hesabın var mı? giriş yap

  • cerrahpaşa' daki öğrenci evimde 3 gün suların kesik kalması sonucu üst katımdaki hafif problemli anaokulu öğretmeni delirmiş, saçı başı yağlanmış, ayağında sünük pijama ile sokağa fırlayıp "uleeeynnn ben bu cerrahpaşanınnn daaaa, sular idaresiiininnn deee, bi buldurun laaan suyuuuu, kokuştuuukk ulaaağğnn evdeeeee, anasınııııı ...tiklerrriiiiimmmm" şeklinde bağırmıştı.
    asıl trajik olan, karşı apartmandan ve yan apartmandan birileri çıkmış "aaa bizim kesik değil ayol? sadece sizin apartmanı mı kesti bunlar" demişti.
    apartmanca yaptığımız keşif sonucu, dellenen komşumuzun bir vesile tamirat için ana vanayı kapayıp, açmayı unuttuğunu keşfetmiştik.

    sonra tabii apartmanca; uleeeeynnn biz senin gibi öğretmeniii, sana iş vereen okuluuuu, o okulunn müdürünüüü, elinin ayarınıı, aklınınn kenarını...

  • çalışıp kazanmaya alışık olmayan aktrolleri şaşırtan olay.

    hayır gören de kadın akp zenginleri gibi kamu arazisine rezidans dikti zanneder.

    edit: sevgili akpliler size cahil dediğimizde kızıyorsunuz ama yani niye böylesiniz

    1- chp son 20 senedir hiçbir şekilde sol değil, cayır cayır liberal.
    2- sol ve sosyalizm çok farklı şeyler. yani "solcu fakir olur" gibi bir önerme, "reza zarrab hayırseverdir" önermesiyle aynı geçerliliğe sahiptir.
    3- avukat dediğin insan selam vermeye bile 200 tl alır. bu durumda kılıçdaroğlunun gidip belle vue yerine kümük bi rezidanstan alması da saçmaymış

  • sözlüğün bir yerlerinde mutlaka açıklaması yapılmıştır ama benim başlıklar arasında göremediğim bir konu bu. daha ayrıntılı aktarmak gerekirse, uzun mesafeli uçuşlar yapılırken daha da fazla hissedilen, gidiş ve geliş uçuş sürelerinin birbirinden farklı olması diye bir durum söz konusudur. bu farkın izahını tübitak sayfasından aktarmak isterim;

    "uçaklar da hareketleri için havadan kuvvet alırlar. bu nedenle aynı yakıtı harcayarak havaya göre aynı hıza erişirler. dünya dönerken etrafını saran havayı da kendisiyle beraber döndürüyor. böyle olunca yerden bakan birine göre toprak gibi hava da hareketsizmiş gibi duruyor. böylece aynı yakıtı harcayan uçakların hareketinde de dünya'nın dönüşünün bir etkisinin olamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. kısaca tekrarlarsak, normal, rüzgârsız bir havada değişik yönlere giden uçaklar, havaya göre olduğu gibi yere göre de aynı hızla hareket ederler.

    rüzgârlı havalarda durum değişir. eğer havaya göre aynı hızla giden uçakları düşünürseniz, (bu her uçak aynı yakıtı harcıyor demek) rüzgârla aynı yönde giden uçak yere göre daha hızlı gidiyordur; çünkü hem uçak havaya göre belli bir mesafe kat eder, hem de rüzgâr havayı ve içindeki uçağı bir miktar ileriye taşır. uçak, rüzgâra ters yönde girmişse bu uçak yere göre daha yavaştır. sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. eğer istanbul'dan ankara'ya doğru kuvvetlice bir rüzgâr esiyorsa, istanbul-ankara uçuşu daha kısa, ankara-istanbul uçuşu daha uzun sürer.

    rüzgârların belki de en ilginç olanı jet-stream diye adlandırılan ve yerden 10-30 km yukarıdan esen güçlü hava akımları. bunlar sürekli aynı yönde, batıdan doğuya doğru ve saatte 100-400 km hızlarla esiyorlar. yerden hissedilmeyen jet-stream ilk defa 2. dünya savaşı sırasında bombardıman uçakları tarafından keşfedildi. o zamandan beri bu rüzgârlar üzerinde yapılan çalışmalar bunların dünya'nın dönüşünün etkisiyle basitçe açıklanamayacak bir şekilde oluştuğunu gösteriyor.
    normal yolcu uçakları havaya göre 800 km/saat hızla giderler. eğer doğuya doğru uçan bir uçak 200 km/saat hızla esen bir jet-stream içine girerse yere göre hızı 1,000 km/saat olur. eğer uçak ters yönde giderse bu defa hızı yere göre 600 km/saat olacaktır. bu, yolculuk süresi ve uçağın harcadığı yakıt olarak %66'lık bir fark demek.

    yolcu uçaklarının bu rüzgâra ters yönde girmemek gibi bir alternatifleri yok. uluslararası kurallar gereği uçaklar daha önceden belirlenmiş hava yollarını kullanabilirler ve ancak belli yüksekliklerde uçabilirler. bu nedenle jet-stream'e ters yönde giren uçaklar da var. yolculuk süresi de bu rüzgârın hızına bağlı olarak uzayıp kısalabiliyor."

  • "aşk sarhoşu derviş usulca nutella'sını parmakladı. zaten migroslarda satılan bir kitabın kahramanı olarak kafası iyice karışmıştı. kendime dönmeliyim diye düşündü". aman neyse bunları yazarken kendimi çok hırpaladım..bir süre demlenmeliyim.

  • - cengiz kargo..ama yorgunum aşağı iner misiniz?
    - elbette..hemen geliyorum..
    ..
    - merhaba..
    - merhaba..önce şu paketi vereyim..
    - aa şey..iyi de bu bana gelmemiş ki..
    - evet..en üst kattaki eve geldi ama onlar inmek istemediler..siz çıkarın bi' zahmet..
    - yuha!
    - yorgunum..

  • suç ekonomisi videosundan geliyorum,
    ilgili abla çok donanımlıydı ama para aklamayı ilker'e açıklayamadı.

    sanat eseri falan dedi de tam olmadı.
    ilker, "ben 1 milyon dolara gittim tablo aldım, nasıl aklanmış oluyor, bana sormuyorlar mı o 1 milyon dolar nereden geldi" diye sorunca kıymetli ablamız lafı dolandırdı.

    ilker'ciğim, ozark bilgilerimle sana money launderingi açıklamaya çalışayım.

    diyelim eline illegal yollardan 10 milyon dolar geçti.
    nakit dönüşünün fazla olduğu bir sektör bulup mekan açıyorsun.

    örneğin stripetease club.
    burada kendine sanal ciro ve gelir yaratıyorsun.
    örneğin günlük hasılatın 10.000 dolar, bunu sanal bir şekilde 25.000 dolara çıkartıyorsun.
    ayda 300k dolar yerine 750k dolar gelir gösterip bunun vergisini ödeyerek bu kadar parayı aklamış oluyorsun.

    kabaca %30-40 arası vergi ödemeyi göze alman lazım.

    uzaklara gitmeden örnek verecek olursak,

    ultra delux bir otel açıyorsun,
    odalarını gecelik 50-150 k $ arası gösteriyorsun,
    odalarını fake bir şekilde satmış göstererek milyonlarca dolar cebine yasal yollardan girmiş gibi oluyor.

    edit: efbrg'in uyarısı üzerine, "money washing", "money laundering" olarak düzeltildi.