • haberi okurken insanın yüzüne küçük bir tebessüm yerleştiren bu ülke için hala umut var duygusu taşıyan 17 yaşındaki lise öğrencisi hüseyin ege kök'tür. hüseyin, rahmetli annesinin bıraktığı ahırı köydeki çocuklar kitap okuyabilsinler diye kütüphaneye çevirmiş. başlarda annesinden kalan 150 kitap varmış sadece fakat iyi insanların yardımıyla bu sayı binleri bulmuş ve ortaya harika bir sonuç çıkmış. hüseyin kardeşimiz kurduğu kütüphane için de şöyle bir açıklama yapmış: "okuma alışkanlığının artması amacıyla bu yola çıktım. öncelikle bir traktörün römorkunda yakın köyler dahil gezerek kitap dağıtmaya başladık. ilk olarak annemden kalan 150 kitapla başladık ve geldiğimiz süreçte ise yaklaşık 3 bin 500 kitabımız oldu. kütüphanemizin ilk kitaplarını annemden aldığım için biz de onun adını kütüphanemize verdik. bundan sonra gelecek olan kitapları da ihtiyaç sahibi okullara vermeyi düşünüyoruz. amacımız türkiye'yi aydınlığa kavuşturmak."

    umarım türkiye senin de dilediğin gibi aydınlığa kavuşur canım kardeşim. seni böyle güzel yetiştiren annen ışıklar içinde uyusun.

  • beyler durun kavga etmeyin, siz kardeşsiniz :)

    evet bazı ps5'ler sesli, bazıları sessiz. yalan yok. sebebi ise çoook yüksek ihtimalle sesten şikayet edenlerin sahibi olduğu ilk versiyon ps5'lerin tasarımı. ilk çıkan, yani cfi-10xx serisinin bazı partilerinde sesli çalışma sorunu olduğu için sony blower tipi fanları (cfi-11xx kodlu 2. versiyonda) farklı bir üreticiden temin etmeye başladı. fandaki kanat sayısı 23'den 17'ye indi (daha az ses demek). anakart ve heatsink biraz küçüldü ve termal yönetimi daha da iyileştirildiği için daha az ısınmaya başladı. daha az ısınan cihaz, daha yavaş dönen, daha sessiz bir pervane demek.

    cfi-12xx kodlu 3. ve son nesil kalın kasa ps5'lerde ısınma ve fan olayı maksimum şekilde optimize edildi. ayrıca bu esnada işlemcide kullanılan termal macun (sıvı metal) de yenilendi mesela. çünkü bazı kullanıcılar dik pozisyonda kullanılan cihazlarda sıvı metalin akıp anakarta zarar verdiğini iddia ettiler ve ps5'lerin dikey değil yatay kullanılması tavsiye ettiler.

    ayrıca hangi nesil, hangi konsol olursa olsun, daracık bir yere tıkılan, fan çıkışının önünde duvar, kablo salatası vs gibi engeller olan ve toz içine gömülmüş aletler ses çıkarır. burda gelip "benim alet traktör gibi çalışıyor" diyorsunuz ama, aletin içinde bulunduğu ortamı, versiyonunu vs. bilmiyoruz. belki de sizin alet iyi bile çalışıyor.

    bende japonya için üretilen cfi-1200 model var, ve nerdeyse sessiz çalışıyor diyebilirim. çok hafif bir mırıltı var sadece. yanında duran xbox series x'ten de ancak o kadar ses çıkıyor.

    not: hangi nesil olursa olsun sizin cihazınıza özgü bir sorundan dolayı sesli çalışıyor da olabilir. bu ihtimal de yok değil.

    edit: sony yeni çıkardığı slim ps5 serisinde masayı alt üst etti ve sil baştan başladığı yere geri döndü: şu an piyasada bulunan ilk nesil slim ps5 fanları gerçekten gürültülü çalışıyor. ve thermal management konusunda gözle görülür bir iyileştirme sağlayamamış sony reyiz. hem fan sesli çalışıyor hem de ısı konusunda yeni modelden beklenebilir bir performans söz konusu değil. şimdilik tabi. ps5 pro veya ps6 çıkana kadar en az bir güncelleme de ps5 slim alır. muhtemelen o zaman birşeyleri yoluna koyar japon kardeşlerimiz.

    debe-edit2: birkaç kişi sordu, yeni nesil slim ps5'lerin versiyon kodu cfi-20xx. sonda ki xx olarak yazılan yere gelen rakamlar neresi için üretildiğini gösteriyor. ülkelere/kıtalara/bölgelere göre ayrılmış playstation versiyon kodlarına şuradan bakabilirsiniz;

    https://www.psdevwiki.com/ps5/sku_models

  • al işte bitiyor. şimdi git, yeni biriyle tanışmaya çalış, olmasın, çok çalış ve bir şekilde tanış. ona daha önce anlattığın komik anıları bir daha anlat, çok sevdiğin anıları bir daha anlat. kendini çok düzgün onun hayatına saygılı biri gibi göster, samimiyet duvarı yıkılana kadar sofra adabına uygun yemek yemeye dikkat et. "dur fazla arayıp sormayayım da eskisinde olduğu gibi yüz göz olmayayım" diye düşün, sonra çok ara, hep ara, cebi kapalıysa kıllanıp evden ara. ilişkinin başında kıllandığın adam isimlerini, ilk kavgada yüzüne çarp, onu bütün arkadaşlarından soğutmaya çalış, kendi arkadaşlarının ne kadar süper insanlar olduğunu anlat. dayanamasın, ayrılmak istesin, debelen dur, yeniden süper bir ilişkiniz olacağını anlatarak bir sürü söz ver. insan olduğun için tutama, yeniden kavga çıksın. ayrılmaya karar versin. kim uğraşacak. yok artık valla ben gelemem bu kadar külfete.

    (bkz: bilemem ilgilenmem de)
    (bkz: umut sarıkaya)

  • cem yılmaz‘ın zorlu psm‘de yaptığı bir espri sonrası linç kültürünün ne kadar berbat bir hale geldiğini görmemizi sağlayan olaydır.

    cem yılmaz gösterisinde nasreddin hoca‘nın “parayı veren düdüğü çalar” sözüyle oynuyor ve haluk levent‘i kastederek (ki kendisini kastetme sebebi haluk levent’in büyük bir hayırsever olması) “eğer o (haluk levent) da nasreddin hoca’nın sözüyle hareket etseydi şimdiye büyük vurgun yapmıştı” diyor.

    yani kısaca haluk levent o kadar çok yardım yaptı ki bunu parayla yapsaydı şimdiye zengin olmuştu diyor.

    sonra üç tane espriden anlamayan, zevksiz, pek kıvrak zekalı olmayan ekşi yazarı bu espriyi anlamayıp buraya “cem yılmaz, haluk levent’in yardımlarına vurgun dedi” diye entry yumurtluyorlar.

    sonra işler çığırından çıkıyor. haluk levent de bunları görüp twitter üzerinden cem yılmaz’ın olayı açıklamasını istiyor. olay büyümesin diye de bu twiti geri siliyor.

    asıl rezalet ise bundan sonra olayı anlamadan etmeden cem yılmaz’ı linç etmeye katılan topluluk. hem twitter’da hem ekşi’de bir anda cem yılmaz’a nefret mesajları dolup taşıyor!

    ey insanlık! kendinize gelin! üç tane anonim insana inanıp ülkenin en büyük komedi ustasına demediğinizi bırakmadınız. biraz sorgulayın. biraz “neden bu kadar nefret doluyuz?” diye sorgulayın.

    sonra da yatın uyuyun, geç oldu.

    edit: hidrolik adam adlı yazarımız çok güzel bir şey bulmuş. cem yılmaz aynı espriyi 13 ekim 2019 teke tek yayınında da yapmış. zaten yeni stand up şovu olan komedyenler diğer programlara gidip bu şakalarını parça parça yaparlar. bunun ortaya çıkması da iyi oldu.
    işte o şaka

    edit 2: (bkz: #97716049) bu entry'deki non mi avete fatto niente adlı yazarın düşüncesine göre organize bir saldırı başlatılmak istenmiş olabilir. kişisel olarak pek ikna olmadım ama neden olmasın?

  • (bkz: justinianus)
    çoğunuz yaş itibariyle tanımaz ama istanbul'un en iyi belediye başkanı justinianus'tur.hiçbir şey olmasa adamın ayasofya'yı yaptırması bile yeter.ah azizim ahh !

  • istanbul'da sene 2005 veya 2006. rahmet enişteyle notere gittik. evde yaşlı var, vekalet işlemleri için eve getireceğiz noteri. noter eniştenin kafasındaki kasketi görünce "bu ne böyle? gavur icadı şapka takmışsın" diye azarladı. sonrasında ise gavur icadı bilgisayarından çıkarttığı kağıtları ve gavur icadı tükenmez kalemini alıp, gavur icadı arabasına bindi. laf söylesen kelimeler kifayetsiz, siksen yetersiz.

  • emre kongar'ın bu gün yorum farkı programında ismini vermediği bir üniversite öğretim üyesinin yaptığı tespit. bu öğretim üyesine göre istanbul'da 12 milyon kişi yaşıyormuş. bunların yaklaşık 6 milyonu kadın olsa yaklaşık 3 milyonu 18 - 40 yaş arası çoğunluğu oluşturmaktaymış. bunların yarısı türbanlı olsa türbansız olan 1.5 milyon kadın bulunuyormuş. şimdi polis kayıtlarına göre istanbulda 750 bin vesikalı hayat kadını bulunuyormuş. buna göre her başı açık iki kadından birisi hayat kadını oluyormuş.

    tabii bu öğretim üyesinin adı yakında açığa çıkacaktır. ismi açığa çıkınca kendisine birkaç sorum olacak

    - benim ailemde eşim dahil başı açık en az 10 - 12 yakın akrabam olan hanım var. acaba bunlardan hangileri hayat kadınıdır?

    - kendi ailesinde başı açık kaç kadın vardır? bunların kaçı hayat kadınıdır?

    - hayat kadınları hep başı açık kadınlardan mı çıkar?

    artık üniversitelere bile sokulmaya çalışılan bu zihniyetin daha neler yumurtlayacağını merakla beklemekteyiz..

  • amerikalılara yönelik piyasaya sürdükleri vertuo kahve makinesi ve kahve podlarını yakında türkiye'ye de getirecek olan marka.

    vertuo kahve podları yarım küre şeklinde ve daha fazla kahve içeriyor ve daha büyük fincan kahveler demleme imkanı sağlıyor. böylece klasik nespresso kapsülünden 250ml su geçirip sulandırılmış kahve içmek zorunda kalmıyorsunuz. tabii ki bu kapsüller diğer klasik makinelere olmuyor. onun için de ayrı makine almanız gerekiyor.

    vertuo sistemi diğerlerinden çok farklı bir teknikle çalışıyor. her kahve kapsülünde makinenin okuyabileceği bir barkod var. barkodu okuyan makine ona göre demleme yapıyor. kahve demlenirken de kapsül yerinde hızla dönüyor. santrifrüj tekniği ile hızla dönen kapsüldeki kahve merkezkaç etkisi ile kenarlardan çıkarak diğer makinelerde göremeyeceğiniz kadar kalın bir (sahte) krema da üretiyor. kahve üzerindeki kremayı sevenler için çok çekici geleceği kesin.

    piyasa araştırmalarını bilmiyorum ancak düşüncem türk tüketicinin de kahvesini büyük fincanda sevdiği yönünde. türk kahvesi kültürümüz olsa da espresso halen çok popüler değil diye düşünüyorum. zaten amerikalılar da espresso sevmediği için çıkarılan bu seri türkiye'de belki ilgi görebilir. asıl sorun kapsül fiyatları olacak gibi. tanıtım amaçlı nespresso ilk zamanlarda diğer kapsüllere denk fiyatta sunabilir bu ürünleri ancak vertuo kapsülleri hacmi ve kahve içeriği sebebi ile diğerlerinden %25 ,%30 daha pahalı. bu da tahminimce ortalama 23-30tl arası bir fiyat aralığına denk gelecek. henüz muadili de satılmayan bu kapsülleri sadece nespresso'dan alabiliyorsunuz. bakalım bu fiyatlarla bu coğrafyada tutunabilecekler mi?
    göreceğiz.