hesabın var mı? giriş yap

  • ne evlatlar var amk diye içlendiren bi soru. biz daha hala "anne iki liran var mı bozuk minibüse bincem" diye para istiyoruz.

  • yanılgı: osman adını taşıyan 3-4 arkadaşımız bir araya geldiğinde "ehehere osmanlılar mehehe" diye espri yapmak ortama neşe saçar, komiktir, güzeldir.
    gerçek: ağzınıza terlikle vururum.

  • sonrasında günün kalan kısmının zehir olmasına sebebiyet verir.

    ulan zaten akşama kadar beynin patlamış, saatler süren telefon konuşmaları, bütçe raporları, sipariş ve sevkiyat planları yüzünden anandan emdiğin süt burnundan gelmiştir. iki saat bir pub da oturup ayak üstü 2 tek yuvarlayacaksın, bunu sana çok görür. o iki saatlik keyif eve geldiğinde burnundan gelir. öncesinde tabi her 15 dakikada bir taciz telefonlarıyla zaten seni çileden çıkarmıştır. eve gittiğinizde, kafasına sardığı beyaz tülbent parçasıyla karşılar sizi. çünkü tüm hayatı boyunca ağrımamış her yeri ağrımış. midesi bulanmıştır. siz gelmeden hemen önce ateşi 41 e çıkmış, tansiyonu 3'e düşmüştür. sen arkadaşlarınla keyif(!) çatarken, o yatak döşek yatıp, acılar içinde kıvranmıştır. "ne oldu?" diye sorduğunda ise, "yok bi şey" derse, sıçtığının resmidir. hatta işi abartıp geceyi hastane geçirme ihtimaliniz bile olur.*neden çünkü arkadaşlarınla çıkıp iki saat kafa dağıtmışsındır ve allah senin belanı versindir.

  • bi 2-3 senedir var bende de bu his. sarkazm yok.

    2-3 sene önceydi işte, yanımda başka bir kaç yıllık mühendis (makina), beraber kimi verilere bakıp bi özet çıkarıyoruz. klavye bende. neyse... işte hazırlarken zırt pırt santigrat derece demek gerekiyor, artı eksi tolerans demek gerekiyor, mikron demek gerekiyor. ben ilgili yere gelince alt 238, alt 241, alt 230 bam bam düşünmeden ilgili simgeleri koyuyorum. adam durdurdu beni nası yaptın nası nası diye.. dereceyi nası çıkardın.. dedim eööö işte beyle?? çok etkilendi. hiç bilmiyormuş öyle bir olay olduğunu. böyle arkasına falan yaslanıp oha yaa diye diye etkilendi yani öyle böyle değil. bana bi havalar geldi tabii. bını biliyon mu? ya bını? peki ya bını? diye diye şoktan şoka koşturdum elemanı. gide gide iyice havalara girdim, kontrolaltdel’i de gösterdim. onu biliyormuş gerçi ama dedi bunu çoğu kişi bilmez bak sen biliyosun tabii ki. dedim ne sandın.

    o gün bugündür it’ye ne zaman yeni bi eleman başlasa, ilk denk gelişte muhakkak bi “pardon bi bakabilir misiniz” diyip çekerim. hemen kontrolaltdel yapıp “yhaa şu uygulama çok kaynak tüketiyo ne bu” diye bi ayak sorusu sorarım “beni bilgisayardan anlamayan saftiriklerden sanma” mesajını vermek için. etkilenmezse “bi de word’de bi şey yazarken” -şıkı şıkı word açarım alt 300 500 bi şeyler yazarım hemen kaş altından yandan yandan keserek- “böyle bi ekran titriyo sankim” diye ölümcül silahımı saplarım.

    eşşek kadar insansın stajyer it’ciye bilgisayardan anlıyorum havası atmaktan ne anlıyorsun dersen.. böyle bir işin uzmanına “biz de biliriz olm bu işleri... heh heh heh... aferim” amcalığı yapmaktan delicesine bir haz alıyorum. yıldızın etrafına dyson küresi ören uzaylıyla tanışsam “ben de evin çatısına güneş paneli kaplattım yaa yeni” diye hava atarım.

  • evdeki saat kendi bir saat geri almış, ablam da bir saat geri almış, kimse almamıştır diye ben de geri aldım şu an aylardan temmuz.

  • calisma ve sosyal guvenlik bakani omer dincer in 10 dk once sarf ettigi soz. sendikalarin "ücretsiz stajyer çalıştırılmasına olanak sağlayan yasanın kaldırılmasına" ilişkin taleplerinin de yer aldığı protestolarla ilgili ntv nin sorularini yanitlarken sarf etti.

    emek hirsizligini onaylamasiyla tarihe gecmistir.

    allah akil fikir versin.

    allah "uyum yasalari yapiyoruz" dedigi ab mevzuatina bakmayi nasip etsin, almanya'da stajyerlerin aylik en asagi 300-400 euro aldiklarini gosterecek goz versin. paranın kölesi olmuş abd'ye değil, ab'ye özensin, amin.

    edit: -kekik- (#21965331) hollanda'da stajyer 600-900 euro arasinda aliyor.

  • --- spoiler ---

    uçakta giderken hem beni hem yanımdaki teyzeyi koltuklarımızı tekmelemek suretiyle rahatsız eden ve adının rafael olduğunu öğrendiğim velede "yeter ama artık!" diye çıkıştım. yolculuk boyunca çocuğunu uyarmak zahmetine bile girmeyen pişkin adam bana "çocuk bu hanımefendi, bağlamamızı mı bekliyorsunuz?" diye karşılık verdi. ben daha elimi belime koyup ağzımı açamadan yanımda oturan teyze cevabı patlattı: "bak hele oğlum, sen daha gavur karına ağırlığını koyup evladına türk ismi koyamamışsın, şimdi de çocuğuna söz geçiremiyorsun da bize mi dilin yetiyor? o çocuk büyüyünce senin gibi olacaksa bağla evladım çocuğunu şimdiden, bağla elbet!" ben bu dobra yurdum insanını çok seviyorum çok!

    --- spoiler ---