hesabın var mı? giriş yap

  • yumurta patlatma makinesi de denebilir. lan geçtim kıvamı mıvamı sağ salim teslim et yumurtayı yeter.
    3 tane koydum demin. 3 ün 1 ini aldım.
    illalah artık! tertemiz suda kaynatırım.
    ek:
    oha! 11 tane mesaj gelmiş şu mevzu için. şaka mısınız lan ? 13 senelik yazarım. hiç bir mevzu için bu kadar mesaj aldığımı hatırlamıyorum. 28-30 ocak'ta erkek yazarları mesaja boğuyoruzdan kastedilen bu olmamalıydı.
    deliyorum arkadaş deliyorum. deldiğim yerden gene patlıyor. dolaba da koymuyorum ben zaten yumurtalarımı. dolabın üstünde oda sıcaklığında duruyor.
    ek2:
    tamam patlamıyor amk. makine ile aramda kişisel bir husumet vardı. iftira attım. pişmanım.

  • oysa türkiye'de eğitimsiz bir çomar olup, "mülakatla girdiği" işlerden -üç-dört yerden- maaş alıp halkın parasına, ihaleleri usülsüz alıp halkın malına çökmek daha evladır.

  • gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.

    damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.

  • sabah kalkilir dolaba bakilir..

    -aaa kinder bidi bidi sutlu balli, bu ne bu ne?
    +onlar benim dokunursan kafani kirarim..
    -ama ama, 2 tane var burda, biri benim degil mi? bohu
    +hayir! bir tanesini denemek icin aldim, oburunu de deneyince begenirsem diye aldim..
    -hm...

  • bildiğin türk milletine benziyor.

    birden saldırınca taş gibi oluyor. yavaş yavaş çaktırmadan elini sokunca dibine kadar girebiliyorsun.

  • - birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde bu programı ve bileşenlerini tümüyle kaldırmak istediğinizden emin misiniz?

  • bugün izleme fırsatım oldu ilk söyleyeceğim şey muazzam bir woody allen filmi olduğu. olay akışına girmeyeceğim çünkü woody filmlerine aşina olanların bildiği bir hikaye ancak hikaye çok güzel işlenmiş. asıl adamımız her woody filminde görebileceğimiz gibi ciddi korkuları olan, hayatın anlamını ve nedenini sorgulayan bir entellektüel. bu karakter üzerinden hem kendi hayatlarını hem aşk hayatlarını sorgulayan karakterler mevcut. ve tabi artık filmlerin tamamen gişe kaygısıyla yapılmasına eleştiriler barındırıyor yapım, dünya sinemasına saygı duruşu diyebiliriz buna. mort karakterimiz bir roman yazmaya çalışmaktadır ancak bunun sıradan romanlardan olmasını istemediği için bitirememektedir. dostoyevski, joyce seviyesinde bir eser ortaya koymak isterken, son dönemeçte kendisinin bir kitap yazarı değil iyi bir okuyucu olduğu sonucuna varır.

    ama benim değinmek istediğim nokta bu değil, filmde karşımıza çıkan büyük yönetmenlerin filmlerine yapılan göndermeler muazzam. tabi burada woody en sevdiği yönetmenlerden bir seçki sunuyor bize adeta. bergman filmlerindeki sahnelerin içerisinde başrolümüz dahil oluyor ve karşımıza harika diyaloglar ve sahneler çıkıyor.
    tabi sadece bergman filmlerini görmüyoruz. godart, bunuel, fellini yapımlarından da harika sahneler karşımıza çıkıyor.

    bergman'ın persona, wild strawberries, seventh seal filmlerinden ikonik sahnelerin mort üzerinden tekrar yaşandığını görüyoruz. godart'ın a bout de souffle'u, bunuel'in el ángel exterminador'u, truffaut'ın jules et jim'inden sahneler ile karşılaşırız. belki gözümden kaçan filmler olmuştur, fark eden olursa mesaj atarsa ekleyebilirim.

    nihayetinde filmimiz seventh seal'de şövalyenin ölüm ile ilk karşılaşmasında yaşanan sahne ile nihayete erer. ölüm'ü christoph waltz canlandırmakta. kısa bir rolü var son derece eğlenceli diyaloglar söz konusu. hatta konuşmanın bir noktasında ölüm, mort'a beni bile depresyona soktun minvalinde bir söz söyler.

    sonuç olarak ben filme hayran kaldım. son dönem woody filmleri arasında en iyilerden. 2010 sonrası filmlerine baktığımda midnight in paris ile en iyi filme diyebilirim. bu arada başrolümüz olan mort'un paris aşığı olması çok güzel bir olay oldu benim için.

    10/10

  • benim çocukluğum için en hasından çocuk bayramıydı. düşünsene, yılda bir günlüğüne arkadaşlarınla hava karardıktan sonra, üstelik akşam geç vakitte dışarda oynamana izin verilmiş. kibritle bile oynaman yasakken kocaman devasa ateşler yakılmış. cesaret edebilen üstünden bile atlıyor. sadece sen ve diğer çocuklar değil, büyükler de gelmiş oyununuza katılmış. mahallede sokak düğünlerini aratmayan bir kalabalık. saatlerce bitmeyen coşku. sonrasında evde aynada isten kararmış suratın, yanık lastik kokan tişörtün. derin uykularda büyüdüğünü gördüğün rüyalar.