ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gelinine cumhurbaşkanlığında kadro açan kayınbaba
-
gece operasyonu ile başlık sildiren kayınbabadır.
oteberidegil'e ait silinen ilk entry: görsel
entry'de geçen linkler: twitter, yeniçağ
bir kadının en güzel olduğu an
-
recep tayyip erdoğ an. yok lan o başkaydı.
yaran olaylar
-
-istanbul ankara arası bir yolculukta ya$anan bir olaydır
adam otobusle giderken, bolu dagi'nda verilen molada korkunc siki$tığı için tuvalete ko$turmuş. bo$ kabin bulup kendini oraya atmı$. tam oturmu$ ki yan kabinden bir ses gelmi$.
-merhaba
-adam $askin bir şekilde cevap vermi$ "merhaba"
-ses devam etmi$ : nasilsin?
-ilk defa ba$ina boyle bir $ey geldiğinden, yine $a$kin $a$kin yanitlamı$ : sagol iyiyim. sen nasilsin?
- ne yapiyorsun?
-bir an tereddut gecirmi$ zira adam onun tuvalette oldugunu bildigi icin mutlaka ne yaptigini da biliyormu$ baska bir$ey anlatmak isteyip konuyu deği$tirerek, ben istanbul'dan ankara'ya gidiyorum. sen nereye gidiyorsun?
adamin sonraki cumlesi bu muhabbeti sona erdirmi$:
-hayatim, telefonu kapatiyorum. yandaki tuvalette bir gerizekali var. sana sordugum sorulara yanit verip duruyor. ben seni sonra ararim. *
yaran diyaloglar
-
zaman:2002, yer: roma, interrail sirasinda tanisilan alman bir cocukla -ki adi john boy'du- muhabbet edilmektedir. ingilizce yazmak zorundayim yoksa bir manasi yok.
john: i like doner a lot. so how can i say "i want one doner" in turkish?
ben: you should say "bir doner istiyorum".
john: can you write it here, so i can spell.
(kagida once turkce olarak "bir doner istiyorum" yazarim. cocuk duzgun telaffuz edemeyince, o okunusu veren ingilizce kelimlerle anlatmaya calisirim)
-"beer doner is tea your um"-
john: biir doner iz-tii-yor-um.. that's it?
ben: yep.
john: cool.. but you know, when i go to turkish restaurants in berlin, the turkish guys always use some words like "be" and "ulan". what does "ulan" mean?
ben (hadi buyrun): hmm.. "ulan" is a turkish lingo. it doesn't have an actual meaning but it adds a more serious feel to the sentence. like, "gel" means "come" in turkish; but if you say "gel ulan", it's more serious like "come here right now" or something.
john: hmm ok. what about "be"?
ben: not the same thing but similar.
john (aha burası): ok then.. so when i go to the restaurant, i'm gonna say "ulan biir doner iztiiyorum be"
ben: hahahaha!
john: ??
23 mart 2021 yiğit bulut açıklamaları
-
bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar
ayşe özyılmazel
-
(bkz: gerizela)
6 haziran 2015 kemal kılıçdaroğlu'nun mesajı
-
bazen diyorum ki bu millet seni hak etmiyor be. adam ne kadar efendi, ne kadar kaliteli bir duruşu var, bi de öteki mahalle kabadayısına bak, piyuuuv.
1300 sorunun 70'ini cevaplayabilen büyük lider
-
(bkz: nasıl kıskanıyor belli değil)
yaya geçidinin türkler için anlamı
-
meskun mahallerde belediyelerin sanatsal çalışmaları. bu günlerde sarı çok popüler.
sevgilisi olmayan yazarlar toplanıyor zirvesi
-
(bkz: askerlik şubesi)
hazırlıklarımız 19 yıl sürdü asıl şimdi başlıyoruz
-
19 senenin sonunu yağ ve et kuyruğu ile taçlandırmak, nereden bakarsan bak inanılmaz başarı.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
arabalarda emniyet kemeri takmak zorunluyken millet otobüste ayakta gidiyor işte ben bunu anlamıyorum.