hesabın var mı? giriş yap

  • hakkında mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi devlet konservatuvarı, istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı, haliç üniversitesi konservatuvarı opera bölümü öğrencileri ve mezunları tarafından şöyle bir mektup yazılmış olan rezillik.

    genç seslerden açık mektup;

    uzun ve zorlu bir opera eğitim sürecini alabilmek için birden fazla eleme sınavından geçip bu alanda öğrenim görmeye hak kazanan bizler; konservatuvar çatısı altında şan, müzik teorisi, mimik rol, opera oyunculuğu, koro gibi temel dersleri alarak ve üzerine ağır psikolojik süreçler geçirerek eğitimimizi tamamlıyoruz.

    üniversiteye girdiğimiz ilk günden itibaren gelecek ve meslek kaygısına düşen bizler, hükümetin sanat politikaları nedeniyle iyice daralmış olan iş sahamızda varlığımızı korumak ve meslek etiklerini oluşturmak üzere mücadele veriyoruz. sahnede var olma isteğimizden dolayı kurum yönetimlerinin insan sesini ve eğitimini küçümseyen hatta maddi açıdan hiçe sayan tutumlarını çoğunlukla görmezden geldik.

    artık emek sömürüsüne dur demenin vakti geldi.!!!!

    ülkemizin her alanında olduğu gibi özelleştirme politikalarıyla beraber sanatta da ucuz, sosyal güvencesiz, niteliksiz istihdam yapılmakta ve son aşamada "taşeron sistemi ile" sanat adı altında eserler sergilenmek istenmektedir.

    "zorlu performans sanatları merkezi'nde" yapılacak olan "royal opera house" prodüksiyonu "la bohéme" operası bunu bizlere bir kez daha göstermiştir. anlaşılan o ki yapımcılar, bütçe kalemleri içerisinde "la bohéme" operasında önemli bir yer teşkil eden koroya bütçe ayırmamış ve bu işi ücretsiz yapma ya da kabul edilemeyecek az bir ücret karşılığında yaptırılma yoluna gidilmiştir.

    bu "taşeron koro" teklifini profesyonel seslerden oluşan korolar emeğinin karşılığını almadan iş yapmayacaklarını belirtip reddetmiş ve bazı amatör korolar da opera uzmanlık alanı olmadığı için kabul etmemiştir.
    ancak, bu prodüksiyon için sayın masis aram gözbek aracılığı ve yönetimiyle oluşturulan amatör bir koro ile anlaşılmıştır.

    amatör korolar genellikle farklı meslek gruplarından bir araya gelmiş ve bu işi hobi olarak yapan kişilerden oluşur. amatör koroların varlığı ülkemizde müzik ve çok seslilik kavramının gelişimi açısından önemlidir ve desteklenmelidir. amatör korolar, farklı müzik türleri ve farklı söyleme biçimleriyle bir birlerinden ayrılır ve kendi koro tınılarını yaratırlar. opera koroları ise operadan bağımsız olarak düşünülemez. çünkü opera koroları, solistlerle oyunculuk ve sahne eğitimleri konusunda ayrışmaz ve aldıkları eğitimi sahnede uygularlar.
    amatör korolarda söyleyen farklı meslek gruplarından kişilerin sadece müzik yapma iyi niyetlerini kullanarak profesyonel oldukları şeklinde lanse etmek ve yüksek bilet fiyatları ile satışa sunulan bir opera eserinde söylemeleri sağlamak ne kadar etiktir? bu aynı zamanda izleyiciyi yanıltmak değil midir?

    bu durum bu işi meslek olarak seçen ve geleceklerini bu alana adayan bizlerin zaten kısıtlı olan iş alanlarının varlığını yok etmekte ve prodüksiyon firmalarının emek sömürüsü yapmasına zemin hazırlamaktadır.
    gelişmiş ülkelerin hiçbirinde (sosyal sorumluluk projeleri dışında) bilet satışı yapılan, işletme karı güdülen bir prodüksiyonda para almadan ve sosyal güvenceye bağlanmadan insan emeği kullanılamaz.
    ne acı ki durum, tüsak yasa tasarısıyla örtüşmektedir. özel sektörde sanatın taşeronlaşmasıyla beraber sanatçıların haklarını alamamalarına neden olacaktır.

    bizler insan sesine ve emeğine değer verilmesi için genç sesler olarak ses çıkartıyoruz.
    ülkemizde;

    tübitak kurumunun başında hayvanat bahçesi müdürünün olmasına,

    şehir tiyatroları başında eski güreş hakeminin görev almasına,

    opera, tiyatro, bale , resim,heykel gibi tüm sanat dallarında; sanatın profesyonellik gerektirmediği algısını oluşturmaya yönelik yapılan atamaları, yasal düzenlemelerini kabul etmiyoruz.

    ses çıkartıyoruz !!!!

    ekleme: metinde geçen topluluklardan birisine dahil olup, olmadığım sorulmuş. hayır, değilim. hiçbiriyle bağlantım yoktur. ben eğitimi sanat, işi sosyal medya olan bir insan olarak bu metnin zorlu center psm sayfasında opera sanatçıları ve öğrencileri tarafından yorumlara yazıldığını ve her yorumun kısa sürede silindiğini gördüğüm için, hem kalıcı olması hem de ekşisözlük'ün gücünden destek alması adına metni buraya taşıdım. bu kadar ses getirmesinden de gurur duydum. umarım dostlarımızın bu haykırışı hak ettikleri sonuçları doğurur.

  • mitolojide en nefret edilen, kavgacı pislik, antipatik tanrı değil mi ares? direkt deyyus koysalardı.

    edit: eski sevgilimin yeni ismiymiş! şaka değil, resmi olarak ismini ares olarak değiştirmiş. öyle deyyusa da anca böyle isim yakışırdı.

  • martıdır... uçuyorsun bi kere. yüzebiliyorsun hatta dalıyorsun. e yürürsün de istesen. paso balık yiyorsun ama diğer yiyeceklere de adaptesin. sevimlisin de herkes simidini paylaşıyor.

    “maaşlı sigortalı bir iş mi; yoksa martılık mı?” deseler martı olmayı seçerim.

  • aracı sağa çekip kol ve bacakları hareket ettirmek. özellikle uzun yoldaysanız önceliğiniz uyumak olsun, ama aceleniz varsa biraz hareket edip kan akışını hızlandırmanız faydalı olur.

  • biraz sinsi biri. yeri koridor tarafı olduğu halde otobüse cam kenarı yolcusundan erken bindiği için oltasını atıyor. eğer gelen yolcu biraz pısırık, biraz utangaç biriyse yerini isteyemeyecek ve cam kenarı ona kalacak. size tavsiyem;

    tekmeyle uyandırın hayvanı!

  • allah kimseyi; 'gezi eylemleri' sırasında #dolar 1.88'den 1.92'ye çıktı diye "ekonomiyi batırdınız" diyecek kadar alçak; dolar 1.92'den 7.30'a çıktığı halde tek kelime etmeyecek kadar haysiyetsiz, şerefsiz yapmasın...

    amin deyu verin bre müslümanlar.

    edit: dolar 30 tl amq. gene biz terörölele onlar vatansever.

  • --- spoiler ---

    "do you want to see the most beautiful thing ı ever filmed? ıt was one of those days when it's a minute away from snowing. and there's this electricity in the air, you can almost hear it, right? and this bag was just... dancing with me ... like a little kid begging me to play with it. for fifteen minutes. that's the day ı realized that there was this entire life behind things, and this incredibly benevolent force that wanted me to know there was no reason to be afraid. ever. video is a poor excuse, ı know. but it helps me remember ... ı need to remember...
    sometimes there's so much beauty in the world ... ı feel like ı can't take it... and my heart is just going to cave in."

    "çektiğim en güzel şeyi görmek ister misin?
    kar yağışına dakikalar kalan günlerden biriydi. hava elektrik yüklüydü. neredeyse duyabiliyordun.
    ve bu torba oradaydı. benimle dans ediyordu; oynamam için yalvaran küçük bir çocuk gibi.
    15 dakika için.
    işte o gün fark ettim. her şeyin ardında hayat vardı. ve iyilik dolu, inanılmaz bir güç.
    korkmak için hiç bir neden olmadığına inanmamı istiyordu.
    hem de hiç.
    video, zavallı bir bahane, biliyorum.
    ama hatırlamama yardım ediyor.
    hatırlamaya ihtiyacım var.
    bazen öyle çok güzellik var ki dünyada.
    dayanamayacağımı hissediyorum.
    ve kalbimin içine kapanacağını.."
    --- spoiler ---

  • ahmet davutoğlu garipliği. hayali desek daha iyi. nasıl acıtmışsa.

    "10 yıl sonra, 30 yıl sonra 2013 deyince bunlar mı hatırlanacak? ben şundan eminim istikametimiz değişmez, özgüvenimiz sarsılmaz yolumuza ilk çıktığımız andaki ilkelerimiz yine yolumuzu yenileyerek aydınlatmaya devam ederse 30-40-50 yıl sonra gezi olayları, 17 aralık falan hatırlanmayacak" dedi."

    gezi'yi de seni de hiç unutmayacağız ahmet.

    (bkz: davutoğlu'nun gündüz düşleri)