hesabın var mı? giriş yap

  • 2030'dan geldi ise şu anda da yaşıyor olması gereken kişi, şimdiki haliyle yan yana gelsin, inandırsın bizi, yalan detektörü manipüle edilebilen bir cihaz sonuçta.

  • muharrem ince yalova’da oy kullanmak için sandık başına gelirken etrafındaki herkesi o harika gülümsemesiyle selamlar. o esnada bir “canlı” da hemen önünde beklemektedir. muharrem ince bu mahlukun görüntüsüne aldırış etmeksizin elini uzatır. kadın, tam bu esnada, bu ülkede dindarlar tarafından 16 yıldır oluşturulan tiksintinin arayüzü olur.

  • insan zaman zaman varoluşsal bunaltılar yaşayabilen bi' varlık. varoluşsal bunaltılar yaşıyor, o hâlde var.

    entelektüel insan darlandığı zaman kaygısal devinimlerin izdüşümsel yansıması başlığına 85 paragraf entry girer, "rastlantısal varoluşu bilincim kabul etmiyor" deyip konu üzerine makale falan okur, gider kendine yeni fularlar alır. peki ben ne yaparım? buzdolabını açıp aval aval bakarım, yarım limona üzülürüm, böyle varoluşsal bunaltılar yaşamama şaşırır, nihilisttim* lan ben niye varolmanın bunalımını yaşıyorum ki, yoksa kendimi tanımıyor muyum diye daha da bunalıma girerim, halıda yatarım, tavanı izlerim. izlerdim daha doğrusu.

    bekârlık sultanlıktır, yalnız yaşamak imparatorluktur temalı yaşamıma annem bayram ziyaretine geldi. içim daraldıkça evin içinde dolaşıyorum. "evin içinde niye manyak gibi dolaşıyorsun?" diyor. halıda falan oturuyorum, "yavrum mis gibi koltuk var kalksana yerden." diyor. en sonunda dışarı çıkıp hava almaya karar verdim. hava dışarıdan bedavaya alınabilen katma değerli bi'şey. ezkaza dışarıdan bi'şey lazım mı diyecek oldum ve evden elime tutuşturulan ince bi' dostoyevski romanı uzunluğundaki alışveriş listesiyle çıktım. yazarı annem. yakında tüm kitapçılarda rafları süsleyecek. neyse. benim varoluşsal bunaltılarım sonucu eve yeşil sebze girdi yıllar sonra. benim varoluşsal bunaltım en azından bi' işe yarıyor.

    şu sahte paraları anlamak için kullanılan mor ışığı üzerime tutsalar üzerimde 55 puntoyla "benim ne işim var bu hayatta" yazar vaziyette sokaklarda boş boş dolaşmak istiyordum. evin bayram kalabalığından uzaklaşır biraz da sokakların kalabalığına üzülürüm diye umuyordum. sonra da kendimi "aman en azından sokaktaki insanlar çevirip kaç para kazanıyorsun, ne zaman evleneceksin, ev almıyor musun ev al kendine bi' tane" diye insanı darlamıyorlar diye avutmayı düşünüyordum. ama cebimde sokaktaki varlığımın izin kâğıdı olan alışveriş listesi vardı, direkt markete gittim.

    markette ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek isteyen bi' adamın sebep olduğu ufak çaplı krizin ortasına düştüm. adam hansel ve gretel'deki gibi yürüdüğü yollara kırıntılar bıraka bıraka gezmiş tüm marketi. yolunu kaybetmekten korktuysa demek. bi' de alamancı bi' aile vardı. türkçe bildiği hâlde konuşmayan bi' kadın yüzünden kasada sıra oldu. kasiyerin gözlerinde magmayı gördüm. bayram günü bu beyinsizlerle uğraşan market personeline bakınca hayattaki varlığımı sorgulayışım biraz olsun azaldı. sonrasında kasiyerin 25,90 lütfen lafına kafasını gömdüğü telefondan kaldırıp cevap vermesi 15 dakika süren bi' ergen yüzünden insanlığa olan inancım tazelendi. gelecek kuşaklar da en az bizim kadar mal oluyor, çok fazla kuşak çatışması yaşamayacağız diye sevindim.

    eve dönerken aldığım orduluk erzaklarla dolu poşetler parmaklarımdaki kan dolaşımını kesti, kangren olma tehlikesiyle hızlı hızlı yürürken varoluşumun sancısı tamamen geçti. teşekkürler anne. iyi ki varsın.

  • bildiğiniz üzere her yerde kimlik fotokopisi ile işlem yapan kurum yada kuruluş çok fazla var. en basitinden hat alırken, bankada dilekçe verirken, abonelik işlemlerinde veya senetle alışveriş yaparken vb.. bu şekilde kimlik fotokopisi ile ne gibi işlemler yaptığımız malumunuzdur.

    asıl burada bahsetmek istediğim olay, 2-3 ay önce başıma gelmiş ve hala devam eden dolandırıcılık silsilesi.

    yaklaşık 2 buçuk ay önce evime hırsız girdi. çelik kapı kitli olmasına rağmen kilidin göbeğini kırarak gündüz vakti eve 1'i kadın 2'si erkek 3 kişi (güvenlik kameralarından gördüğümüz kadarı ile) 15 dakikada istanbul pendik'deki evimi soydular. yaklaşık 7-8 bin liralık maddi değeri olan altın, takı, arabamın yedek anahtarını vs. çalıp, elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gittiler.

    evin soyulduğunu öğrenince prosedürleri yerine getirdik, eve girmeden polisi aradık. 15-20 dakika sonra polis ile beraber eve girdik sonra yaklaşık 3 saat olay yeri incelemeyi bekledik, sonrasında onlarda parmak izi bulamayıp gerisin geri döndüler, falan filan.

    işte olayın patladığı yer bundan sonra. bu bizim çiğ süt emmiş hırsızlar aldıkları ile yetinmeyip birde kıyıda köşede benim 5 sene evvel üniversite yıllarımdan kalma kimlik fotokopisinide (eski evraklar arasından bulmuş) cebe atmış. (fotokopideki kimliğim üzerine 3 defa kimliğimi yeniletmiştim, güncel kimlik değil belirtmek isterim.)

    tabi biz fotokopinin çalındığının farkında değiliz. ta ki 1 hafta sonra beni finansbankdan müşteri hizmetleri arayana kadar. arayan çalışan cihaz kredisini onaylayıp onaylamadığımı sordu, bende dalgamı geçiyorsunuz ne kredisi ben öyle bir başvuru yapmadım dedim, bana bir numara söyledi, bu numara size ait değil mi diye sordu, yok dedim kesinlikle bana ait değil işlemi onaylamıyorum dedim. nereden başvuru yapıldığına dair soru sorduğumda da bu bilgileri sizinle paylaşamam tarzında bir cevap aldım. dalga geçer gibi birde benden benim adıma işlem yapan kişileri saklamaya çalıştı.

    telefonu kapattıktan sonra hemen e-devlete girip adıma herhangi bir hat alınıp alınmadığına baktım. ve bingo. gün içerisinde adıma vodafonedan hat çıkartılmış. hemen vodafone müşteri hizmetlerini aradım bilgi aldım, meğer hat ile birlikte telefon kampanyasından yararlanılmış, 1 adet samsung s6 alınmış. dedim bu işlem bana ait değil hattı kapatın şikayetçi olacağım diye, ne dese beğenirsiniz, mail atmam gerekliymiş. buyur buradan yak. tuttum 3 tane mail attım. ertesi güne kadar dönmediler ama sağ olsunlar 2-3 aydır süren ve hala sonuçlanmayan incelemelerini başlattılar.

    bunları öğrendikten sonra karakola gidip ek ifade verdim. böyle böyle bir olay oldu. evden fotokopiyi de çalmışlar, yapılan işlemler şunlar, kesinlikle hiç bir alakam yoktur. vodafone bayisinden kamera görüntülerini alın diye bilgi verdim.

    ardından bu çiğ süt emmiş hırsızların fotokopi ile neler yapabileceğini düşündüm, bankalardan kredi başvurusu diğer operatörlerden hat ve telefon falan filan.

    ertesi gün bddk yı aradım ve başıma gelenleri anlattım. adıma tüm bankalardan tedbir koydurmak istedim. kimlik bilgilerimi çalarak muhtemelen sahte kimlik basıp işlem yapmaya çalışıldığını söyledim. aldığım cevap ise şöyleydi. öyle bir önlemimiz yoktur, tüm bankalara konu ile alakalı faks çekmeniz gerekmektedir. bankalar kendi tedbirlerini kendileri alırsa alır. sonrasında birde baktım ki 51 tane banka var türkiye'de. http://www.bddk.org.tr/…slar/bankalar/bankalar.aspx pes etmedim, her birine ayrı ayrı faks çektim. ardından tüm operatörlere faks çektim. sonrasında gidip vergi dairesine dilekçe verdim. yetmezmiş gibi bankalara tek tek gidip adıma herhangi bir işlem olup olmadığını sordurdum. öğrendiğim kadarı ile ing bankdan da bir kredi başvurusu olmuş fakat kimlik eski diye onaylanmamış. bu şekilde banka banka gezerken bir bankacı bana reklamları şu aralar dönen kredi notunu öğrenebileceğim malum siteden bahsetti. üyelik alırsam adıma herhangi bir kredi, kredi kartı yada kkb sorgulama yapılmış ise görebileceğimi söyledi. hemen 132 tl bayılıp üyelik aldım ve bingo.

    bunu görünce şok oldum, adıma bu işlemleri yapan şahıs yada şahısların her yere verdiği telefon numarası ile benim adıma 7,5 tl karşılığında sorgulama yapılmış ve kredi notum öğrenilmiş. ardından diğer tüm dolandırıcılık işlemlerine başlanmış. yani adamlar boşa kulaç atmamışlar. önce kullanacakları kimlik bilgilerinin kredi notu nasılmış onu öğreniyorlar, kolay işlem yapılabilecek bir profile sahipse her tarafa saldırıyorlar.

    malum siteden gördüğüm kadarı ile simportdan, aveadan, vodafonedan ve bir kaç yerden sorgulama yapılmış. tek tek aradım ve neler alındığını öğrendim. çiğ süt emmişler bakırköy airport avmde samsung bayisinden 2 tane s6 edge telefon almış, üstüne onlarıda sigortalatıp senete adıma imza atıp elini kolunu sallaya sallaya çıkmış.

    bunlar adıma yapılmış işlemlerin bir kaçı. bütün öğrendiğim bilgileri detayları ile savcılığa ifademde verdim. 2-3 ay oldu hala bekliyorum, bekliyorum ki bu çete yakalansın. adamların kamera görüntüleri var, 7,5 tl karşılığı yaptıkları malum sitede sorgulama sırasında girilen kredi kartı bilgileri var (muhtemelen bu kredi kartıda çalıntı) tedirginlikle yarın başıma daha ne çorap örecekler diye bekliyorum.

    son olarak şunu belirtmek istiyorum bu olaylar herkesin başına gelebilir. belki ben ilk değilim ama sonda değilim. kimlik fotokopisini etrafa verirken eski yada güncel farketmez, dikkatli olun. çöpe kimlik fotokopilerini atmayın, özellikle kimlik fotokopisi alarak işlem yapanlar lütfen bu kopyaların yanlış ellere geçmemesi için özen gösterin.

    edit: kimileri yorum olarak viral falan diye döktürmüş, ben burada mağdur oldum ahanda benim başıma bu gelmiş diyorum, kardeş dikkat et seninde başına gelmesin diyorum, yazmış olmak için yazıyor. diyecek laf yok...

    ikinci olarak bu işlemleri sahte bir kimlik ile yapmış olması. özellikle samsung bayisinde işlemi geçekleştiren çalışanın söylediği şey şu; bana kimlik verildi ondan fotokopiyi kendim çektim. yani bilgileriniz ile sahte kimlik basmak sanıldığı kadar zor değil. bu sahtekarlar da bunun farkında olduğu için sahte kimliği fark edebilecek bankalardan banka çalışanlarından uzak duruyor, telefonla, atmden veya başka bir şekilde başvuruyu yapmış. onun dışında senetle alışveriş yapılan yerlerde ki çalışanlar senin benim gibi adamlar yani sahte kimlik ile gerçeğini ayırt edeceği meçhul kişiler.

    siz siz olun e-devletten adınıza hat var mı, veya bankalardan sorgulama yaptırın adınıza kredi, kredi kartı bilginiz haricinde var mı diye.

    benim para bayılıp üyelik almamdaki tek sebep bundan sonra herhangi bir sorgulama yapıldığı zaman sms ve mail ile bana bilgi gelmesi. bu şekilde adamları yakalatabileceğimi düşündüm. umut fakirin ekmeği tabi. dolandırıcıları yakalatmak sana mı düştü diyenlerede şöyle söyleyeyim, bir kerede olsun mağdur olarak savcının karşısına geçip ifade verin anlarsınız halimi.

    edit 2: arkadaşlar yapılan işlemler zaten güncel kimlik kopyası ile yapılmış değil. yani yıllar önce kullandığım kimliğin kopyası. seri numarası farklı artık herhangi bir yükümlülüğü yok yani kağıt parçası. bu adamların işine yarayan şeyler üzerindeki bilgileri...

    edit 3: kkb sorgulama yapılan sitenin adını vermek istemiyorum. art niyetli davrandığımı düşünüp ciddiye almayanlar olabilir.

    edit 4: ilgilenip yeşillendiren konu ile alakalı olarak fikir alışverişinde bulunan arkadaşlara çok teşekkür ederim. özellikle bir avukat arkadaşın yazdığına göre benim ile benzer bir durumda olan bir müvekkili varmış. yani yarın öbür gün sizinde aynı şekilde başınıza gelebilecek bir durum bu. lütfen dikkatli olun, temkinli olun. tedbiri elden bırakmayın. bu entrye inanmak istemeyen arkadaşlarda var, benim için sıkıntı değil kimseyi de inandırmak zorunda değilim, ben buradan en azından tedbir amaçlı yapmam gereken bir kaç şey daha öğrendim. bu benim elimi güçlendirecek, biraz olsun içimi rahatlatacaktır. tekrar teşekkürler.

    edit 5: şubat 2016 ilk haftasında vodafone tarafından bana ulaşıldı. incelemenin devam edebilmesi için tarafımdan el yazısı ile yazılmış, altında 3 adet imza bulunan durumu anlatan dilekçe ile birlikte kimlik fotokopimin gönderilmesini istediler. istedikleri gibi yazdım, gönderdim. 6 aydır bir sonuca varamadılar, şimdi mi çözecekler bu işi diyerek adıma icra davası açmalarını beklerken, bugün vodafonedan bir mesaj geldi. mesajda "bilginiz dışında adınıza açılan hat ile ilgili itirazınız olumlu değerlendirilmiştir. düzenlenen faturaları ödemekle yükümlü olmadığınızı bildiririz. vodafone" yazıyor.

    çok şükür ki vodafone olayını bu şekilde kapatmış olduk. adıma yapılan senetli alışverişler içinde icra davalarının açılmasını bekliyorum. umarım onlarda bu şekilde adıma olumlu hallolur. onlar hakkında da gelişmeleri buraya yazacağım.

    ha bide buradan yazdıklarıma inanmayıp, prim yaptığımı düşünen arkadaşlara da açılan hatla alakalı borç fotosunu koyuyorum. belki ülkemizde bunlarında başa gelebileceğini bir nebzede olsa inanıp, milleti yalanlamadan önce bir durup düşünmelerine sebep olacağını umuyorum.

    http://i.hizliresim.com/579nbj.jpg

    edit 6: şubat ayında vodafone'dan gelen mesajı burada yazmıştım fakat vodafone gibi kurumsal bir firma bana gönderdiği mesaja rağmen şark kurnazlığı yaparak 03/03/2016 tarihinde icra davası açtılar. e-devlet üzerinden gördüğüm icra davasına avukatım ve bu entry sayesinde tanıştığım hukukçu bir arkadaşında yardımıyla imzaya ve borca itirazda bulunduk. ne yazık ki paçayı bir türlü kurtaramıyorum.

    edit 7: bugün okuduğum bir haberde benimle benzer bir durumu yaşayan bir kadının olduğunu öğrendim. buradan okuyabilirsiniz: haber
    allah sonumuzu hayretsin ne diyim.

    edit 8: geçen hafta e-devlet üzerinden adıma açılmış davaları kontrol ederken, vodafone tarafından açılmış davanın kapandığını (itirazıma binaen davanın düştüğünü düşünüyorum) gördüm. ancak e-devlet üzerinde vodafone'a kayıtlı hat ve borç bilgisi hala görünmekte. umarım o bilgilerde güncellenir.

    edit 9: haber sitesinde karşılaştığım bir habere göre; haber linki
    --- spoiler ---

    kararda, özel sektör dahil hiçbir yerin nüfus cüzdanlarının kopyalarını alamayacağı ve kişisel bilgilerin, yalnızca savcılık kararıyla görülebileceği belirtildi.

    --- spoiler ---

    edit 10: bugün karşılaştığım bir habere göre (haber linki)

    --- spoiler ---

    istanbul kartal'da yaşayan ve kimlik bilgileri dolandırıcıların eline geçen ibrahim çevik'in (39) adına çeşitli bankalarda kredi kullanıldı, işyerleri açıldı ve cep telefonları alındı. karşılıksız çeklerle adına kurulmuş şirketlerden tam 65 milyon tl borçlandırıldı. son 17 yılda 219 kez mahkemeye çıkan ve hepsinden beraat eden çevik'e sakarya'da devam eden son mahkemesinden de müjdeli haber geldi ve beraat kararı çıktı.

    --- spoiler ---

    malesef benden daha kötü durumda olanlar da varmış. arkadaşlar bir şey olmaz demeyin siz siz olun tedbirinizi alın. (bkz: e-devlet) üzerinden düzenli olarak adınıza açılan davaları, adınıza açılan hatları kontrol edin. bu ülkede benim başıma gelmez demeyin. sonra yıllarca uğraşırsınız, benden söylemesi.

  • 27 ekim 1961'de sovyetler birliği ve abd panzerlerinin 16 saat boyunca savaşa hazır bir şekilde bekledikleri doğu-batı berlin arasındaki geçiş noktasıdır. bu bekleyiş sırasında yapılacak herhangi bir yanlış hareket dünyanın siyasi tarihini derinden etkileyebilirdi. bu bekleyiş diplomatik görüşmeler sonunda sona ermiş, tanklar karşılıklı olarak geri çekilmiştir. şu anda bu geçiş noktası berlin'de turistik bir yer olarak pazarlanmaya devam etmektedir. ayrıca günümüzde burada bulunan büyük bir mcdonald's şubesi, abd'nin rusya'ya verdiği siyasi bir mesaj olarak kabul edilmektedir.

  • bu virüse inanmayan pezevenkler. şu yaşanan kapanmalar, insanların işsiz kalması, ölümlerin artışı... hepsi sizin sorumluluğunuzdur. hepsine siz sebep oldunuz. olmaya da devam ediyorsunuz.

    avustralya, g. kore, japonya, tayvan örneklerine bakın. insanlar önlemlerini toplu şekilde aldığında hiç bir sorun olmadan normal yaşantısına devam ediyor. ama o maske var ya maske. sanki ırzınıza geçiyorlar. sanki bir yerlerinize sokun diyorlar. namusunuzu ondan daha az korursunuz. sanki özellikle bir yerden bu hastalık yayılsın diye finans alıyorsunuz. bu kadar boş beyinler olamaz çünkü. sanki caddede fosur fosur sigara içmeden duramıyorsunuz. sanki o sıçtığımın sigarası ağzınıza girip mikrobunuzu milletin suratına suratına üflediğinizde size para veriyorlar. bu kadar mal millet başka yerde yoktur. okumuşundan okumamışına kadar.