hesabın var mı? giriş yap

  • - bana üç kilo salatalık, bir kilo havuç, iki kilo kabak, bir kilo da patlıcan...

    - ouuvvvvvv sınır tanımam diyosun yani?

    - misafirim gelecek gerizekalı

  • global olarak düşünürsek benim düşünceme göre:
    insanlar robotlaşacak.
    gelişmiş ülkeler marka marka şekil şekil biyonik kol bacak kalp böbrek geliştirecek. kusursuz çalışacaklar.
    diyelim ki sen kolunla maksimum 20 kg kaldırıyosun, bi kol takacaklar sana 40kg hiç zorlanmadan kaldırabileceksin. akşamları şarj edeceksin falan. olacak bunlar. kanada, abd, fransa, almanya bu sektörü coşturacak.

    şimdi de ülkemizde olacak şeylere bakalım:
    4. boğaz köprüsü
    adanaya hızlı tren
    konyaya kainatın en büyük camisi.
    5 kavanoz bal 120 tl olacak.

    edit: bykush uyardı sağolsun kainatmış kahinat değil.

  • şehir ve semt yazılmayacaksa yazılmasın dediğim liste. tutup 200'e yakın entry'yi tek tek okumamızı beklemiyorsunuz değil mi canlar? ben ankara diye aratacağım, bir başkası beyoğlu diye aratacak, bir başkası nevşehir diye aratacak, öyle okuyacağız. rica ediyorum biraz düşünceli olun, lahmacunseverleri üzmeyin.

  • valla haklı bir tweet.

    tamam futbol 11'e 11 oynanıyor da futbolla yatıp futbolla kalkan, başka hiç bir spora destek vermeyen, en büyük spor eğlencesinin futbol olduğu 80 milyonluk ülke isen letonya'dan çok daha iyi olacaksın.

    ısparta kadar nüfusu olan izlanda'dan 3 yemiş 80 milyonluk ülke mi olur lan?

  • kendi deneyimimden dolayı yazdığım bir entry (bkz: #49889020) yüzünden almadığım hakaret dolu mesaj, altına girilmeyen entry bıraktırmayan araba. lanet olsun, nasıl insanlarsınız siz? ulan ben haram yemedim, 2 yıl haftanın her günü geceleri 4 saat uykuyla durdum, bir gün tatil yapmadım, işlerimi yoluna koyayım diye uğraştım, didindim, hakkımla kazandım aldım. biriktirdiğim parayı kumarla çoğaltmadım, kredi çektim, riske girdim, inşaat yaptım, sonra onu da bıraktım. size girip çıkan ne arkadaş? ben mi elinizden aldım lanet olasıca hayatınızı? "naber kızlar zenginim" diyormuşum, gavatmışım falan. nedir olum sizin derdiniz?

    dünyanın en iyi arabası değildir, dünyanın en pahalı arabası değildir, almanya'da 2 yaşındakilerine çok rahat her türlü insanın binebileceği, taksi olarak da oldukça bol bulunan bir arabadır. ego tatmininizi benim üzerimden yapmayın. otoritenin elinizden aldığı hayatı ben elinizden almışım gibi davranmayın. sikmişim arabasını ulan, bundan 6 sene önce sürekli yağ yakan tempra'ya biniyordum, bir gün de yolda mercedes görünce sövmedim. tutup da 18 yaşımda babama yaslanıp coupe, cabrio araba almadım. üniversiteden beri görüştüğüm kız arkadaşımla tanıştığımda da cebimde fazladan ayıracağım 5 kuruş para yoktu. nasıl insanlarsınız olum siz, neyin derdindesiniz?

  • bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.

  • insanın kaybetme duygusunu kaybettiğinde nasıl özgürleşip çevresindeki şerefsizleri maymuna çevirebileceğinin kitabını yazmış bir idoldür.

    limonla ayı abbas'ı madara etmişliği vardır.

  • 1 haftadır yazacağım, üşeniyorum. sokak ortasında özet yazayım. ayrıntı eklerim belki. (ertesi gün çeşitli düzeltmeler.)

    a101'den dardanel marka ton balığı aldı eşim. mavi kutu. a101 markası değil.
    açtık, berbat kokuyor. ağır bir balık kokusu. eşim "kepez gibi kokuyor" dedi hatta :) (not: çanakkale kepez, antalya kepez değil. dardanel fabrikası burada olduğu için bazı dönemlerde ağır çiğ balık kokusu olur ki çiğ balık kokusu da severim)

    fabrika 5km ötede. gittik fabrikaya bıraktık. bir açık bir kapalı kutu. üretim tarihi vs yazılı.

    1 hafta sonra (istanbul'dan) telefon geldi.
    üründe bir sorun yok. sadece çok taze olduğu için böyle bir koku oluyor bazen dediler. biz de şaşırdık ilk kez almıyoruz ki...

    telefondaki devam etti "çünkü dinlendirmek yerine talep çok olduğu için hemen satışa verildi" (a101 kampanyası varmış. ona özel üretiler belki) bekletilmemis.

    ben de çanakkale'de oturduğumuz için şu örneği verdim telfonda.
    "ezine'ye gidip eski/dinlenmiş ezine peyniri alıyorsunuz. fakat adam kilosu 70tl'den size taze peynir veriyor. neden? çünkü iş çok ve peynir yetişmemis. 30tl'lik taze peyniri size ezine diye iteliyor. bu durumda ne yapardınız? tabii ki almazdınız. çünkü o peynirin dinlenmiş/eskitilmiş ezine peyniri ile ilgisi yok. eskiyen peynir bir çok şeydeki gibi su kaybeder ve azalır. ayrıca eskitme maliyeti de doğal olarak peynire eklenir. siz 70tl'ye taze "ezine peyniri" almazsınız. (ki çanakkale içinde taze keçi peyniri bile 30-35tl civarı. neden? çünkü taze.)

    telefondaki kız haklısınız ama kem küm. (kem küm=ama taze ürün ama satış ama bık cık)

    başka da cevap yok.

    bu arada bir tanesi kapalı, iki adet ton balığınin parası da boşa gitti. taa fabrikaya, ayağına kadar gittiğimiz adamlar "özür dileriz, üründe sorun yok ama getirdiğiniz ürün karşılığı olarak adresinizi verin veya madem ki çanakkale'desiniz, fabrika satış mağazasına buyurun, bize bıraktığınız ürün yerine yenisini verelim" demediler. veya iban isteyip ücret iadesi yapmadılar.

    yıllarca kurumsal şirketlerde çalışmış bir insan olarak son sözüm: pr berbat.

  • adanalıyıh............adanalıyız
    abov......bir şaşırma ünlemi
    araya gitmek.......ziyan olmak
    allöş......bir şaşırma ünlemi
    anarya............arka, geri
    avel............aptal
    banadura............domates
    bayaktan............az önce
    bider............tohum
    bocit............bakır sürahi
    bozuk hamam............kiler
    bögü............zehirli örümcek
    böcü............domuz
    carcur............şarjör
    cere............kulplu testi
    cılk............çürük
    cıncık............cam
    cırlazmak............oyunbozanlık
    cılık............civciv
    con dere............ekerbiçer
    çingil.......metal yoğurt kabı
    çul............kilim, yer yaygısı
    daraba............kepenk
    dinelmek............ayakta durmak
    dulda........sığınak, kuytu yer
    engin............alçak
    essah............sahi
    esvap............çamaşır
    eşgi............ekşi
    fallik............hafif meşrep
    feriştah......................soy
    gadasını almak....belasını almak
    gal (kal) ............güya
    galan............bundan sonra
    ganel.............kanal
    gindirik...........aralık
    gulle............bilye, misket
    harnup..........keçiboynuzu
    helke..............kova
    hellengeç...........yengeç
    hırpo..........enayi
    ihmak..........diz çökmek
    iliskin...........sucuk
    kertis...........kertenkele
    kunnamak........doğurmak
    küncü........susam
    lastik...........spor ayakkabı
    malamat......rezil, kepaze
    manık..... ....kedi yavrusu
    melefe.........astar, yüz
    mızık yapmak....oyunbozanlık
    mitil........yatak, yorgan eskisi
    naylon.....traktör römorku
    nınık..........salyangoz
    patates.......esrar
    pendir...........peynir
    pırtmak. ....kurtulmak
    sınıkçı....kırık çıkık tedavi eden
    ziptilli.........sebze hali
    sırt..........elbise
    soyka......yaramaz çocuk
    teker........bisiklet
    tevge..........yaramaz
    tosbağa......kaplumbağa
    urup.........çeyrek
    yazı.........tarla, ova
    zibil...........çöp
    zumzuk......yumruk

  • ben anlamıyorum arkadaşım. hadi hepimiz yapıyoruz gerek etek traşı, gerek koltukaltı, gerek omuzdaki sırttaki kıllar bazen parmaklarda çirkin gözüküyor diye tam parmakların üstünde çıkan kıllar.. yanlış anlama ha, jilet falan değil bazen traş makinası bazen trimmer bazen makas kadar masum. böyle çaktırmadan üstten üstten kısaltıyorum ordaki kılları. ama şerefsizin evladı nasıl da anlıyor kestiğimi hemen uzamaya başlıyor. lan ne zaman gördün, deriye mi değdim, kıl dökücü krem mi sürdüm ki dellendin gıpraştın? it oğlu it... sen farkında bile değilken sağa sola yatıkken üstten inceden kestim seni. lan uzamıyodun ki daha önce... sabitlenmiştin sen? nerden gördün de yine uzuyorsun..
    köke yaptığı baskı hafifledi de mi uzamaya karar verdi... anlamıyorum arkadaşım.

  • rtük başkanı ebubekir şahin: “sevda noyan olayı çok büyütülecek bir konu değil. darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri biz cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz” demiş kendileri.

    değil radyo televizyon kuralları ihlali anayasaya aykırı düşünen yaratıkların arkasında durmaya çalışmak bile nasıl aşağılık bir durumdur, çocuklarınızı utandırmayın bari.

    https://twitter.com/…tatus/1261263689065299970?s=21

    edit: hukuki olarak anayasada suç ve ceza kavramları olmadığı için anayasal suç kısmı değiştirildi. uyaran arkadaşlara teşekkür ederim.

  • kulagakaçan gececil bir böcektir. nimfler erişkine benzer. 12-20 mm uzunkuğunda, kanatlı, uzun ince antenlidir. karnın sonunda iki adet kıskaca benzeyen uzantı bulunur. beslenme yelpazesi geniştir. meyve gibi bitkisel besinler, ölü böcekler, diğer kulağakaçanlar ile beslenir. arıcılar ve bağcılar bu böceği pek sevmezler.

    az önce mutfağımdan bir örneği canlı olarak yakaladım. bu aralar bu elemanlardan çok var mutfakta. babam da bunları yakalayıp öldürmeden dışarı atıyor. doğal yaşamı koruyoruz.