hesabın var mı? giriş yap

  • gariban vatandaşın karşısında kovboy gibi davranan polisler arkası sağlam birini görünce kuzu gibi oluyor
    ayrıca gördüğüm polislerin çoğu reisci. bu düzenin oluşmasında payları var. yarattıkları canavardan şikayet etmesinler

  • iyiden iyiye insanı güldüren manadır.

    hele bu sözde 'mana'yı dile getirirken takındıkları o ciddi tavır yok mu ahaha ya tamam sizsiziniz amk siz.

    -büyük beşiktaş taraftarı he de hödödür
    -şerefli beşiktaşız biz renkliler anlamaz.
    -onurlu duruşumuz var bizim.

    blabla

    yok ebesinin örekesi afedersin. taraftarsın ulan sen ne bu oligarşiye savaş açmış don kişot tavırları, ne bu jan darc havaları, ne bu takımına laf geldiğinde kendisine ''tavuk'' denmiş marty mcfly ciddiyeti.

    yapmayın komiksiniz.

  • ilginc olay. bana yillar evvel bi ankarali firmanin akrabama yaptigi jesti hatirlatti bu.

    soz konusu sirket kriz doneminde calisanlarina maas odemez hale geliyor. sartlar zorlasiyor. bu sartta herkes allah belani versin patron modunda istifa edio gidiyor. istifa etmeyen 5-10 kisi kaliyor. 1 sene sonra sirket kendini toparlayinca istifa etmeyip kalan herkese ev aliyor patron.

    akrabam halen o evde oturur ki suan ki degerini soylersem aglarsiniz kiskancliktan.

  • bu nasıl bir hayat oldu anlamıyorum. telefonum bozuldu. 5 ay önce 1700 olan bir telefon şimdi 2700 lira. oyun konsolu bakıyorum 1800 fiyat görüyorum meğer baktığın şey sadece lisanslı bir oyun. konsollar 5000 den başlıyor. arabam yok ancak daha uzun seneler alma şansım yok. microsoft ergonomik mouse almıştım 6 sene önce 140 liraya şimdiki fiyatı 500 tl. biz ne ümit edicez? nasıl mutlu olacağız bu ülkede.asgari ücretle köpek gibi çalış ancak dandik bir telefon bile alama. nasıl bir zaman denk geldik. avrupanın dibinde bu sefalet nedir allah aşkına?

  • aşktan tam olarak ne anladığınıza göre değişebilen bir durumdur.

    lise aşkları biraz farklıdır ve hormonların yeni yeni etkisini göstermesiyle başlar. bir şekilde delicesine aşık olursunuz. onu düşünmeye, sürekli hayaller kurmaya başlarsınız. yeme-içmede bir azalma olur cidden iştahtan düşersiniz. bir çeşit güçlü bir takıntıya dönüşür bu aşk. onu düşünmeden yapmazsınız her şeyiniz bir kişi olur. öylesine güçlü bir istektir ki gözünüzü karartırsınız bu açıdan lise aşkı insanın hayatında ciddi bir iz bırakır. lise aşkı, aşkın çok vahşi ve içgüdüsel bir yönüdür.

    üniversite aşkı ise daha farklıdır aşk duygusundan ziyade sevmek ön plandadır. onu seversin ve ona dair şeyler hoşuna gider. birlikte zaman geçirmeyi, delicesine bir şeyler yapmayı istersin. ortak anılar biriktirirsin her şey daha çok netleşmeye başlar. sevgililiğin en güzel dönemleridir lise aşkı kadar kaotik değildir mantıkta işin içine girmeye başlamıştır. pek çok şeyi sevgilinle öğrenirsin ve yaşarsın.

    iş hayatına atıldığında ise artık hayatın gerçekleri yüzüne daha sert çarpıyor demektir ayakların yere sağlam basmaya başlar. ne istediğini iyi bilirsin hatta daha önemlisi ''ne istemediğini''. yorucu bir ilişkiye ve aptal oyunlara tahammülün kalmamıştır. aşkı, sevgiyi ve daha önemlisi uyumu aramaya başlamışsındır. olgunlaşırsın gerçekten seveceğin birisini ararsın geceleri ve boş zamanlarında... kendini anlatabileceğin, beraber dünyayı gezebileceğin, hayata karşı elini tutabileceğin birisini sevmek istersin. 25 yaşından sonraki aşk bir anda olmaz lise aşkı gibi ya da üniversiteli sevgisi gibi değildir. 25 yaşından sonra aşk zamanla gelişir bir anda birisine bir şey hissedemezsin. detayları bilmen gerekir, zevklerini görmen gerekir, kendini nasıl ifade ettiğini bilmen gerekir. bu açıdan aşkın en kaliteli halidir ne istediğini bilen iki insanın birbirine kavuşma serüvenidir.

    bana göre 25 yaş sonrası aşk > üniversite aşkı > lise aşkı.

  • şiir ömer hayyam'indir ancak 3 tane ayri dörtlukten alinti yapilmiştir...
    asillari aynen şöyledir*:

    "seher yeli eser yirtar etegini gülün
    güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
    sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
    kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"

    "bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye
    ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
    aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
    mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"

    "bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
    gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
    bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
    gezecek, bizim topragin yeşilligince"