hesabın var mı? giriş yap

  • çocuklarımdan biri, yılda 1000 lirayı ailesi denkleyemeyeceği için çok istediği bir bölümün (normal öğrenim kazanması da muhtemel ama risk var) ikinci öğretimini yazamıyor ve istemediği bir bölümü yazmak zorunda kalıyorken, onun yarısı kadar puan alan bir başka çocuğum "özel yazalım hocam, sorun değil" diyor. öğrencimin başı düşüyor...

    sıçayım böyle adalete.

  • moderasyona antipati beslenmesinin tek sebebi sanırım guru. mesela guru'nun kimseden çekincesi yoktur ama hiç isim vermez, hep bi gizem hep bi ima gönderme falan. "format aşağı format yukarı ne emrediyosa odur" der, sonra aşındırmaktan falan bahseder. işine geldiği zaman "legal" der dahil olur, keyif almadığında da "suistimal" der. sürekli bir polemik içinde forumun kralını yaparken yıpranmaz o sözlük, guru'yu sıkan şeyler aşındırır. o polemiklerde de elindeki moderasyon gücünü iyi kamufle edip güzel baskı kurar insanlar üstünde. gider olan biten'e tuhaf tuhaf şeyler yazar, sonra sıradan bir yazarmış gibi aramıza iner filan. bu kadar senede sinirlerinin yıprandığını düşünüyorum, bıraksın artık hepimiz kurtulalım. kadim dostu ssg görevine son vermeyi arkadaşlığına sığdıramıyor gibi duruyor, gelip gidenleri de izledikçe çoğu kişinin bu fikirde olduğunu söyleyebilirim. zaten bahse girerim bir yansıması mevcut olsa idi kendisinin farkında olmadığı, en çok zıtlaştığı yazar yine kendisi olurdu. moderasyonunu "işte sapı işte kapı" deme, kulak çekme ve toplu yazar uçurma olarak özetleyebileceğimiz emektar guru'nun bence emekli moderatorler arasına katılma zamanı geldi de geçiyor. süper insandır acayip zekidir facebook onun sayesinde vardır türkiye'nin kaybettiği değerli bir beyindir rakı sofrasında mükemmeldir beni hiç ilgilendirmez; guru'nun mantalite olarak sözlüğün gerisinde kaldığını düşünüyorum ve bu vizyon konusunda ssg'den de daha bilirkişiymiş gibi davranır olmasından oldukça rahatsızlık duyuyorum 4 seneyi bitirmiş bir yazar olarak.

  • tupperware denen plastik batağına saplanmış kadınlardır. bakıyorum çevreme her gün daha da artıyor böyleleri. küçücük şişeler, kaseler, bardaklar onlarca liradan satılıyor. işin ilginç yanı bir sürü de alıcı buluyor.
    hadi desem ki insanlarda para çok, harcayacak yer yok, aklıma annem geliyor. öğretmen kendisi, zengin değiliz yani. geçen gün küçücük bi kaseye 95 lira vermiş. dedim ki anne bu ne böyle yastık altında tupper mı biriktireceksin. neymiş yiyecekler bozulmuyormuş günlerce tazecik kalıyormuş bıdıbıdı. ya sanki göçebe hayat mı yaşıyoruz anne, yörük müyüz anne. her gün evdeyiz yer bitiririz allahım ya.

  • satıcı görevini yapmış, ürünü hasarsız olarak ulaştırmış; alıcı çıkan ambalajları geri dönüşüme ulaştırarak görevini yapmalı ve israfı önlemelidir.

  • ş: şık giyimli abi
    ş: şopar dilenci kadın

    ikisi de ş olduğu için diyaloğun gelişinden anlayacaksınız kim kim.

    ş: abi be allah rızası için be abim be, güzel abim bi ekmek para....
    ş: hayır sokaktaki dilencilere para vermiyorum ben.
    ş: oldu ben büro açayım

  • cem yılmaz‘ın zorlu psm‘de yaptığı bir espri sonrası linç kültürünün ne kadar berbat bir hale geldiğini görmemizi sağlayan olaydır.

    cem yılmaz gösterisinde nasreddin hoca‘nın “parayı veren düdüğü çalar” sözüyle oynuyor ve haluk levent‘i kastederek (ki kendisini kastetme sebebi haluk levent’in büyük bir hayırsever olması) “eğer o (haluk levent) da nasreddin hoca’nın sözüyle hareket etseydi şimdiye büyük vurgun yapmıştı” diyor.

    yani kısaca haluk levent o kadar çok yardım yaptı ki bunu parayla yapsaydı şimdiye zengin olmuştu diyor.

    sonra üç tane espriden anlamayan, zevksiz, pek kıvrak zekalı olmayan ekşi yazarı bu espriyi anlamayıp buraya “cem yılmaz, haluk levent’in yardımlarına vurgun dedi” diye entry yumurtluyorlar.

    sonra işler çığırından çıkıyor. haluk levent de bunları görüp twitter üzerinden cem yılmaz’ın olayı açıklamasını istiyor. olay büyümesin diye de bu twiti geri siliyor.

    asıl rezalet ise bundan sonra olayı anlamadan etmeden cem yılmaz’ı linç etmeye katılan topluluk. hem twitter’da hem ekşi’de bir anda cem yılmaz’a nefret mesajları dolup taşıyor!

    ey insanlık! kendinize gelin! üç tane anonim insana inanıp ülkenin en büyük komedi ustasına demediğinizi bırakmadınız. biraz sorgulayın. biraz “neden bu kadar nefret doluyuz?” diye sorgulayın.

    sonra da yatın uyuyun, geç oldu.

    edit: hidrolik adam adlı yazarımız çok güzel bir şey bulmuş. cem yılmaz aynı espriyi 13 ekim 2019 teke tek yayınında da yapmış. zaten yeni stand up şovu olan komedyenler diğer programlara gidip bu şakalarını parça parça yaparlar. bunun ortaya çıkması da iyi oldu.
    işte o şaka

    edit 2: (bkz: #97716049) bu entry'deki non mi avete fatto niente adlı yazarın düşüncesine göre organize bir saldırı başlatılmak istenmiş olabilir. kişisel olarak pek ikna olmadım ama neden olmasın?

  • az once ps5 uzerinde bitirdigim oyun.

    oyun genel olarak konusu ve villain cesitliligi itibariyle net olarak ilk oyunun gerisinde.

    fakat, 4k ve ray tracing olayi o kadar sahane olmus ki grafiklere hayran kalmamak elde degil. hatta sehirde amele amele gezseniz bile zevk aliyorsunuz. kesinlikle yeni nesil konsollarda oynanmasi gerek. ps4 icin alip paranizi cope atmayin. ama yeni nesil konsollardan birine sahipseniz kesinlikle oynayin (gerci ps exclusive i olabilir oyun, emin degilim)

  • oha reklam gordum de boylesine flood reklami ilk kez goruyorum ekside. yakisir benim eksime yakisir benim tosunuma ooooh.