hesabın var mı? giriş yap

  • bir arkadaş çok güzel demiş. hava dediğimiz şey boşluktan ibaret değil. onunda bir miktarı, yoğunluğu vs var diye. işte biz bunu stabil yerimizde otururken farkedemiyoruz. ve bu bakımdan uçakların uçabilmesi bize çok tuhaf ve karmaşık gelebilir. fakat haraket halindeki bir taşıttan elimizi veya kafamızı çıkardığımızda hissettiğimiz şey, hava taneciklerinin de bir kütlesi olduğu ve bunun bir kuvvet oluşturabileceği.
    konumuza geri dönersek uçağın uçmasını sağlayan yegane şey, uçağın havada tutunabilmesi
    havada tutunabilmesini sağlayan ise, kanatlarındaki aerofil (su damlacığı şeklindeki) yapıdır. tabi bu yapı uçağın kanat profilinde simetrik değildir. şu şekildedirkanadın üst tarafı daha bombelidir. bunun sebebi, havanın kanadın üst tarafında daha uzun yol kat etmesini ve hızının artmasını sağlamak. hızı artarsa basıncı azalır. (bkz: bernoulli prensibi)
    aynı şekilde kanadın alt tarafındaki hava akışı, kanadın üstündeki hava akışına göre daha yavaş ama basınç daha fazladır. işte bu basınç farkı kanat alt yüzeyinde daha fazla olduğu için, kanadın alt tarafından yukarı doğru bir kuvvet doğar. bu kuvvet ingilizce lift (taşıma kuvveti) diye tabir edilen kuvvettir. bu kuvvet sayesinde uçaklar havada tutunabilir. görsel
    taşıma kuvvetine etki eden başlıca parametreler. havanın hızı, havanın yoğunuğu, kanat alanı ve taşıma katsayısıdır. fazla formülasyon olduğu için taşıma kuvvetinin detaylarına girmiyorum.
    detaylı bilgi için

    uçağa etki eden dört kuvvet vardır:
    -lift (taşıma kuvveti) yukarı yönlü
    -weight (ağırlık) aşağı yönlü
    -thrust (itki) ileri yönlü
    -drag (sürükleme) geri yönlü
    şematik gösterimi

    taşıma kuvveti ve ağırlık zıt yönlüdür. taşıma kuvveti ağırlık kuvvetinden fazla olduğu zaman havada tutunma başlar. zira itki ile sürükleme kuvvetleri de zıt yönlüdür. uçakta sürükleme kuvveti istenmeyen bir şeydir (ama her zaman değil). sebebi ise eğer sürükleme fazla olursa, bizim yakıt maliyetimiz artacak. yukarıda bahsettiğim aerofil yapı çok önemli. çünkü aerofil (su damlacığı şeklinde) yapı en az sürükleme oluşturan yapıdır. bu profil uçağın sadece kanatlarında değil, hemen hemen bütün kısımlarında mevcut. örneğin, uçağın kuyruk kısımlarını oluşturan yatay stabilize ve dikey stabilize de aerofil yapıdadır. hatta ve hatta uçağın gövdesi de aerofil yapıdadır.
    peki bize sürükleme kuvveti ne zaman lazım?
    doğru cevap uçak ineceği ve pistte durması gereken zamanda.
    ucağın kanat profil yapısı flap/slat denilen mekaniki yapılar ile uzatılabilir ve genişletilebilir.
    peki bu bize ne sağlar?
    kanat profili geriye doğru daha uzun ve kavisli ise, bu bize daha fazla taşıma kuvveti ve daha fazla sürükleme kuvveti sağlar.
    örneğin, uçaklar havalanacağı zaman düşük derecede flap acılır. sebebi, kalkış için taşıma kuvvetini arttırmam lazım ama sürükleme kuvvetinin de çok fazla olmasını istemiyorum. sonuçta sürükleme kuvveti ve ağırlık, bizim havada tutunmamıza ve ivmelenmemize negatif etki eden kuvvetler. bunun için düşük derecede açılan flaplar kalkış için idealdir.
    peki iniş nasıl olur derseniz?
    inişte ise, artık yüksek hız istemiyoruz. bunun için kanadın aerofil yapısını artık frenleme etkisi yapacak şekilde sürükleme kuvvetinin en fazla olacağı konuma eviriyoruz. yüksek derecede flap açarsak, kanadın eğriliği artık maksimuma ulaşır. bu noktada artık kanatta taşıma kuvvetinden ziyade sürükleme kuvvetinin etkisi daha fazla olacagı için, uçağın hızında bir yavaşlama olur ve uçak yavaşca süzülerek bir alcalma gerçekleştirir. bu yüksek derece flap açarak, kanat yüzey alanını genişletmeyi, kuşların bir yere konarken kanatlarını full açmasına benzetebiliriz. kuşlarda aynı şekilde yavaşça bir yere konakken kanatlarını açarlar.
    iniş videosu
    airplane landing flap extension

    ingilizcedeki lift dediğiniz, uçağın uçmasını sağlayan kaldırma kuvveti değil, taşıma kuvvetidir. normalde havanın veya suyun da kaldırma kuvveti var ama örneğin havanın kaldırma kuvveti sizin uçmanızı sağlamaz. havanın kaldırma kuvveti siz stabilken de size etki eder ama taşıma kuvvetinin oluşması için yukarıda bahsettiğim bazı koşullar gereklidir. örneğin hız gibi...

    ek bilgi: uçakların motorları, uçağın ivmelenmesine etki eder. her iki motoru durmuş bir ucak, süzülerek (planör uçuşu) yakın bir meydana inebilir. tabi ivmelenme olmadığı için hızlı ve uzak bir mesafe uçuş olmaz. siz yine de motorsuz uçmayın ))

  • ingiltere'nin de tabi olduğu aihm'in toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ilgili içtihadına göre, ilgili iç hukukta bir izin veya bildirim yükümlülüğü öngörülmüşse bile, bu yükümlülüğe uyulmaması, devlete barışçıl gösterilere müdahale etme hakkı vermez. (2006 tarihli oya ataman/türkiye davası)

    anayasa madde 34: "herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."

    toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda, izin değil, önceden bildirim yükümlülüğü var, ancak ilgili davada aihm, bu bildirim yükümlülüğüne uyulmamasının bile, otomatikmen yürüyüşe müdahale hakkı vermediğine hükmediyor.

    yani "batı ülkeleri" filan diye saçmalamadan önce, "batı ülkeleri"nin, komple batı medeniyetinin kendisinin en yüksek ürünü ve övünç kaynağı olarak kabul ettiği insan hakları felsefesinden biraz nasiplenin.

    "izinsiz gösteri" diye bir saçmalık olamaz. devleti protesto etmek için devletten izin almak, akla ve mantığa aykırıdır. devleti, devletin izin verdiği tarihte ve izin verdiği yerde protesto etmek, protesto gösterisi yapmanın mantığıyla doğrudan çelişir ve demokrasinin en temel ayaklarından birini oluşturan bu hakkın özü ile bağdaşmaz. bunu idrak edebilmek için batı medeniyetine de lüzum yok, asgari bir zeka ve mantık yeterlidir.

  • kendisiyle sorunum yok tanımam etmem kanzuk ile evleniyormuş allah mesut etsin ama kendi deyimiyle sözlüğe geçen gün üye olan birinin sözlük şartlarının hiçbirini yerine getirmeden sadece sözlüğün sahibiyle evlenecek diye yazar yapılması adil mi? diktatörlerin ülkelerinde eşlerini bi yerlere ataması gibi tamamen torpil. sözlükte yıllardır bekleyen çaylaklara hakaret. ülkede adaletsizlik, torpil, adam kayırmacılık her yerde. kanzuk avukat bir de, adaletten yana yemin falan etti cübbe giyerken. neyse beni de lanetli çaylak yapar birazdan. güç elinde nasıl olsa.

  • marsa yapılacak yolculuk konusunda fikirlerime ışık tutmuş teorem.

    öncellikle görsele bakarak ön fikir elde edelim.

    mars yolculugu

    56 milyon kilometrelik bir merdiven yapıyoruz. aslında dünya mars arası mesafe 55 milyon km ama ne olur ne olmaz fakirlik yapmayalım diyerek uzunluğu 56 alıyoruz. sonra biraz matematik katıp merdiveni zamanlı itiyoruz. yoksa mars döndüğü için merdiven aşağı düşer veya ay' a venüs' e falan takılır. o yüzden zamanlı itmek çok önemli. ayrıca karanlıkta nasıl tırmanacağız diyenler için merdivenin saplarına ledli ışıklardan takabiliriz. boğaz köprüsü gibi. teşekkürler, iyi çalışmalar.

  • şöyle bir aydınlanma yaşanıldığı andır bence.

    sözlerini de yazayım da tam olsun hatta.
    '' asuman: beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
    mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.
    asuman: şimdi n'oldu peki?
    mükremin:bilmiyorum asuman, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suda nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor..ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz..kuyunun duvarları ıslak..''

  • öyle bir videodur ki, çok büyük bir gerçeği yüzümüze vurur.

    "yol yabdı" diye övdüğü partinin yaptırdığı yolun projesini çizen mühendisler,
    "togg yabdı" diye övdüğü partinin "yaptırdığı" aracın üretiminde çalışan mühendisler,
    "hürkuş, mmu, vs. uçak yaptı" diye övünülen uçakların üretiminde çalışan mühendisler,
    ve hatta bayraktar'ın da çok iyi bildiği gibi, baykar'da çalışan mühendislerin çok büyük kısmının verdiği oy belli.

    akp mitingine gidip bu çocukların fotoğrafını göstersen, size oy vermeyecekmiş desen "bunlar vadan hayini yavvv" diyecek tiplere göre bunların tamamını yine akp seçmeni yapmıştır.

    15 mayıs'ta bu aydın gençler-yüzler kalkıp dese ki "madem biz vatan hainiyiz, kovun bizi videonun tamamında osmanlı mosmanlı diye öten dayıları getirin. onlar yapsın bunları." değil uçak yapmak, yapılmış uçağı bozmadan tozunu alamayacak tiplerin sürekli halkın akıllı kesmine bu lafları etmesine sebep olanlar da gün yüzü görmesin.

  • inanılmaz bir olay: https://twitter.com/…_tr/status/1546251220720943119

    açamayanlar için: https://streamable.com/78bawg

    30 sene önce çoktan yeryüzünden silinmesi gereken bu çağ dışı sistemlerin aldığı bir can daha. akan trafikte kapıyı açık bırakmak ne demek? klima açmamak için kapı açık gidiyorlar. ayrıca aynı anda hem bekleyen yolcu takibi yapıyor, hem araba kullanıyor, hem para üstü veriyor, hem telefonla konuşuyor, hem de inmek isteyen varsa indirmeye çalışıyor. işine geldiği gibi süratli gidip terör estirmek veya çok yavaş gidip trafiği tıkamak da cabası. 2022'ye geldik halen bu ipsiz sapsız at hırsızı mafyalarla uğraşıyoruz.

    ve daha kötüsü ne iktidarın ne de muhalefetin bunları ortadan kaldırmaya yönelik tek bir projesi var. hepsi halinden memnun.

  • not: debe olmus herkese teşekkür ederim.
    o kadar güzel yorumlar geldi ki anlatamam.
    uydudan yerini abiyi buldum. telefon da var. sizler de o insanları görmek isterseniz buyurun link

    çanakkale'deyiz.
    geçici işlerle falan para kazanıyoruz ev arkadaşımla. paramız bitmiş dolap bomboş ve günlerden cumartesi. aileler haftasonu nedeniyle para gönderemez kaldi ki hafta arası olsa da çok gönderebilecek durumda değiller . evde sise de az su kalmış ekmek olsa da yesek modundayiz. tüm çantalar cepler karıştırılıyor 1 ekmek parası olan 45 kurusu bulmak için. 15 kuruş çıktı...
    116 nin oradaki malazgirtli abinin simge ekmek fırınına gidip borçla ekmek isteyelim dedim yapacak bisi yok.
    utana sıkıla fırıncıya "abi 15 kuruşu simdi versek pazartesi kalani tamamlasak olur mu dedik"
    yüzümüze baktı "ne diyorsunuz kızlar siz" dedi.
    dediğimize diyecegimize pişman olduk ama laf ağızdan çıkmıştı bi kere.
    firinca abimiz güzel yüreğiyle bir poşete 2 ekmek, 2 simit birkaç pohca koydu. yarın pazar kahvaltısı için de erkenden gelin dedi. oyle paranız yokken utanmak sıkılmak yok gelin birlikte soframızda yer içeriz. paranız olunca ödersiniz demişti.
    simdi o abiyi düşünerek yazıyorum ve ağlıyorum.
    keşke gidebilsem yine içimde kaldı.
    ha bir de biz okuldayken komşumuz seyhan abla kaynanasindan gizlice evden cay , peynir falan koyar bir poşete, kapımıza asardi.
    her birine minnetimi iletiyorum, unutmadım yaptıklarınızı her daim sizleri anıyorum ve yolumuzdan devam etmeye çalışıyorum.