hesabın var mı? giriş yap

  • böyle teyzelerin amcaların allah bin belasını versin. ülke bunlar gibiler yüzünden bu halde. ölün geberin de hepimiz rahat edelim.

    gençliğimiz heba oldu bunun gibiler yüzünden. dinden soğuttunuz, yaşlı görünce insan çekinir oldu.

    yaşına başına bakmadan önce laf ile anlamıyorsa gerekirse şiddet ile anlatmak lazım.

    edit: bana özelden küfreden dangalaklar, şiddeti tabi ki onaylamiyoruz. kimse yaşlı diye başkalarının özgürlüğüne karışamaz. hak, adalet kavramları ülkemizde düzgün uygulansa, şikayet edildiğinde gerekli cezaların verileceği bilinse böyle entryler girmek zorunda kalmazdık. hepinizin ne bok olduğu belli zaten kelimelere dökmeye yazık.

    edit2: ulan mallara bak ana bacı sövenler mi dersin, adres ver mi diyenler dersin. ikiyüzlusunuz işte, düşünce yapınız ortada. allah kitap entry döşemek ile olmuyor bu işler.

  • tezgahtan 50 kuruşa alıyor olsam, "usta o ne ya az düzgününden ver!" diyeceğim poğaçadır. tam buğdaylı olması sebebiyle bu fiyata satıldığını düşünüyorum ama bizim orada tam buğday ekmeğinin fiyatı bile 2 lira. yani tezgahta 75 kuruşa satılan poğaçayı hadi diyelim sen 1.5 liraya bilemedin 2 liraya sat, lan tamam 3 lira olsun da 4 nedir arkadaşım?

    iki ısırıklık poğaçanın kapış kapış gitmesi de ayrı bir konu. ya bende bir gariplik var, ya millet delirmiş. çıkıyorum cafe'den hemen önündeki tezgahtan 50 kuruşa poğaça alıyorum tadına doyamazsın. ama millet 4 lira verip bu iki ısırıklık şeyi almak için kuyruk oluyor, yanında da zehir gibi siyah americano... türkiye küçük şikago olmuş haberim yok.

    bi de panino var, üç ısırıklık o 6 lira. sanırım tek ısırık 2 lira buralarda.

  • bu gece yapılacak çalışmalar esnasında ekşi sözlük 02:00-04:00 arası ulaşılamaz olacak. bu süre zarfında pokemon avlayabilir, kitap okuyabilir, o aylardır izlemek istediğiniz filmi izleyebilirsiniz. biz de o sırada veritabanını havalandırıcaz.

  • "program files klasörünün altına kurulmayı istemeyen artist programlar"'dır aslı, elli harf diyetiyle yukarıda gördüğünüz hali almışlardır.

    neyse efendim. program kurcaksınızdır. bulursunuz setup dosyasını, enter'a basmak veya tıktıklamak suretiyle başlatırsınız kurulumunuzu. eh bir ara nereye kurulacağını soracaktır program, ve size de default bir değer verecektir. işte artist program ile efendi program arasındaki ayrım bu noktada yapılır.

    efendi program, "c:\program files\halimsalim" gibi bir değer taşıyor olacaktır, kanaatimce normal olanı da budur.

    kendini fasulye gibi nimetten sanan program ise "c:\neyintursusu\pancar" gibi bir değer seçecektir. yani kendini direk c: 'nin altına install ettirecek kadar değerli görmektedir paşa beyimiz. (bkz: bak sen)

    iyice tozutmuş programlar ise
    "c:\harikaprogramlar\gelbizekatilbize\yarraaamiyeooo\robdosambr\"
    gibi klasör değerleri atarlar kendilerine ki, deli ederler, cin ederler adamı.

    kimsin olm sen? artist misin? koskoca paint shop pro, internet explorer, kazaa vs vs bile efendi efendi program files'ın altına kurulurken, sen ne diye zirzopluk edersin? otur oturduğun yerde kırmiyim cd'ni.

  • apple ve facebook arasındaki çekişme son zamanlarda etkisini daha çok göstermeye başladı. iki firma reklam takibiyle ilgili karşı karşıya gelmiş durumdalar ama facebook bu mücadelesini duyurabilmek için gazeteye reklam vererek apple'a saldırmaya başladı.

    bu savaşı facebook'un kazanması neredeyse imkansız. apple bu mücadelede her ne kadar önde olsa da kesinlikle kazanması gibi bir şey söz konusu değil. haliyle iki firmanın da kaybetme ihtimali bulunuyor.

    peki bu savaş neden çıktı, neden bu seviyeye geldi ?

    apple, mobil cihazları için çıkardığı son güncelleme ile kişiselleştirilmiş reklamların gösterilmesi için kullanıcıların onayını istiyor. birçok kullanıcının bu onaya izin vermeyeceği, haliyle uygulamaların da kullanıcılara kişisel reklam gösteremeyeceği anlamına geliyor. kullanıcıların ilgi alanlarına göre gösterilen reklamlar, facebook ve diğer geliştiriciler için diğer reklamlara göre daha fazla para kazandırıyor.

    bu değişikliğin facebook üzerinde büyük bir etki bırakacağı düşünülüyor çünkü gösterilen reklamlar artık kişilere özel olmayacağı için ilgi çekici reklamlar yerine rastgele reklamlar gelecek ve kullanıcılar bu reklamlarla daha az ilgilenecek. facebook ise burada değişikliğe karşı durmalarının sebebini küçük işletmeleri destekledikleri için diyerek belirtiyor.

    ancak iki firma da insanlara yanlış yönlendirme yapmakta.

    apple, kişisel reklam takibini engellemek istemediğini, sadece bu tercihi kullanıcılara sunduklarını söylüyor. olayın bu kısmı doğru ancak kullandıkları kelimeler, kullanıcıları yanlış yönlendirmeye sebep olabiliyor.

    diğer firmaların uygulamaları ve gezindiğin internet sayfalarının etkinlikleri "facebook" uygulamasıyla paylaşılsın mı ?

    bu şekilde gelen bir uyarı, facebook sanki kullanıcıları gizlice izliyormuş gibi düşündürebiliyor ve birçok kişi bu izne onay vermiyor. apple'ın görevi ise burada sadece bir seçenek sunmak ancak gösterilen uyarı kullanıcıları izin vermemeye yönlendiriyor.

    sorgulanan reklam takip sistemini geliştiren de aslında apple'ın kendisi ve bu sistem kullanıcıların kimliğini gizlemekte yardımcı oluyor. örnek olarak eğer bir cihazda kayakla ilgili belirli bir reklam gösterildiyse, diğer cihazlarda ve belirli sayfalarda kayak elbisesi veya kayak takımı gibi reklamlar çıkarken, konuyla ilgisiz olan bahçe malzemeleri daha az görünüyor. burada facebook'un veya herhangi bir firmanın kişinin kimliği hakkında bilgi sahibi olması mümkün değil çünkü bu apple'ın geliştirdiği idfa (identifier for adversiters) ile engelleniyor.

    apple her ne kadar yanıltıcı kelimeler kullansa da, facebook'un yaptıklarıyla kıyaslamak oldukça zor. facebook kişisel reklamları engellemenin küçük işletmelere zarar vereceğini söyleyerek savunmasını yapıyor ve kendileriyle ilgili herhangi bir söylemde bulunmuyor.

    facebook'un yaptığı açıklama ;

    "her yerdeki küçük işletmeler için apple'a karşı duruyoruz. kişiselleştirilmiş reklamlar bizim gibi büyük firmalar için zarar verici olsa da, şu sıralar karşılaştıkları zorluklarla birlikte küçük işletmeler için yıkıcı olacaktır. küçük işletmelerin de seslerini duyurmaları gerek. sizin endişelerinizi duyduk ve yanınızdayız"

    facebook bu açıklamayla şimdilik kimseyi inandırabilmiş gibi görünmüyor ve facebook'un bu savaşı kaybedeceği bekleniyor.

    facebook'un bu savaşı kazanmasının en ufak bir ihtimali bile görünmüyor ve bu şekilde apple'ın geri adım atmasına veya fikrini değiştirmesine de sebep olamayacaklar gibi.

    facebook'un bu eylemi birçok kullanıcı için iyiye yorumlanacak bir davranış değil. sokaktaki birçok kişi, özellikle konuyla ilgili geniş bilgiye sahip olmayanlar bu mücadeleyi apple kendi kişiselliğini koruyormuş, facebook ise kişisel bilgilere erişmeye çalışıyormuş gibi görecek.

    bu savaşın doğuracağı sonuçlardan bir tanesi de app store'da bulunan uygulamaların açıklamalarında bulunan kişisel veri metni olacaktır. facebook'un kişisel veri metni sayfalarca sürüyor ve bu yazıları neredeyse okuyan kimse yoktur. okumadan onaylanan bu metin facebook için büyük bir veri havuzu sağlıyor. ancak apple ile olan savaş insanların dikkatini bu metne çekmiş durumda ve birçok kişi bu metni okuyarak bilgilenmeye çalışıyor.

    facebook su sebeple aslında kendi kalesine gol atmış durumda, insanlar faceook'a karşı zaten antipati besliyorken üzerine bunun gelmesi ve insanları bilinçlendirmek facebook'dan daha da uzaklaşmaya sebep olabilir.

    ancak apple'ın da bu savaştan kayıpları olabilir.

    apple iki türlü kaybedebilir.

    birincisi, apple'ın mağazalarında bulunan uygulamaların birçoğu reklam içeriğine sahip. kullanıcıların reklam takibine izin vermemesi, geliştiricilerin bu reklamlardan daha az para kazanmasına sebep olabilir. bu nedenle ya daha az uygulama geliştirilebilir ya da ücretsiz uygulamalar ücretli duruma geçebilir.

    düşüncelere göre apple burada kendisini dev aynasında görüyor. müşterileri firmaya sadık olduğu için başka markalara gitmez ve sadece büyük uygulamalar önemli olduğu için küçük uygulamalar fazla zarar veremez. ancak bu durumun değişmeyeceğinin garantisi yok.

    apple'ın kaybetmesinin ikinci bir yolu daha var. facebook son zamanlarda bu olaylar sebebiyle iyice saldırganlaştı. apple'ın yaptığı değişiklikler sebebiyle eline geçen her fırsatta apple'a saldırmaya çalışıyor. reklamlarda yapılan değişiklikler sebebiyle uygulama geliştiricilerinin de para kazanamayacağını, bu sebeple birçok uygulamanın abonelik sistemine geçeceğini söylüyor. yani sonuç olarak geliştiriciler yine para kazanmaya devam edecekken, yapılan değişimden etkilenecek olanların kullanıcılar olacağını söylüyor.

    apple ise bir süredir dünya çapında birçok yerden güven sorunlarıyla uğraşıyor. bunun üzerine dünyanın en büyük firmalarından birisinin de apple'a karşı savaş açması baskıyı daha çok artıracak gibi görünüyor.

    bununla birlikte apple kısa süre önce epic games firmasının oyunu fortnite'ı kendi mağazasından kaldırmış ve epic games olayı mahkemeye kadar taşımıştı.

    (bkz: fortnite'ın appstore'dan kaldırılması)

    daha önceki yıllarda ise fbi birkaç kez şüpheli kişiler hakkında bilgi edinmek için kullandıkları apple cihazlarının tuş kilitlerini açması için apple'a gitmiş, apple ise bu talebi reddetmiş ve suçlu bile olsa kişilik haklarına ihlal edemeyeceğini söylemişti.

    (bkz: fbi'ın apple'dan backdoor talep etmesi)

  • güney kore sinemasını uzun zamandır takip eden biri olarak şunu net söyleyebilirim. hollywood, 2000'lerden sonra sinema dünyasının en özgün filmlerini üreten g.kore sinemasını bu film aracılığıyla resmen ödüllendirdi. öbür türlü bu film hollywood çizgisine uzak bir film olsa da tam bir kore filmi olduğunu söylemek lazım. yani en iyi filme tamam ama yönetmenlik açısından başarılı kore filmlerinin hepsi bu tarzda kendine özgü filmler oluyor. yine de başta kurasawa ve wong baba olmak üzere uzak doğu sinemasını yıllarca görmezden gelen bir oluşumun g.kore filmine 2 büyük ödülü vermesi, güzel oldu.

    darısı ordan burdan konu çalan, mankenleri ve medya maymunlarını oyuncu diye karşımıza çıkaran, mafyanın eline düşmüş türk sinemasının başına diyelim.

  • hocanın ilayda'nın başarısına çalışın, ordan sorucam demesine rağmen, şeyma'nın rüyasından sorup hepimizi sıçırttığı dersin kitabıdır.

  • yıllar boyunca yaptığı gezi programlarında "ben zeytinyağımı yunanistan'dan alıyorum, türkiye'de zeytinyağı yok, kimse kusura bakmasın" diyip diyip durdu.

    kim bilir belki de bu sebeple akhisar'da üretim yapan bir firmayla anlaşıp zeytinyağı şişelerinin üstüne ismini bastırdı ve 3 kat fiyatla satılmaya başlandı bu zeytinyağları. :) link

    bugünlerde açıklanan listede ise dünyanın en iyi 100 zeytinyağı listesine türkiye'de üretilen 14 zeytinyağının girdiği görüldü. novavera 4'üncü, hermus 6'ıncı., asiltane 13'üncü oldu üstelik bu sıralamada. link

    gözlerim sicimoğlu'nun da yağını aradı ama bulamadı listede. mesele tamamen duygusalmış anlaşılan :) ama yine de hastasıyız kendisinin. orası ayrı :)