hesabın var mı? giriş yap

  • ben fenerliyim bu saatten sonra takımımı değiştirmem, ama çocuğum olursa beşiktaşlı olması için elimden geleni yapacağım, geziparkı direnişinizi de anlatacağım.

    teşekkürler çarşı!

    tanım: çok güzel bir taraftar grubu.

  • soygun için bu kadar salağı bir araya getirebilmek için profesör değil, burhan kuzu olmak lazım

  • bir açıklama.

    daha önce ay'daki kutup bölgelerinde, yani karanlık ve soğuk bölgelerde su varlığına ilişkin bulgular vardı zaten. şimdi artık güneş gören bölgelerde de suyun varlığına ilişkin kanıtlar ele geçmiş durumda. clavius adlı kraterde, kızıl öte bölgedeki gözlemlerle bulunmuş.

    tabi ki suyun varlığı ay'da daha fazla zaman geçirilmesi ve belki de yeni keşifler yapılabilmesi için gerekli bir şey, ancak henüz bunun kaynak olarak kullanılıp kullanılamayacağı belli değil. zira bu bildiğimiz şakır şakır ya da birikinti halinde su ya da buz değil, sadece moleküller halinde orada bulunuyor. bölgedeki 1 metreküp toprak başına 350 grama yakın yanılmıyorsam... yanlış bilgi vermiş olmak istemem, siz yine de araştırın bu kısmı.

    şimdi sırada, o suyun oraya nasıl geldiği ya da orada nasıl oluştuğu ve neden hapsedilmiş şekilde korunduğunu bulmak var.

  • 5000 yıllık ata müziğimiz rap'le, ötüken folklörümüz hiphop'la kültür koruma savaşına girişmiş cengaver.

    dine sardıkça iyice kafası dumanlanmakta. allah sonunu hayretsin.

    (bu arada kendisi bir zahmet gavur icadı miladi takvimden hicri takvime geçsin, bir daha da 2000'li yılları ağzına almasın, çok rica ediyorum.)

  • gerçek anlamda bir iran olmamızın işaretidir.
    insanımız, "iran gibi oluyoruz" deyince sürekli şeriat gelecek zannediyor. ülkeye şeriatı getirebilecek kafada ve kabiliyette imam hatipli yok. fakat(!), bu kabiliyetsizlik ve ahlaksızlık dalgası ülkenin temel kurumlarını ve ahlakını yıkıyor. bu ülkeye daha kötüsü geldi çoktan, haberleri yok. rejim yıkıldı, düzen kalmadı.

    ülkede kanun kalmadı. ülkede güvenilebilecek bir kolluk kuvveti kalmadı. ülkede sizi koruyan bir anayasa kalmadı. her an bir kanun hükmünde kararname ile sizin evinizi bile elinizden alabilirler. hatta buna bile gerek yok, bir yalaka savcı aldığı emir veya mesajla sizi anayasal düzeni, devleti ve hükümeti yıkmak teşebbüsüyle içeri alıp yıllarca orada tutabilir. ifade özgürlüğünü bırakın artık ima bile edemiyorsunuz. çünkü bal gibi nasıl birer pislik olduklarını biliyorlar; hemen şak diye üzerlerine alıyorlar. ülkede kurallara uygun oynayan kimse kalmadı kısacası. sürekli af getirmeler ve görmezden gelinen "ezik" kanunlar işte bir ülkeyi böyle yıkıyor. kamusal düzen sizlere ömür.. dışarıdan değil, içeriden yıkılıyor türkiye başkanlığı(cumhuriyeti).

    ve işte bu yüzden iran gibi oluyoruz. iran'da da okumuş etmiş, imkanı olan kesim hep çocuklarını batıya yolladı. biz de aynısını yapıyoruz. şimdi çocukları yollamak kafi gelmiyor artık. kendimiz de göçüyoruz. çünkü bu devlet, bizi koruyabilen, bize "benim vatandaşım" diyebilen bir devlet değil artık. bizim elimizden her türlü birikimimizi anında alabilecek ve bizi terörist ilan edebilecek bir devlet.
    düşünün, herifler bizi dağdaki pkk'lı ile, ypg'li ile, fetullahçılar ile ya da bir tarafına bomba sokup patlatan tipler ile aynı kefeye koyuyor.
    neden peki? bir dangalak topluluğuna, cahil embesillere sesimizi çıkardığımız için.

    devlet batıyor. azcık okumuş ve kafası çalışan kesim de bunu görüyor.
    hepsi bu.

    ilgili nyt haberi

  • bir sünni olarak ve aklı başında biri olarak sıfır düşünceye sahip olup, dini siyasete alet eden birine oy vereceğime, en azından adam gibi bir adama oyumu veririm.

    siz önce g*tünüzü yıkamayı öğrenin derler adama.

  • "...ve daha mutlu, daha huzurlu hayatlar yaşıyorlar" şeklinde devam etmesi gereken açıklama.

    adam burada doktorasını bırakıyor, mesleğini bırakıyor, şirketini bırakıyor; gidiyor orada s*kindirik bir restoranda komilik yapıyor ve burada kalbur üstü bir kesimdeyken sahip olduğundan daha mutlu, daha huzurlu oluyor. acı olan iran miran değil, ülkenin bu hale gelmiş olmasıdır.

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.

  • muhabirliğinde fransadayım diye kadıköy de bir evden canlı yayına bağlanıp sürünüyorum şarkısı eşliğinde konuşabilecek yüzsüzlüğü sahip olan bir adam tabii ki aldığı yasa dışı bahis reklamlarının suçunu hollanda rejisine atacak. hiç şaşırılacak birşey değil. adam yaptığı sahtekarlıkları yüzsüzlükleri başarı hikayesi gibi anlatabilecek karaktere sahip sonuçta. reklamını yaptığı yasadışı sitelerin tamamı kuzey kıbrıs menşeili türk siteleri. ama ne hikmetse hollanda rejisi hiç işi yokmuş gibi dijital reklam yerleştirmiş. insanları salak yerine koyma pervazsızlığı çok sevdiği rte abisinden sirayet etmiş kendisine belli ki.