hesabın var mı? giriş yap

  • sosyal medya'nın yalanlar okyanusu olmasının en büyük kanıtı
    hani lan, "o bakış" lı, "bir de bunun için cigara yakalım"lı iç geçirmeli, "aşkla bakış" fotoğrafları
    hani ahmet kural aşkla bakıyordu sıla'ya.
    noldu?
    yalansınız olm
    alayınız yalansınız.
    hayatınız, sosyal medyanız, o resimler, hepsi yalan

  • kardiyo, kalp atışlarını hızlandırarak yağ yakımını hedefleyen egzersizlere verilen genel addır. kardiyo sadece yürüme bandında yürümek/koşmakla sınırlı değildir. bisiklet, kürek çekme, ip atlama, eliptik bisiklet bunların hepsi kardiyonun içine giriyor.

    kardiyo yaparken en dikkat etmemiz gereken şey ise kalp atış hızımız. malum belli bir kalp atışı hızının altında yağlar yanmıyor. o yüzden kardiyo sırasında kalp atış oranımızı belli bir sınır içinde tutmamız gerekiyor. peki bu sınırı nasıl hesaplıyoruz?? bu hesaplamalar için değişik formüller kullanılıyor. (43 tane farklı formül var) bence en efektif sonuçları veren formül karvonen formülü. o yüzden onu anlatıcam.

    bu formül temel olarak yaşınızı ve resting heart rate dediğimiz istirahat nabzını kullanarak hesaplama yapıyor.

    istirahat nabzı, oturduğumuz yerde, egzersiz yapmadan dakikada atan nabız sayımızı ifade ediyor. mesela benim nabzım dakikada 65 bpm atıyor. yaşım da 32.

    işe önce maksimum kalp atış hızımızı bularak başlıyoruz. bunun için 220'den yaşımızı çıkarıyoruz.

    220-32= 188 (benim kalbimin atması gereken maksimum hız bu)

    2. adım heart rate reserv'ü yani nabız rezervini bulmak. bunun için de maksimum nabız hızımızdan istirahat nabız hızımızı çıkarıyoruz.

    188-65= 123

    şimdi geldik 3. ve en önemli adıma. bu adımda yaptğımız egzersizin yoğunluğuna göre kalp atış hızımızı hesaplıyoruz.

    eğer, "ben kendimi fazla zorlamadan hem yağ yağmak hem de kilo vermek istiyorum" diyorsanız "fitness zone" dediğimiz antreman yoğunluk yüzdeniz %60-%70 arasında olmalıdır.

    bu ne demek? az evvel hesapladığım nabız rezervi burda devreye giriyor. nabız rezerviyle 0.60'ı çarpıp çıkan sayıya istirahat nabzımızı ekliyoruz.

    123 x 0.60 +65= 139 bpm (nabzımın yağ yağmak için minumum atması gereken sayı)
    123 x 0.70 +65= 151 bpm (nabzımın yağ yağmak için maksimum atması gereken sayı)

    "hayır kardeşim ben sınırlarımı biraz zorlamak istiyorum" diyorsanız, "aerobic zone" dediğimiz antreman yoğunluk yüzdeniz %70 - %80 arasında olmalıdır. bu yoğunlukta yapılan antremanların kardiyovasküler sisteminizi iyi yönde geliştireceğini bilmenizde fayda var. vücudun çalışan kaslara oksijen iletme kapasitesini arttırıyor. aerobic zone'daki egzersizler koşu, bisiklet, kürek çekme, ip atlama, eliptik bisiklet gibi egzersizleri içeriyor.

    123 x 0.70 + 65 = 151 bpm (minumum nabız)
    123 x 0.80 + 65 = 163 bpm (maksimum nabız)

    bir de "anaerobic zone" dediğimiz bölge var. bu bölgedeki antreman yoğunluk yüzdesi %80-%90 arasıdır. bu bölgede yaptığınız egzersizler laktik asit sisteminizi geliştirir. buegzersizleri yaparken çok enerji harcadığımız için yüksek oranda yağ yakımı meydana gelir. vücut enerji üretmek için yağ yakar ve kaslardaki glikojen'i harcar. glikojen tüketimi de laktik asit üretimini sağlar. kaslarınızda yanma hissi varsa, o an laktik asit üretiyosunuz demektir. (aerobic zone'da enerji üretimini oksijen yapmaktadır) anaerobic zone'u genelde body buildingciler kullanıyor ve enerji takviyesini protein tozları gibi şeylerle yapıyorlar. bu egzersiz tipi çok uzun süre yapılacabilecek bir egzersiz değildir. örnek vermek gerekirse 5 km'lik bir koşu yarışı aerobic zone egzersizi sayılırken, 200-400 metre sprintleri anaerobic zone egzersizi sayılır.

    illa bu bölgede çalışmak istiyorsanız, tavsiyem interval koşu dediğimiz egzersizlerdir. bunu nasıl yapacağız?

    bu egzersiz sistemi kalp atış hızını belli bir dakika maksimumda tuttuktan sonra minimuma indirip yağ yakmayı hedefler. mesela 20 dakikalık bir egzersiz düşünün 3 dakika yürüyüp, 1 dakika %90'da koşuyorsunuz. böylece 20 dakikada 5 set yapmış olacaksınız. bu egzersiz tipi hem aerobic hem de anaerobic bölgeyi kapsıyor ve metabolizmanız için oldukça faydalı.

    peki bu bölgede kalp atışımız kaç olmalı. hemen hesaplayalım. (gene kendi verilerime göre hesaplayacağım)

    123 x 0.80 + 65= 163 bpm (minimum)
    123 x 0.90 + 65= 176 bpm (maksimum)

    bu kadar yüksek kalp atışı seviyeleriyle çok uzun süre egzersiz yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlamışsınızdır heralde. ne kadar ağır egzersiz yaparsam o kadar yağ yakar/ kas yaparım mantığı kesinlikle doğru bir mantık değildir. hem kalbinizi yorar hem de kas kütlenizi azaltır. istenmeyen sonuçlarla karşılaşmak istemiyorsanız vücudunuzu gereğinden fazla zorlamayın derim.

    bir de redline zone training var. bu bölgedeki egzersiz yoğunluğu %90- %100dür. yani maksimum kalp atış hızınızı kullanır. bu tür egzersizler çok kısa süreli yapılmalıdır. bunu genelde profesyonel sporcular yapıyor. doktorunuza danışmadan kesinlikle yapmamanızı öneririm, vallaha tık diye gidersiniz kalpten!

    yaw alt tarafı egzersiz yapıcaz nedir bu kadar hesap kitap işi diyorsunuz biliyorum ama kardiyoda işin özü tamamen hesap kitap. etkili egzersiz ve yağ yakımı için bunları bilmek mecburiyetindeyiz.

    kalp atışı hızınızı düzenli takip edebilmeniz için bir nabız ölçer edinmenizi tavsiye ederim. bu nabız ölçerler genelde saat ve göğüse takılan banttan oluşuyor. ("ben sadece spor salonunda kullanıcam" diyorsanız sadece göğüs bantını da alabilirsiniz, spor salonundaki aletler bu banttaki vericiyi algılayarak, yaptığınız egzersiz süresince kalp atışlarınızı gösteriyor.)

    "ay şimdi 3 saat kalp atışı mı hesaplıcaz" demeyin diye bir link veriyorum. yaşınızı ve istirahat kalp atış hızınızı yazarsanız otomatik hesaplama yapıyor. bakın bu kadar yardımcı olduk, artık spor yapmamanız için hiçbir bahaneniz kalmadı bence!!! hadi marş marş!

    kalp atışı hesaplama şeysi ---> http://www.sparkpeople.com/…e/calculator_target.asp

    bu da motivasyon için ---> https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/…a0d900501.jpg

    https://www.pinterest.com/…sbush/whats-your-excuse/

  • sanırım bu bi ritüel. ünvanı artınca odasında terlik giymeye hak kazanacaktır veya sandalet...

    sebebi ne ki acaba?

    resim

    bu kez gerçekten (#46976011) gelen mesajlar üzerine edit:

    teşekkürler.... yüzünüzde biraz tebessüm yarattıysam ne mutlu...

    edit2: haa bi de hazır o kadar araştırma görevlisi başlığa toplanmışken, yüksek lisans, yurtdışında yüksek lisans hakkında ufkumu açar mısınız?

    özel mesaj veya [email protected] yoluyla ulaşabilirseniz. sevinirim...

  • maalesef güzel ülkemde adam sayısı git gide azalırken, şerefsiz sayısı git gide çoğalıyor.

    gencecik bir kız, vahşice öldürüldü. ne söylense yetersiz kalır. allah mekanını cennet eylesin.

    edit: tanım falan yok. tanımsız.

  • "program files klasörünün altına kurulmayı istemeyen artist programlar"'dır aslı, elli harf diyetiyle yukarıda gördüğünüz hali almışlardır.

    neyse efendim. program kurcaksınızdır. bulursunuz setup dosyasını, enter'a basmak veya tıktıklamak suretiyle başlatırsınız kurulumunuzu. eh bir ara nereye kurulacağını soracaktır program, ve size de default bir değer verecektir. işte artist program ile efendi program arasındaki ayrım bu noktada yapılır.

    efendi program, "c:\program files\halimsalim" gibi bir değer taşıyor olacaktır, kanaatimce normal olanı da budur.

    kendini fasulye gibi nimetten sanan program ise "c:\neyintursusu\pancar" gibi bir değer seçecektir. yani kendini direk c: 'nin altına install ettirecek kadar değerli görmektedir paşa beyimiz. (bkz: bak sen)

    iyice tozutmuş programlar ise
    "c:\harikaprogramlar\gelbizekatilbize\yarraaamiyeooo\robdosambr\"
    gibi klasör değerleri atarlar kendilerine ki, deli ederler, cin ederler adamı.

    kimsin olm sen? artist misin? koskoca paint shop pro, internet explorer, kazaa vs vs bile efendi efendi program files'ın altına kurulurken, sen ne diye zirzopluk edersin? otur oturduğun yerde kırmiyim cd'ni.

  • çalışanları, bu dil ve edebiyatı o kadar kabullenmişler ki, bir adet kurabiye alabilir miyim dediğimde "cookie mi?" diye şaşkınlıkla soruyorlar. he evet kuki, ananım evinde kuki yerim hep ben çünkü. güzeldir, lezzetlidir, ya da bazıları için çok ucuzdur, tabii ki ülkemizde böyle küresel açılımlar/kuruluşlar/yenilikler/mekanlar olmalı. ama zank diye, olduğu gibi kabullenmek neden? çalışanları da mı ithal ettiniz de bir saatte kurabiye, küçük, beyaz çikolata demeyi unuttular. saçma saçma ergen özentiliği. hiç.

  • daha önce de yazıldığı üzere yeni zelandalı'lar ve özellikle yerlileri olan maori halkı haka'ya "dans" denilmesinden hoşlanmazlar, zira haka bir dans değil, düşmanı korkutmak, sindirmek için uygulanan bir savaş ritüelidir. mehter'e dans demek ne kadar uygunsuz bir davranışsa haka'ya dans demek de o kadar uygunsuzdur.

  • ekşiye dahi müdahale edebileceğini sanan bir ego delisinin çok da şey olmadığı laftır.
    gerçekler acıdır acun efendi! öyle dilediğince yaşayacan, biz de eleştirmeyecez öyle mi? çok beklersin!
    twittera ekşi sözlüğe kalsa burada olamazdık demiş. sen zaten orda olmamalısın ama bunu ekşi sözlük ya da twitter istiyor diye değil, normali bu olduğu için. sen şartlara (!) uydun ve yandaş rolünü çok güzel oynadın. seni eleştirdiğimiz noktaları bi düşün istersen.
    kızından küçük kızdan başkasıyla evliyken çocuk yaptın. ses etmeyelim mi ?
    işine gelmeyene hakaret ettin, gelene eyvallah ettin, yazmayalım mı?
    sesini çıkarman gereken yerde sustun, gereksiz yerlerde sesini çıkardın, görmeyelim mi?
    hiç kusura bakma. senin sözün ancak yarışmacına ve işini kaybetmekten korkan çalışanına geçer. zerre kadar laf etme durumun yok sözlüğe.