hesabın var mı? giriş yap

  • memlekette çürümüşlüğün bir başka şekli. kime yaranacağınızı şaşırdınız.
    allah belanızı versin, versinde o çocuktan daha beter olun inşallah.

  • emre'nin saha dışında ki davranışları kamuya açık olmamakla beraber sadece emre'yi ilgilendirir. yeryüzünün en iyi insanı da olsa bunu sadece hususi hayatında göstermek ve kamuya tam tersi bir karakterde kendini sunmak en hafif tabiri ile dengesizliktir ve tıbbi müdahale gerektirir. onun saha dışı davranışlarını örnek gösterip saha içinde yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışmaksa en yerinde tabir ile geri zekalılıktır ve bu da diğeri gibi tıbbi müdahale gerektirir.

  • millet felsefe yapıyor, matematiğin temellerini atıyor. sen orada karpuz satıyorsun. bravo.

    yani antik yunan deyince aklımıza öyle bir şey geliyor ki herkes birer bilim adamı herkes birer feylesof. ama değil işte. orada da kasaplar, manavlar, tüpçüler vardı nihayetinde. bu konuya değinmek istedim.

  • rakibinde havali okcu gozlugu varken kendisinde dershaneye giden fen liseli gozlugu vardi. buna ragmen tam bir arabasiyla kari kiz kaldiran, elinde nargilesi, yavrucu, parlocu, pic olan gobekli fransizi eledi.

    helal sana aslanim.

  • anadolu'da sıklıkla yapılan, haliyle de tüketilen bir meyvenin* en doğal ve güzel hali.

    kuşburnu dediğimiz meyve kısa boylu bir gövdeye ait bir ağaçtır. yetiştiği iklim genellikle yağışlı olduğundan mütevellit karadeniz bölgesinde yoğun olarak yetişir. haa bu başka yerde yetişmez demek değil, sadece en iyisi orada yetişir..

    kuşburnu marmelatı çok emek isteyen işlemlerden sonra elde edilir. toplanma mevsimi çok önemlidir kuşburnuda. genellikle yazın sonuna doğru toplanır ve kaynatılır. evet yanlış duymadınız kaynatılır. şöyle ki; marmelat terimi için kaynatma terimi kullanılmalıdır. sebebi; marmelatın doğru tabirle pişirilmeyip sürekli kaynatılmak suretiyle elde edildiğindendir.

    kaynatma süreci iki kısımdır efendim. toplanan kuşburnular bol su ile yıkanmalıdır. hatta 4-5 saat suda bekletilmesi evladır. daha sonra epey büyük bakır bir kazanın -ki kazan derin değil kısa ve geniş olmalıdır yoksa ateş yanlardan vurur ve kuşburnunu yakar- altına odun ateşinden büyükçe bir ateş yakılır. ateşte dikkat edilmesi gereken konu kağıt ve ince çalı kullanılmamalısıdır. çünkü kağıt ve ince çalılar çok cabuk söndüğünden ateşe ve dolayısıyla da marmelata bir fayda etmez. sadece ateşi tutuşturmak için kullanılabilir. gerisi fasa fiso..

    daha sonra suda çıkartılan kuşburnular tencereye atılıp kıvamı kadar su koyulur. burada dikkat edilmesi gereken konu suyun ölçeğidir. su hiçbir zaman konan kuşburnuların üzerine çıkmamalıdır. çünkü kuşburnu kaynatıldığında kendini çok çabuk salan ve çok çabuk dağılan bir meyvedir. suyu da ayarladıktan sonra harlı ateşte kaynatılmaya başlanır. bu işlem meyvenin kendini salma süresine kadar devam eder. bu sürede meyvenin toplanma mevsimine göre 48-52 dakikadır. kaynatma işlemi sırasında sürekli büyük tahta bir kaşıkla karıştırmak gerekir, bu meyvelerin birbiriyle özdeşleşmesini ve meyvenin tepesindeki çiçeğini dökmesini sağlar..

    devamında ise en meşakkatli olan kısım başlar. sürekli karıştırma kısmı! bu süreçteki en küçük hata marmelatın felaketle sonuçlanmasına sebep olur. önemli olan ara vermeden karıştırılmasıdır. bu arada da alev eskisinden daha harlı ve çok olmalıdır. ateşe atılan odunlar kalın ve büyük ağaçlar olabilir. önerim kiraz ağacıdır. çünkü hem gövdesi kalındır, hemde alevi kolay kolay geçmez. karıştırma işlemi dediğim gibi ara vermeden yapılmalıdır. büyük tahta kaşığımız yuvarlak hareketlerle kazanın içinde çevirilir. ateşin etkisiyle marmelat gittikçe kıvamını almaya başlar. karıştırma kısa bir süreliğine dahi kesilmiş olsa hemen kazanın altı tutar. yani kuşburnu tencerenin dibine yapışır. sürekli karıştırmak da zaten bu sebeptendir. bu işlemde asgari 62-65 dakika kadar devam eder. kıvamı anlamak için parmak kullanılır. parmak kazana sokulur ve çıkarılır. parmakta kalan kuşburnu ne kadar uzun sürede akıyorsa kazana, kuşburnu o kadar kıvamdadır..

    önemli unsurların en lezizine gelelim. o koskoca ateş boşa yakılmamıştır tabiki. patates, biber, patlıcan gibi binimum sebze, ateşin közleri etrafına dizilirek közlenir. hoş olur yemesi, leziz olur...

    konuyla alakalı düşüncelerim bu yönde,

    afiyet olsun.

  • atasayda bir yüzük alana bir yüzük bedavaymış. o kadar parası olanın metreside vardır düşüncesiyle kampanya yapmış adamlar.

  • ben 31 yaşındayım ve yaklaşık 3100 tane insan tanımışımdır. timsah gözyaşları ile vücudun salgıladığı hormonlar yüzünden oluşan gözyaşlarını çok iyi ayırt edebilirim. bu adam gerçekten vücudunun salgıladığı hormonlar yüzünden ağlıyor ve bu bana çok samimi geliyor.

  • 30'lulara teyze diyen liselilerin sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğunu gösterir.