ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gaziantep'te bir vatandaşın kendisini yakması
-
işsizlik yüzünden kendini yakan insanların olduğu bir ülkede siyasiler saraylarda yaşıyor. diyecek bir şey yok...
bir erkeğin en güzel olduğu an
-
95 yaşında, üç kaburgası kırılmış, vücudunda kanser sıçramamış yer kalmamamış erkeğin buna rağmen "paran pulun var mı, keyfin yerinde mi oğlum, gel bi çay içelim de anlat" dediği andır. işte o erkekten güzel erkek, o adamdan güzel adam yoktur.
house of the dragon
metrobüs
-
istanbul'da yaşamaya başlayalı 2 hafta oldu. kendisini sabah işe gitmek için bir iki kez deneme mecburiyetinde kaldım.
sanatçı ruhum boş durmadı;
açtırdılar fanusu,
yokladılar anüsü,
her şeyi unutturur,
avcılar metrobüsü.
ne kaldı avcılara,
katlandık acılara,
ellettik hacılara,
avcılar metrobüsü.
reza zerrab'ın tutuklanmasına sevinen soğan cücüğü
-
başlığı açan tuvalet terliğine benim de bir söyleyeceğim var.
-- hürriyet gazetesi washington temsilcisi tolga tanış'ın haberine göre bölge yargıcı richard berman’ın baktığı davada, savcılık zarrab ve diğer iki şahıs için abd’yi dolandırmaktan beş yıl, abd’nin iran yaptırımlarını ihlal etmekten 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve kara para aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi. --
reza zarrab tutuklandı
linkte verdim o beynine gitmiştir umarım..
erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret
uzun yazdıysa haksızdır
-
ülkenin niye tayyip erdoğan tarafından yönetildiğini izah eden bir çıkarım.
17 nisan 2022 mhk'nin istifa etmesi
-
sadece bu sezon tff başkanı ve mhk başkanı istifa etti, kamoyuna somut bir açıklama yapılmadan birçok aktif hakem görevinden alındı ama bunların hiçbirisi olmamış gibi lig oynanmaya devam ediyor.
tam olarak akp türkiyesine yakışır bir süreç.
seni seviyorum demenin alternatif yolları
-
bu tam da yazdığım 300. entry olacak.
uzun süredir beklettiğim bir no. 300 vardı ama bir şeyler yazmadan da durmak saçma geliyor ara ara. 301'de yazarım, 302'de olur, 303 belki ama yazarım.
bugün oğlumu okuldan aldıktan sonra sohbet muhabbet gırla yürüyoruz. hikaye şöyle ilerliyor;
- baba, tüm babalar erkek değil mi?
+ evet oğlum
- tüm anneler de kız değil mi?
+ evet babacım
- ama çocuklar kız ve erkek olabiliyorlar değil mi?
+ evet babacım.
konuyu bir yere getirmek için bir girizgah yaptığını da anlıyorum, yüzünde konuyu buraya getirmenin verdiği gurur da var ( yaş üç buçuk falan)
- ben de baba olacağım büyüyünce
+ kimin babası olacaksın?
+ kimin babası olmak istiyorsun?
- senin ( piç gülüşü var burada)
+ ne yapacaksın benim babam olunca
- seni gezdireceğim, seninle oyun oynayacağım, piyano çalacağım, sana bir şeyler öğreteceğim.
susuyorum
çünkü muhabbeti devam ettirirsem ağlarım.
benim ona yapmaya çalıştığım her şeyi, bana yapmak istiyor, aklındaki babalık sınırları bunlar ve belli ki keyif alıyor, ben keyif alayım diye de bana uyguluyor...
seni seviyorum dese...
ya da demese...
ne olur ki?
şu minicik zekanın, karşılıksız ve sadece sevgi içeren şu cümleleri aleni seni seviyorum'dur.
bu dünyayı elbet garipler de yakar ama babaları da es geçmeyelim lütfen.
mehmet ali çelebi'nin 20 sorusu
-
bak ben ona 3 tane soru soruyorum. cevap versin, bu 20 soru cok kolay.
1 mustafa kemal icin "iki ayyas" imasi hakkinda ne dusunuyor.
2 abdullah ocalan ile acilim pazarligi yapilmis olmasi hakkinda ne dusunuyor.
3 kendisi hapis yatarken "ben o davalarin savcisiyim" diyen basbakan icin ne dusunuyor.
celebi celebi, bi uyanik sen misin alt alta soru yazmak kolay, cevap ver once.
2090'da uyanılsa google'da aranacak ilk şey
yabancıymış gibi duran türk markaları
-
(bkz: pasta villa)