ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
7 ekim 2019 metro grossmarket işe alım rezaleti
-
ayaküstü eline jilet verip traşa göndermek ney lan? şakaysa hiç komik değil, ciddiyse çok komik. bu ik'cıların psikolojisi nedense hep bozuk zaten.
bilkent üniversitesi
-
benim ödediğim vergiler sayesinde kaldırımdan yürüyenler burayı eleştirenleri eleştiriyor. in lan o kaldırımdan. it. ben verdim parasını.
muğla'da teknesi olanların yasaktan muaf olması
-
vatan barışta zenginlerin, savaşta fakirlerindir.
mutluluk
-
bu entrye yolu düşenlerle paylaşma arzusunda olduğum ilginç bir hakikat de pek çok dilde "mutluluk" sözcüğünün şans, baht, talih ve hatta kader gibi sözcüklerle ya birebir aynı olması, ya da etimolojisinde bu izleri barındırmasıdır.
hint avrupa dilleri'nde bu pek bir nettir: misal almanca’da glück bugün hem mutluluk, hem de şans anlamındadır. keza italyan, ispanyol ve portekizliler’in mutluluk yerine kullandığı kelimeler (sırasıyla felicita, felicidad, felicidade olacak) hep latince “felix” gibi köklerden uzanırlar bizlere, ki talih, baht anlamları da aynı kökün içindedir. fransızca mutluluk demek olan bonheur’ü ise modern dile rahatlıkla “iyi talih” şeklinde çevirebiliriz. ingilizce’ye gelince, happiness kelimesinin middle english’teki “hap” kelimesinden evrildiğini anlatır bize sözlükler ve perhaps, haphazard, to happen gibi kelimelerde de kendini belli ettiği üzere, “hap” başa gelen şey, şans anlamındadır. son olarak sevgili türkçe’ye dönersek görürüz ki, “mutluluk” kelimesi sonradan üretilmiş köksüz, acayip bir kelime olduğu için, şansla, talihle, kader kısmetle bir alakası yoktur, fakat en azından (farsça asıllı) bahtiyar kelimesi açık açık baht’tan türememiş midir?
bu saydığım ve bir de aşina olmadığım daha kimbilir kaç dildeki mutluluk-talih bağlantısı mutluluğun insan arzu ve iradesinin çok dışında, ancak fortuna’nın döngülerinde, bahtın rüzgarlarında, kaderin cilvelerinde bir yerlerde denk gelinebilecek bir mefhum olarak algılandığı çağların ürünü olsa gerektir. mutluluğun, ilahi lütuflarla değil de bireysel tasarrufla ulaşılabilecek ve hatta ulaşılması gereken bir hak olduğu fikrinin yaygınlaşacağı aydınlanma çağı’na daha vardır.
sözlerimi şu bilgi parçasıyla nihayetlendireyim ki, amerika ve avrupa’da yapılan araştırmalar kişinin hayatında başına gelenlerle öznel mutluluk düzeyi arasında öyle beklendiği kadar kuvvetli korelasyonlar bulamıyorlar. talih ve mutluluk öyle görünüyor ki atalarımızın varsaydığı kadar özdeş değiller, en azından asri zamanlarda, en azından batı alemlerinde...
oruç tutmanın sağlıksız olması
-
oruç tutmuyorum , yıllardır da tutmadım , niyetim de yok .ama tutan tutsun sanane !!! iki şorolo sokakta öpüşse "sanane kendi tercihi" diye höykürüyorsun , adam sırf allah'ının rızasını kazanmak için ,sırf inançları için bedenini şu yaz sıcağında açlığa yatırıyor. gık demeden gündüz de işinde gücünde çalışıyor. her ne adına olursa olsun inancı uğruna maddi bir karşılık beklemeden yapılan her eyleme ancak saygı duyulur. adamsınız kardeşler , allah kabul etsin orucunuzu.
bade işçil
-
her ne kadar güzel olsa da mahzun kırmızıgül a.k.a abdullah bazencir ile geçmişte beraberlik yaşadığı için asla celebrity olamayacaktır. angelina jolie izzet altınmeşe ile çıkıyor mu ? heh ondan işte...
yalnızlık
-
"anladım ki; hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık." *
komşuları itici yapan detaylar
-
tam üstümde oturan komsumun spor salonu var. o yuzden cok erken kalkiyor. kendisi de masallah vucut yapmis iri kiyim.sabahin korunde gurultulu bicimde uyaniyor. sanki yataktan cikmiyor, dusuyor. adamin sabah rutinini ezberledim.ve seslerden anladigim kadariyla şöyle bir sey kabaca; yataktan düşme, bu dusme sonucu agriyan basina buz almak icin mutfaga depar atma, buzu kafaya dan dan dan diye vurarak aciyi azaltma, buz kafada kirilinca sangir sungur sesler esliginde biraz da ovarak devam etme, banyoya gidip suyu dibine kadar acip tazyigini kontrol etmek, yeterince tazyikli degil diye sinirlenip konkordotttooooo diye kukremek, kosarak yine odaya gelip laps lups diye zırh giyinmek (pamuk ses cikarmiyor cunku) sinirle dolap kapilarini carpmak ve en son kilicini kalkanini kapip celik kapiyi da vurup saniyorum tazyik sikayetini belediyeye iletmek uzere evden cikmak. uyku sersemi hep boyle hayal ediyorum. o lambur lumbur yuvarlanirken merdivenlerden ben tekrar uykuya daliyorum. evet benim komsum yuvarlanarak iniyor, herhalde badicilere ozgu bir stil bu bilemiyorum. normal inmeyle o ses çıkmaz.
edit.
suudların türk malı boykotu
-
saç ekim merkezleri yasta.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
eşofmanın (eşorfmanın, eşortmanın vb. ,hepsi olur) lastikli ipinin içeri kaçması. dışarıda bağlamak için tek ip kalması. ipin ucunu bel bölgesinde bulmak. onu küçük ufak hareketlerle deliğe doğru ittirmek. 5 dakika uğraştıktan sonra 1 cm. ilerleyebildiğinizi görmek. becerememek bi türlü.
kaygısızlar
-
kültigin'in hostes'e yazdigi mektup $u $ekildedir,
cok saygideger ve mahallemizin gulu olan sayin hostes hanim,
bu mektubu yazip yazmamak icin cok du$undum. sonunda ne olursa olsun anasini <beeep> diyip harbi bir delikanli olaraktan duygulu hislerimi size acmaya karar verdim. siz ilk gordugum anda goz goze geldik. baki$lariniz yuregimi bursa celigi gibi deldi. bizde yalan yoktur. yalancinin anasini avr<beeeeeeeeeeeeep> o anda birbirimiz icin yaratildigimizi anladim. aslinda iki gun sonra anladim. aklimdan bir turlu cikmiyordunuz, nereye baksam sizi goruyordum. ana haber bulteninde siz vardiniz, hava durumunda siz vardiniz, gece ku$u'nda siz vardiniz. $ifreli yayinlarda bile siz vardiniz.
$unu anladim ki ben siz olmadan namlusuz bir tabancaya benziyorum. yalanim varsa cumle alem beni s<beeeeeeeep>. en kisa zamanda cevabini bekliyorum.
senin kultigin'in.
kaşıkla yemek yemenin varoşluk belirtisi olması
-
benim de desteklediğim görüştür.
tatlı sevmediğimiz için çorbayı sürahiden içiyoz biz evde.
edit:bazen pipet kullandığımızda oluyor tabi çorba için.