hesabın var mı? giriş yap

  • yabancı sanıldım ama tipten değil.

    bir mekanda "fazla sigaranız var mı?" diyen yaşı ufak görünümlü birine "yaşın tutuyor mu?" dedim ve yüzüme tip tip baktı. (ben de sandım ağır laf gelecek) yan masadaki arkadaşına dönüp, "sen konuşsana ya yabancıymış" dedi, diğer arkadaşı gelip "do you have a cigarette" dedi. şimdi sabahtan beri "yaşın tutuyor mu?" cümlesini ingilizce bir şeye benzetmeye çabalıyorum.

  • evliyken başkasına aşık olan erkek veya kadın, arkadaşının karısına veya kocasına da aşık oluyor mu, birinci derece akrabasına aşık oluyor mu?
    cevap hayırsa insanı hayvandan ayıran aklın varlığı ile kendisine çizdiği sınırlar içerisinde kalabiliyor demektir.
    evli erkek veya kadın başkasına ilgi duyduğunu hissettiği anda kendini geri çekmeyi frenlemeyi bilmeli.
    evliliğin kötü gitmesi sana bu fren mekanizmasını kaldırma hakkı vermez. evlilik ne olursa olsun sadakat temellidir. evliliğimi nasıl daha iyi hale getiririm veya nasıl sonlandırırımı düşünmekten başka çareniz yok.
    durumu türk kadınına indirgeyip ajite etmek de yersiz.

  • balkanlar, tarihiyle, kültürüyle, siyasetiyle ve en çok da müzikleriyle hüznün coğrafyasıdır. kimi şarkılar vardır, dinlerken öyle hareketli, öyle kıpır kıpır gelir ki “kim bilir nasıl eğlenceli bir hadiseden bahsediyor” diye düşünür insan. o anlatılan aslında bir köy yangınıdır. sonra başka bir şarkıda ritmin hızına yetişemez insanın kulağı ama anlatılan bir terk ediliştir. tabii bu hep böyle değil; kimi zaman da insanın içine işleyen, sözlerini anlamasa dahi hikayesini kendi yazmış gibi anlayabileceği balkan türküleri, balkan şarkıları vardır. jovano jovanke bunlardan biridir.

    jovano jovanke bir makedon/ya türküsüdür ama her güzel şey gibi paylaşılamaz. bulgarlar “bizimdir” der, makedonlar buna karşı çıkar. hatta “% 110 makedon türküsüdür” derler. bulgarlar sahiplenedursun bu türkü pırıl pırıl bir makedon ezgisidir. ancak bilindiği gibi balkanlarda tüm kültürel öğeler geçişkendir, balkan ruhu sınır tanımaz bir özgürlükle bütün ülkelerin üzerinde eşit uçar. türkünün sözlerine biraz dikkat edince aslında makedonca olduğu zaten bellidir. bulgarlar bile bu türküyü makedonca söylerler.

    enstrümantal, erkek vokal, kadın vokal, koro, müziksiz sadece kadınlardan oluşan koro, rock, jazz, sadece akordeon, sadece klarnet gibi sayısız versiyonu vardır. vaska ilieva, aleksandar sarievski, nikola badev, leb i sol gibi makedon müziğinin bütün önemli isim ve grupları bu türküyü yorumlamıştır. ayrıca nigel kennedy’nin east meets east albümünde de yakıcı bir yorumu vardır. minnesota accordion orchestra’nın enstümantal yorumu da fena değildir. balkan ezgilerini koro olarak söyleyen kadınlardan oluşan muhteşem svitanje grubu da güzel şekilde yorumlar. resmi sitelerinde bu türkünün linki de vardır:
    http://www.svitanje.org/…es/yovano_yovanke_clip.mp3

    kanada, abd, avustralya gibi ülkelerde yaşayan makedon diasporasının bütün müzik grupları bu türküyü bir şekilde yorumlamış böylece başka kültürlerde de tanınmasını sağlamışlardır.

    lakin gelin görün ki en güzel en etkileyici versiyonu nazarımda bulgar sanatçı slavi trifonov’a aittir. üstelik bir de klibi vardır. klip ve şarkı birinci dünya savaşı’nda ölen bulgar askerlerine adanmıştır. hatta youtube’ta yer alan klibin yorumlarında makedon ve bulgar arkadaşlar “şarkı asıl bizim” tartışmasına girmişlerdir.
    http://www.youtube.com/watch?v=byns6ybp_w0

    bu da bizim mahallenin göçmen gençlerinin alkollü ve de detone ama samimi bir versiyonudur. mekan karşıyaka bostanlı sahil:
    http://www.youtube.com/watch?v=ka0-uauv2i0

    ara edit: aynı gençler daha az detone bir kayıt yapmışlar, yine bostanlı'da: http://www.youtube.com/watch?v=kjxy4qkk2ei

    bu da sözlerinin tercümesidir.

    jovano jovanke
    kraj vardarot sediş, mori ........... vardar'ın kıyısında oturuyorsun canım
    belo platno beliş......................... beyaz keten ağartıyorsun
    se na gore gledaş...................... ve yükseklere bakıyorsun*
    srce moje jovano........................ canım benim jovano
    --------
    jas te tebe te çekam, mori.......... ben seni bekliyorum oysa
    doma da mi dojdesh................... eve gelmeni bekliyorum
    a ti ne doagaş, dusho ………...... ama sen gelmiyorsun
    srce moje jovano…………….......... canım benim jovano
    --------
    tvojata majka, mori ……….......... senin annen canım
    tebe ne te puşta ……………......... bir türlü salmıyor seni
    kaj mene da dojdeş, duşo ….... yanıma gelmeyesin diye hayatım
    srce moje jovano ………….......... canım benim jovano

  • alex'in attığı golde spiker "alex, alex, alex, alex, samba, samba, samba" şeklinde bağırdı.

    diğer memleketlerde de böyle midir acaba? o ülkeye göre yabancı olan bir futbolcu gol atınca spiker o futbolcunun yöresel dansını haykırır mı? dert oldu bana.

    ispanya'da nihat gol atınca spiker "halay, halay, halay" diye bağırıyor mu acaba? n'olur bağırsın. :(

  • davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
    "ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.

    örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.

    mahkemede hakim soruyor:

    - borcun 5000 lira mıydı?
    - evet.
    - yani borcu kabul ediyorsun.
    - evet.
    - sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
    - evet.
    - tamam o zaman. davanın reddine...

    edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.

    edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.

    edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.