hesabın var mı? giriş yap

  • girdiğiniz mekanlarda masaya sigara,araba anahtarı,cüzdan bırakıp sağı solu kesen insanlar değil de kahvesiyle kitabına yumulmuş insanlar görmek.

  • mitolojide en nefret edilen, kavgacı pislik, antipatik tanrı değil mi ares? direkt deyyus koysalardı.

    edit: eski sevgilimin yeni ismiymiş! şaka değil, resmi olarak ismini ares olarak değiştirmiş. öyle deyyusa da anca böyle isim yakışırdı.

  • adamın biri ve danışmanı birgün konuşmaktadır.
    adam sorar.
    " söyle bakalım. ben mi daha büyüğüm yoksa turgut özal mı? "
    " o nasıl soru efendim? tabiki siz daha büyüksünüz.
    sayın özal halktan çok korkardı. siz ona göre çok daha cesursunuz. "

    " peki söyle bakalım. süleyman demirel mi daha büyük yoksa ben mi? "
    " tabi ki siz büyüksünüz haşmetlim. sayın demirel de askerden korkardı mesela. siz askerden de korkmuyorsunuz. "

    " peki son bir soru. hz. ömer mi daha büyük yoksa ben mi? "

    "tabi ki siz efendim."
    "amma da abarttın haa. yalakalık yapıyosun şuan. doğruyu söyle kızmıycam"

    " doğruyu söylüyorum efendim. hz. ömer de allahtan korkardı.
    ama sizde allah korkusu da yok.

    edit: pardon adam demişim.

  • 90'larda televizyon kanalları dizi bataklığına daha bu kadar saplanmadığından film gösterimi yapardı. genellikle gündüzleri türk filmleri, geceleri yabancı sinema filmleri yayını olurdu. fakat filmler "beş başlı köpekbalığı" tarzından çok çok daha iyiydi.

    işte bu kuşakların en güzeli ve kalitelisi pazar geceleri star tv'deki parliament sinema kulübü'ydü. hafta sonuna doğru bu kuşakta gösterilecek filmin tanıtımları dönerdi. bu tanıtımlarda en unutamadığım (bkz: seven) filmi tanıtınıdır. dış seste harika sesi ve tonlaması olan seslendirmecinin (sanıyorum (bkz: emir tayla)) tam yedi kere "seven, bu pazar gecesi" sloganını tekrar ederek daha filmi izlemeden gerilimi yükselttiği bir tanıtım yapılmıştır.

    kuşak parliament mavisi kullanılan bir gece ve güzel giyimli kadın ve erkeği göstererek muhteşem müziğiyle başlar.

    parliament sinema kulübü
    haftanın en çok beklenen anı başlamak üzeredir. bir kuşak için bu müzik bir an da olsa dertlerin unutulacağı anlamına gelir. o yüzden akıllara kazınmıştır. şarkının orjinal hali hayatı boyunca beklediği kendisini sevecek adamı bulma halinin anlatımıdır.

    karla bonoff - all my life
    tamamı birbirinin aynı olan yapay tiplerin yer aldığı, aynı konuların işlendiği, arka fonda devamlı saçma müzikler çalan, bol bol beylik laflar edilen ve saatler süren dizilerdense bu tarz kaliteli sinema kuşaklarını yeğlerim. gerçi televizyonun da hükmü kalmadı. dijital platformlar da aynı tadı veremiyor. teyp kasedinden "devekuşu kabare" dinlenen ve keyif alınan günlerden her şeyin tat vermeden kullanıldığı bugüne.

  • halk derken dersim halkını kastediyor sanırım. zira sosyal medya kullanmayı bilmiyor olamaz. yoğun tepkiyi görüyordur. olan bizim kara dantelli gençliğimize oldu. mabel matiz'den alıntı yaptım. belki debeye girerim.

  • - evet dostlar, artık devrim günü yaklaşıyor... şimdi finans piyasalarını içten çökertme planımızın bir parçası olarak uzun süredir bankalara yerleştirdiğimiz marksist arkadaşlarımızdan birisi olan faruk dost geldiğimiz süreci anlatacak. buyur faruk dost söz sende...

    - bismillahirrahmanirahim. kalplerinde allah korkusu olan müslüman kardeşlerim dünya ölümlü dünya. gelin ibadetimizi yapalım, ahiretteki yerimizi kurtaralım, bu öğle namazını birlikte eda edelim...

    - ne diyorsun sen faruk dost? bankadan bahsedecektin, devrimden, o şanlı günden... hangi bankaya yerleştirmiştik biz seni?

    - albaraka türk: faizsiz bankacılığın doğru adresi.

    - hemen bu arkadaşı olimpos'a tatile gönderiyoruz. 15 gün. ağaç ev...

  • şerefsiz almanlar golden sonra sevinmiyor, sevinsenize oç’ları! nerden baksan 2-3 dakika kazanırız her sevincinize.
    adamlar direkt santraya gidiyorlar aq!