hesabın var mı? giriş yap

  • yuzyilin en iyi 100 amerikan filmi siralamasinda 12. secilmis 1949 yapimi billy wilder'in yonetmenligini yaptigi artik klasik otesi olmus muhtesem film..11 dalda oscara aday gosterilip 3unu kazanmisti..filmde gloria swanson ve william holden basrolleri oynuyordu..film artik yaslanmis ve yildizi sonmus ve geri donebilmek icin herseyi yapmaya hazir eski sessiz film oyuncusu norma desmond'un trajik hikayesini anlatir..filmin acilis sahnesi olan norma'nin evinde havuzda vurulmus ve kanlar icinde yuzen genc adamin (ki kendisi norma'nin buyuk umutlarla evinde besledigi sevgilisi yaptigi genc fakat basarisiz kendine bir cikis arayan senaristtir) cesedi artik film tarihindeki carpici klasik sahnelerden biridir..film hollywood'da donen sahne arkasi politikalarini ve kisisel trajedileri nefis sekilde anlatir..mutlaka seyredilesi..

  • her şeyin çıkarlarımızla ilgili olması. birine aşık olduğumuzda bile asıl hoşlandığımız şeyin, aşık olduğumuz kişinin bizde yarattığı his olması. en basitinden bir iyilik yaptığımızda duyduğumuz tatmin, 'ne kadar da iyi insanım ben' hissi. her şeyin aslında tamamen kendimizle alakalı olduğu. ne kadar bencil olduğumuz.

  • kurmayı planladığım müze. başlayıp da bitmiş ilişkiler değil, ne başlayıp ne bitirilmiş ilişkiler. masada bir cep telefonu, içinde bir kaç güzel mesajin ardından yanıt gelmemiş son bir mesaj. bazı facebook dökümleri, sonra bir profil görüntüsü: asıl sevgili ile fotoğraf paylaşılmış. kenarda bir kanepe üzerinde yastık, yorgan. bir kenarda rakı masasında yalnız oturan bir adam figürü. sağda solda antidepresan kutuları. izmarit dolu bir küllük. falcının önünde duran bir kız. inbox (1). beklediğimiz, umutlandığımız, yenildiğimiz ve kabullendiğimiz bütün o anların can yakan anıları.

  • temiz bir toplumun sürdürdüğü uygulama.

    ayakkabı çıkaranların nasıl oluyor da "gelişmemiş toplum" damgası yediğini çözemedik. evin içine sokaktaki boku püsürü sokmak gelişmiş toplum olmaksa umumi tuvaletler de herhalde tiyatro-müze tarzı ortamlar.

    edit: o ev ne kadar temizlense de ayakkabıyla içeri girmek -ayakkabılar da silinsin isterse- eve pislik getirir, evine ayakkabıyla girenlere bir sözümüz yok. yaşam tarzıdır.

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • kimyasal saldırı olayının üstünden 48 saat geçmeden suriye'nin akdeniz kıyılarındaki 2 savaş gemisinden fırlatılan 50 küsür tomahawk füzesiyle gerçekleşmiştir. bunun hazırlığının çok önceden yapıldığı belli.
    rusya'nın suriye'ye kurduğu hava savunma sisteminin buna nasıl bir tepki verdiğini şu an kamuoyu bilmiyor.

    türkiye tam 7 gün/1 hafta önce apar topar fırat kalkanı harekatını bitirdi.

    aynı gün donald trump damadını ırak'a görüşmeye gönderdi. damat dün döndü.

    rusya tsi gece 01.00 ile birleşmiş milletlere yazılı olarak abd'nin suriye'ye müdahalesine karşı önlem almasını ve uyarıda bulunmasını; bunun kesinlikle karşısında olduğunu bildirdi.

    çin halk cumhuriyeti devlet başkanı 2 saat önce donald trump ile florida'da buluştu.

    ben kendi bilgim dahilinde dünya tarihinde hiç böylesine karmaşık bir konjonktür görmedim, okumadım.
    rusya'nın da, abd'nin de, türkiye'nin de hem iç hem dış politikası karmakarışık ve kaos içinde.
    abd'de; içte, trump'un rus projesi olduğu konuşuluyor. trump'a kamuoyu desteği az. dış politikada bir kimliksizlik var.
    rusya'da; içte gitgide artan kaynağı belirsiz terör ve misilleme var. bu da putin'e olan kamuoyu desteği azalttı. dışta ise ukrayna ve suriye politikasından ötürü başta nato olmak üzere üstüne gelen hatta içinde küçük enişte tayyip'in bile arasıra yer aldığı bir kesim var.
    türkiye de iç politika da dış politika da toz duman olmuş durumda kimse ülke gündemine yetişemiyor.

    peki ne olacak?
    bu liderlerin iç politikalarında güvensizlikle karşı karşıya olduğu için dış politikada geri adım atacak, sükunetli davranacak lüksleri yok. hele de putin'in hiç yok. uçağının vurulmasından, diplomatının öldürülmesinden, patlayan bombalardan beri sükunetini korudu. rus askerler ve siviller öldükçe ülke içindeki desteğini kaybetmeye başladı. bunca olaydan sonra çıkıp da 'ben suriye konusunda geri adım atıyorum. abd'nin dediği olsun.' asla diyemez.

    iki ihtimal var.
    1- ya bu trump'un şekil için ilk ve tek saldırısı olacak ve konu kınamalarla kapanacak. zaten böyle bir durumda abd rusya'ya öncesinde haber vermiştir. trump bir nevi rusya'ya 'biraz füze atıp toplumun gazını alayım, kamuoyunu arkama alayım. sen de müsade et' demiş anlaşmışlardır. ruslar birkaç günlüğüne bombalanacak yerden çekilip savunma sistemlerini kapamıştır.

    2- ya da trump tamamen rusyadan habersiz şekilde saldırıya başlamıştır ve saldırıya devam edecektir. türkiye'de tayyip olmasa bile türkiye ister istemez bu işin bir parçası olacak, incirlik'i açacak. dengelerin aleyhine değiştiğini gören putin mecburen bu durumun karşısına çıkmak zorunda kalacak.
    işte o zaman sonrasını çok merak ediyorum.

  • üst edit: ve evet beklenen son, başlık sahibi pılını pırtını toplayıp kaçmış, nevus isimli yazar arkadaşımız ssleri almış, buradan başlığı inceleyebilirsiniz
    buyrun

    anayasal bir hak konusunda inanılmaz mağduriyet kasmışsın, adam ölse niye ameliyat için gün veriyor ölmeseymiş mi diyeceksin.

    bu durumda haber vermesi gereken sistem olmalı, doktor defterine bakıp (nisana kadar doluysa 3 defter lazım) tek tek arayamaz, ama maalesef takibini yapacak ekipman ve donanım eksik, keşke böyle yürüse işler.

    ayrıca şu "para için geçmiş" ibarendeki saldırgan tavrın saçmalamanı daha bir güzel desteklemiş, sen ne için çalışıyorsun arkadaşım, varsa babanın hayrına çalışma isteğin, buyur sen çalış. devlet hastanelerindeki ağır çalışma koşulları ve karşılıksız alınan riskler doktorları bıktırdı. insan olarak türkiye cumhuriyeti vatandaşına istifa hakkı vermiş, o da kullanmış. sen küstün diye düzelmez bu sistem, isyanı biraz da o yöne etmelisin.

    edit: başlık sahibi ile dahi düzeyli tartışabildiğimiz konuda bir yazardan öyle mesajlar aldım ki, yok efendim dövmek gerekliymiş vs, yeminle eğitimle dahi çözülemeyecek noktada insanlığını kaybetmiş kimselerin böyle rahatça aramızda dolanabilmesi reva mıdır. yazık, gerçekten çok yazık. inşallah herkes gider diyeceğim de, fakire fukaraya olan oluyor. insanı insan olduğu için sevmediğiniz sürece bir bok olmaz sizden.

    bir edit daha: biri demiş ki hastalarını bitirmek zorunda, bak güzel kardeşim, ameliyat için aylar sonrasına sıra verilmesini problem etmeyip sistem yükünü insana yıkamazsın. sorun da burada zaten. o hastaları bitirsin diyelim, e yeni gelen hastaları almazsa yine mağdur olacak olan hastalar. aldı diyelim, yine kısır döngü, istifa edemeyecek hiçbir şekilde. atıyorum doktor gitti, sistemin hızlı bir şekilde yerine görevlendirme, atama vb şekillerle sistemin devamlılığını sağlayacak kimseleri ataması gerekir. ama diyoruz kaç aydır, görevlendirecek, atayacak doktor da istifa etti. çarkı yukarıdan bastırarak döndüremezsin, çürümeye mahkum bu sistem.

  • ingilizcesi cognitive-behaviorism olan insan davranışı teorisi ve terapi yaklaşımı. temel sayıltısı insan duygu ve davranışlarının düşüncelerden kaynaklandığıdır. düşünceler değiştiği takdirde duygu ve davranış da değişecektir. terapide otomatik düşünceler, varsayımlar ve kök inançlar üzerinde çalışır. psikopatolojinin bu düşüncelerin çarpık,irrasyonel ya da işlevsiz olmasından kaynaklandığını savunur. dünyada en çok kabul gören ve en sık uygulanan, bilimselliği pek çok çalışmayla kanıtlanmış terapi yöntemidir.

    (bkz: cognitive behaviour therapy)

  • "@mutewwit: osmanlı zamanında, metrobüs duraklarındaki iade makineleri akbil basılınca ötmezmş. öyle ki fakirler mahcup hissetmesin. inceliğe bakar mısn?"