ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rıza baba'nın öldürülmesi
-
adam zaten normal hayatının sonuna geldi..doğal yollarla ölmesi daha muhtemel görünüyor.
osmangazi köprüsü'ndeki ikinci garanti skandalı
-
normal bir ülkede olsa hükümet düşürecek cinsten skandaldır. ama biz tabiki muz cumhuriyeti ile yönetilen şahsım devleti olduğumuz için hiçbir şey olmayı bırakın, birkaç bağımsız gazete dışında hiçbir yerde haber olmayacaktır. bağımsız olduğunu iddia eden youtuber gazetecileri de haber yapmayacaktır.
gelelim skandala... iktidarın “cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz” diye pazarladığı osmangazi köprüsü’nde geçmeyen araçlar için verilen garantinin yanı sıra "güncel fiyat ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki fark" da devlet tarafından karşılanıyor.
• osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti kdv dahil 117,90, hariç ise 109,17 tl’dir.
• sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 tl’dir. bu durumda katkı payı 138,64 tl’dir. garanti edilen 40.000 araç için her halûkarda 138 tl tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir.
• ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 tl) işletmeciye ödenmektedir.
bunun nedeni ise, verilen geçiş garantisinin döviz cinsinden abd tüm kentsel tüketici fiyatları endeksine göre güncellenmesi. şimdi sorum ak yavşaklara: dolar kuru ile ilgili yorum yaptığımızda bu ülkede tl ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz diyorlardı ya; ne oldu lan şimdi? bu ülkenin para birimi tl değil mi? bu ülkede yapılan bir altyapı projesine geçiş garantisi veriyorsunuz, bir de bunu dolar üzerinden bir endekse göre yapıyorsunuz. yani dolar artarken, bir yandan da endeks artıyor. yemin ediyorum türev piyasası şu olayı görse diz çöker tövbe ister!
haberin devamı
ortadirek bir ailenin çocuğu olmak
-
bankta oturup simit yemeği de bilir, çırağan sarayı'nda ki bir davette nasıl davranacağını da...
erciyes üniversitesi sağlık personeli yemeği
-
üst edıt 2: bu gibi bir genel salgın durumunda kasa ile üst, üste dağıtılan bu yemek (!) ne kadar sıhhi olabilir, düşünmenizi istiyorum. şehir hastanesi tuzluklar kaldırıp, paketli çatal bıçak kullanırken bu tarz bir metodu düşünememiş midir acaba?
üst edit: bugün üniversite hastaneleri başhekimı instagram üzerinden açıklama yaptı, aylardır süren bu süreci pandemıye bağladı.
ve bugün 16 saat çalışan sağlık personeline verilen akşam yemeği,
akşam yemeği detay
bir de allah için yemeğe tatlı olarak tahin helvası eklendi.
yemek genel görüntü
içinde bulunduğumuz günlerde muhtemelen sağlık personellerine minnet duymayanımız yoktur aşağıda iki görsel paylaşarak durumu açıklamak istiyorum.
40 yıllık bir tarihe sahip olan erciyes üniversitesi fakülte hastanesi'nin nöbetçi sağlık personeline reva gördüğü yemeği görelim
erciyes üniversitesi nöbet yemeği
evet gördüğünüz gibi ekmek arası soğuk kıyma ve meyve suyu. ekmek yenemeyecek kadar kötü.
dışarıdan bakan biri olarak şunu düşünüyorum, corona vakalarında tüm dünyada çok ciddi bir oranda sağlık personeli virüs kaptı ve hayatını kaybetti. hepimiz #evdekal etiketiyle evde kalırken bu insanların yangının orta yerinde çalışıyorlar ve umarım olmaz ama belki kayıplar verecekler. sokağa çıkıp alkışlayıp, ışıkları söndürüp, minnet gösterileri yaptığımız bu insanların nöbet sırasında karnı bile doymuyor arkadaşlar.
bakın maske, materyal, ilaç eksikliği demiyorum, hastanede yakınlarınızı emanet ettiğiniz bu insanların bir kısmı işini bile aç karınla yapıyor.
aşağıdaki gorselde de aynı gün sağlık bakanlığı'na bağlı kayseri şehir hastanesinin menüsü var.
şehir hastanesi yemeği
ve mevzuyu sağlık bakanlığı'na getirmek istiyorum ülke çapında bu salgındaki yönetimiyle her kesimden takdir gören sağlık bakanımız fahrettin koca'nın yönetimindeki hastaneye bakın bir de erciyes üniversitesi ve benzeri üniversite hastanelerine.
bu şartları gördükten sonra alkıslamaktan daha fazlasını yapmak da gerekebilir bu insanlar için. hepsine teşekkürler.
istiklal caddesi saldırısıyla dalga geçen araplar
-
bi dahaki seçimlerde araplara oy vermezsiniz olur biter.
migros'un alkol yasağına uymaması
-
olması gereken tavırdır.
yeter ya, adamlar ne dese ferman sayılıyor
kimse padişah değil. burası türkiye cumhuriyeti, laik bir hukuk devleti.
isteyen zemzem içer isteyen rakı, bırakın ortaçağ zihniyetini
üç beş marjinalin komplekslerine ve şahsi ego tatminine göre yönetilmeyecek kadar büyük bir ülkeyiz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bazen yer yarılsada içine soksam diyorum.çok kötü durumdayım.
izmir depremi sonrası digiturk rezaleti
-
izmir depremi sonrası manavkuyu mahallesi 275/b sokaktaki karagül apartmanında yaşayan bir kişi depremde binası yıkıldığı için digitürk üyeliğini iptal etmek istiyor.
cayma bedeli olarak 483 tl ve dekoderi geri veremedigi için dekoder parası isteniyor digiturk tarafından. gel de yıkılan binada sen bul kendi dekoderını digiturk bu ne aymazlık ne iş bilmezliktir.
görsel
rezalet gibi rezalettir pes!
edit1: olay medyada da yer almıştır , destek için teşekkürler haber linki
7 senelik ilişkinin bittiği gün
-
zamanında 9 senelik ilişkisi bitmiş biri olarak söyleyebilirim.
winter is coming
benim ruhum değişti. başka biri oldum. resmen karakterime, kalbime, vicdanıma kış geldi. bir daha da asla eskisi gibi olamadım. yaşadığım tüm süreci yazıcam bi ara.
kenan imirzalıoğlu'nun orman yangınları açıklaması
sevgilisine playstation 3 hediye eden kız
-
vakit ayırması gereken bir başka sevgilisi daha vardır.
tokalaşmadı diye vatandaşlığı iptal edilen kadın
-
aradığım laiklik budur işte.
(bkz: yallah arabistana)
edit: deve sidiğiyle sarhoş olanlara değil ama, laisite ile bu olayın bağlantısını kuramayanlar için gelsin bu edit. laiklik herkesin dini inancına saygı duymak değildir, bunu size nerede anlattılar bilmiyorum. ama laiklik bir çok insanın da malumudur ki din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması diye tabir edilir. aslı ise din ve siyasetin birbirinden ayrılmasıdır, dinin toplum üzerindeki tahakkümünün bertaraf edilmesidir. bunun çıkış noktası fransa'dır hatta. yüzlerce yıl kilisenin çılgınlığı altında ezilmiş, hatta jeanne d'arc gibi bir milli kahramanı kilise tarafından sırf kadınlar asker olamaz dendiği için yakılmış bir ülke fransa. her dini inanca saygı duyulmalı derken satanizmi, zerdüştlüğü nereye koyuyorsunuz merak ediyorum, dünya 5'ten büyüktür de, inanç da semavilerden çok daha büyüktür. hayatını toplumsal yaşamın gereklerine değil de marjinal dini inançlarına göre yönlendiren bireyler vatandaşlık kavramından uzaklaşarak tebaa/cemaat/tarikat/köleliğe yaklaşırlar. olaya münferit bir vakîa değil, sosyolojik bir olgu olarak bakılmalıdır, fransız yetkilileri ve mahkemeleri de böyle bakmıştır, gözlerinden öperim. bu arada aynı din dar'ül harb denen bir müesseseyi de düzenlemekte, fransa da bu dinin tüm gereklerini yerine getirenlerden son yıllarda çok çekti.