hesabın var mı? giriş yap

  • “benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”

    (bkz: e dergisi)

  • 3-4 sene evvel
    b: yarın bodruma gidelim
    -yarın sınavım var.. kafa yapıyon galiba
    -sktr et rapor alırız.
    gidilir.

  • sonunda tarkan'la kızın ayrılmasına sebep oldular. sonra aralarından bir ikisi kıza yazmış dediler. gücendim yar. deli gibi yürekten sevmeli.

  • şakacı arkadaşlar dalgasını geçtiyse şuraya anlamlı üç beş entry de girelim.

    öncelikle bilincin ne olduğu bizim için bile kesin değil, yalnızca kendi açımızdan deneyimlediğimiz bilincin farkındayız ancak bunun arkasındaki süreci, daha da önemlisi bize bilinci tam olarak neyin kazandırdığını bilmiyoruz.
    yapay zeka teknolojisi belli başlı dataları inceleyerek kendi kendine öğrenen, yarı otonom bir teknoloji bu manada onun da içinde geçenleri yüzde yüz bilemiyoruz. ben yaşıyorum, ölmekten korkuyorum demesi bir yapay zekayı bilinçli yapmaz.
    bu konuda chinese room adında bir düşünce deneyi var (bkz: çin odası) (bunun ne olduğunu uzun uzun açıklamayacağım söz konusu bkz'a göz atınız). yapay zekanın bilinç kazanması bilinci bir taklit mi, bir ilüzyon mu yoksa gerçek mi bunu kestiremeyiz. ne var ki burada problem; bizim bildiğimiz anlamda insan bilinci de özünde bir chinese room olabilir. velhasılı yapay zeka ve bilinç mevzusu çok su kaldırır bir konudur, öz bilincimizin sınırları gereği belki de hiçbir zaman çözemeyeceğimiz bir sorun.