hesabın var mı? giriş yap

  • stephen king, hikayenin frank darabont tarafından sinemaya uyarlanan versiyonunu izlerken gerçekten korktuğunu söylemiştir. bence bu, uyarlamanın başarılı olduğunu göstermek için yeterli. dahası var:

    kitabın ve filmin sonunun birbirinden farklı olduğunu biliyoruz. stephen king, filmin sonunu muhteşem bulduğunu ve kitabı yazarken aklına bu son gelmiş olsaydı kitabı kesinlikle bu sonla bitireceğini de eklemiştir.

  • rusya'dan yaşayan dolar bazlı maaş alan türk mühendislerin krallığını ilan etmesine sebep olmuş durum.

  • sabah-akşam eşşek gibi çalışıp para kazanmayan, zar-zor geçinmeyen, kendi uydurduğu standartlara göre geçim mücadelesi falan vermeyen bir adamın, allah bilir klimalı ofisinde çayını yudumlarken gazetedeki köşesi için yazdığı cümle...

    "hayattan kaçıyorsunuz, profesör oluyorsunuz, devlet memuru olup, yan gelip yatıyorsunuz" diyen adam da sanırsın kankası haşmet ağayla beraber 25 seneden beri inşaatlarda amelelik yapıyor, ekmeğini taştan çıkarıyor...

    sömüren, resmen kan emen, 3 kuruş paraya sabah-akşam, cumartesi-pazar çalıştıran, kendini ve verdiği işi bi bok sanan fırsatçı işverenler suçlu değil de, akademik kariyer yaparak birilerinin tabiriyle devlete kapağı atmayı, kendini korumayı başaranlar mı suçlu oluyor?

    hayır bi de yüksek lisans yapanları "hayvan"a benzeten adamın, lisedeki lakabını bilmesek neyse...

  • harry potter serisinin ikinci kitabı sırlar odasını ilk okuyuşumdan tam 18 yıl sonra okurken dikkatimi çeken, anlamsız olay.

    bilenler bilir, bu kitapta harry, ron ve hermione sırlar odasıyla ilgili araştırma yaparlarken kitap boyunca sürekli yeni ve çeşitli bilgilere ulaşırlar. bu bilgilerden bazıları yanlış olsa da, hagrid'in sırlar odasını açtığını zannetmeleri gibi, onları bir şekilde doğru ipuçlarına yönlendirir. örümcekleri takip etmelerini öğrendiklerinde aragog ile karşılaşırlar ve aragog onlara geçen sefer sırlar odası açıldığında bir kızın tuvalette ölü bulunduğunu söyler.

    harry ve ron da hemen bu bölümün ardından, kızın tuvalette öldüğü bilgisini kullanarak, ölen kızın tuvaleti aslında hiç terketmeyen ve hayalet olarak tuvalette takılmaya devam eden mızmız myrtle olduğunu anlarlar. hemen gidip kıza durumu sorarlar ve kız da olay günü tuvalet kabininden çıkınca sadece bir çift sarı göz gördüğünü ve çat diye öldüğünü söyler. nerede gördüğünü sorduklarında ise hemen şu musluğun yanında der ve harry ile ron gidip tarif edilen musluğa bakarlar ve küçük bir yılan oyması görürler. sırlar odasının girişini bulmuşlardır.

    şimdi sıkıntı şu, sırlar odası ilk açıldığında ve mızmız myrtle öldüğünde dumbledore okulda öğretmendi. dumbledore gibi bir büyücünün mızmız myrtle ile konuşmaması onu sorgulamaması çok saçma değil mi? hadi diyelim ilk zamanlarda müdür değildi ve yetkili kişiler olayla ilgilendi dumbledore olaya çok karışmadı, zaten oda da o olaydan sonra bir daha açılmadı.

    e ikinci kez açıldığında herkes olayı çözmeye çalışırken ve dumbledore oda ilk açıldığında ölen kızın kim olduğunu, nerede olduğunu bilirken niye gidip sorgulamadı? sorunca zaten kız çat diye şu musluk diye gösteriyor girişi hemencecik bulmuş olacaktı.

    bu konu aslında başkalarının da dikkatini çekmiş ve insanlar tartışmışlar fakat ben ciddi ve tatmin edici bir cevap alamadım.

    örnek cevap 1: dumbledore zaten kızı sorgulamıştır, musluğu ve girişi de bulmuştur fakat açabilmek için çatalağız olmak gerektiğinden hiçbir şekilde açamamıştır.

    e iyi de dumbledore harry'nin çatalağız olduğunu hemen daha kitabın başında öğreniyor tüm okulla birlikte. şuna bir açıl de de açılsın bir gidip bakalım diyebilirdi. ya da zaten dünyada başka çatalağız mı yok birini bulabilirdi.

    var mıdır buralarda ben buna mantıklı cevap verebilirim diyebilecek bir potterhead. dolar cami corona içimiz şişti artık kafamız dağılsın.

  • "03:21 mersinbaligi'nin soyu tukeniyor!"

    insan 15 dakka once soyler, hic pi$irmezdik. daha dakik olmasini bekliyoruz.

  • edit: başlık başıma kalmış, aslen bu baslıktaki hayvanseverleri eleştiren entrylere yanıt vermistim.

    yedigi etin bir kısmını kıyamayıp kediye ve kopege de veren insandır. paylaşmak güzeldir.
    kopek seviyorum diye illa kopegimi yemek mi zorundayım. tabi ki oturup koftemi yiyecegim. her sevdigim seyi yiyecek degilim herhalde... koftemi yiyip, ucundan da kedime kopegime veriyorum daha ne yapayim

    ayrıca o kedi ve kopek de et yiyor.
    insan sevmesine rağmen et yiyen kopeğe laf yok ama.

  • modern insanın sistem ve düzen algısını merkeze yerleştirip onun etrafında sistemi derinlemesine eleştiren bir yapıya tanıklık ediyoruz bu filmde..

    yetmiyor.. bu film bize yalnızlık kavramı üzerinden çoğulcu fakat eklektik bir yapılanmanın asla mümkün olamayacağını haykırıyor, gözümüze sokuyor.

    yetmiyor.. kurmacanın bütün imkanlarından faydalanarak gerilim ve korkunun sınırlarında iğrençlik tanımını yeniden yapıyor..

    bu da yetmiyor.. temelinde oldukça esnek olduğu halde, aynı kalıplarla topluma rehberlik etmeyi sürdürebilen geleneksel ahlakın suratına bir tokat indiriyor..

    yetmiyor.. umudun tükendiği yerde yeni bir umut varolabilir mi sorusunu kazıyor belleğimize.. elbette cevap veremiyoruz..

    yetmiyor.. insan hayvan ikilemiyle yüzeysel indirgemeciliğin kitabını yazan elitizmin içten pazarlıklı algısına acımasızca meydan okuyor..

    bitti mi.. bitmedi..

    yetmiyor.. dünyayı, karanlık odalarda hazırlanmış global soslu yapay kültürlere mahkum eden, egemenlerin kucağına iten masonik üst yapıyı deşifre ediyor.. doktor figürüyle simgelediği bu mekanizmayı seyirciyi yerine mıhlamak için kullanıyor...
    ...

    şaka len şaka... ben böyle filmin taa avradını skeyim...