hesabın var mı? giriş yap

  • merhaba berfu hanım,
    kusura bakmayın, bu ortamda sizin gibi güzel ve başarılı insanları çekemeyen yazarlar maalesef çokca var.
    bir hayranınız olarak merak ettiğim, başarıya giden yoldasagfsagfdas ay devam edemeyecegim...
    eser sıçarken çok ossuruyor mu?

  • büyüklük bende kalsın düşüncesiyle eski sevgilisi için tanıklık yapıp uyuşturucu kullanmıyordu dediği iddia edilen kadın. şu yaptığını yapmak insanlıktır zaten, adam eski sevgilisi, ailesini katleden bi seri katil değil ki? siz ne biçim ilişkiler yaşıyosunuz amk.

  • bir içki oyunu. herkesin önüne birer shot hazırlanır (bol içilen bir oyun olduğu için tercihen bira uygundur). bir deste iskambil kağıdı karıştırılıp ortaya konur. herkes birer kart çekip alnına yapıştırır (burda maksat oyuncuların kendi kartını görmemesi ancak diğer bütün oyuncularınkini görmesidir. maymunluğa lüzum yok diyorsanız kendiniz görmeyecek ve karşıya gösterecek şekilde elinizde de tutabilirsiniz). sonra bahis safhası başlar, kartları dağıtanın solundaki 1 shot bahse girmek zorundadır (bu sayı tur döndükçe arttırılabilir). en fazla 3 shot bahse girilebilir (bu kural da dilenirse esnetilebilir). tur tamamlanana kadar herkes sırayla bahse girer ya da çekilir. çekilenler o an ortadaki bahis kadar içmek zorundadırlar. tur tamamlandığında baştaki oyuncu bahsi büyütmek isterse oyun bir tur daha döner. sonunda kartlar açılır, en düşük karta sahip olan ortadaki bahsi içer (en düşük kart birden fazlaysa bahis paylaşılır)..

  • "soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. ısınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler... ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır."

    (bkz: parerga und paralipomena)
    (bkz: arthur schopenhauer)

  • bu para bize fazla, ağırlığı ile yaşayamayız 2700 olsun. edoğan 4000 diyor, türk-iş 3900 teklif ediyor gerçekten şaka gibi ülke, sendikası bile halka ihanet içinde.

    edit: arkadaşlar ya bilmiyorsunuz ya da gerçekten dikkatli okumuyorsunuz. 3900 teklif eden türk iş diyorum. türk iş: türkiye işçi sendikası

    başlıkta bahsi geçen tisk ise; türkiye iş veren sendikası konfederasyonu. lütfen dikkatli okuyunuz.

    işveren sendikası tabi bu teklifi verecek gibi mesajlar atmayınız lütfen. ha eğer kastettiginiz 3100 lira teklif ise zaten mesaj bile atmayınız.. ama 3900 teklif eden sözde işçi sendikası

  • türkiye'nin en bilinen marketlerinden biri reklam verdiği gazetede bir haberi sansürlemek istiyor. talepleri reddedilince verdikleri reklamı geri çekiyor.

    tweet

    edit: kaldırılmak istenen haberi araştırınca şok oldum. önce devletin temin ettiği ucuz eti değil de kendi satamadıkları kalitesiz etleri halka sattıkları ortaya çıkıyor. daha sonrasında da devletin verdiği ucuz etleri satmayıp fiyat yükselterek bu yolla yaklaşık 100 milyon lira gelir elde ettikleri anlaşılıyor. gazete haberi sonrası soruşturma açma talebi bakan tarafından red ediliyor. akp ülkesinde her şey normal artık.

    haber

  • aslında bunun çok önemli bir nedeni var ve yıllardır kimse dile getirmiyor. yine iş başa düştü, ben ifade etmeye çalışayım ve milyonlarca insanın yüreğine fuse tea serpeyim. bu benim başıma da geldi esasen. şimdi... mesela sen kanepede yatıyorsun fakat uyumuyorsun, gözlerin kapalı sadece. o sırada biri odaya giriyor ve senin gözlerinin kapalı olduğunu görüp hemen yapıştırıyor: "aa yavrum uyumuş, ses etmeyin ses etmeyin uyumuş.. ay yoruldu tabii." evet bu cümleleri her insan evladı duymuştur. şimdi bu cümleleri duyduktan sonra biz nasıl diyelim "hayır lan ben uyumuyorum, bi' yanlışlık var." diye? diyemeyiz. neden diyemeyiz? çünkü o ortamın güzelliğini bozmak istemeyiz. bırakalım öyle sansınlar bakalım n'olcak diye sonuna kadar takılırız bu yalanın peşine. baktık ki yalan bozulacak, seslerden rahatsız olduğumuzu ifade edecek şekilde kıçımızı diğer tarafa dönüp şöyle 3 saniyelik bir esneme hareketi yaparak sağ gözümüzü yarımca açıp "ımmh..." diyerek halıya anlamsız bakışlar atarız. yani bunun seni beni yok. bu hareketi kaşgarlı mahmut da yapmıştır, gabriel batistuta da yapmıştır. bu hareketin dini dili ırkı yok arkadaşlar.