hesabın var mı? giriş yap

  • çingene* bir çocuğun birliğini bir şekilde kurtarması.

    birlik ismi ve tarih vermeyeyim komutanlarının başına bir iş gelmesin. bunu galiba çok duymamışlardı.

    trakya'da esrarkeşlerin, hırsızların, torbacıların, hafif suçluların, yaralama vs gibi suçlardan hüküm giyenlerin çoğunlukla görev yaptığı bir zırhlı tugay. bu adamlar yunan ordusuyla girilecek bir tür teorik savaşın en önünde olan tipler. şaka gibi ama sosyal olarak en diplerdeki bu karekterler olası savaş durumunda ilk gidecek noktalara neden seçilir alman strafbatallion ceza taburu uygulamasının bize 1908lerden kalma bir yansıması mıdır arada hala düşünürüm.

    neyse olayımızda bu tugayın tanklarını kullanan, zırhlı personel taşıyıcıları süren, bakımlarını yapan er ve erbaşlar 30 ağustos törenine hazırlanıyorlar. trakya'da bir ilimizde bunların tugayından bir miktar araç geçit resminde şehir merkezinde ve stadyumda ilerleyecekler. tank komutanları da kupolalarda şeref tribününe jilet gibi üniformalarıyla selam duracak. sonra kışlaya geri dönülecek hayat kaldığı yerden devam edecek. törene de henüz 5 ay var. haftada bir araçlar çıkıp yanyana meydanı bir dönüp geri geliyorlar.

    o günlerde tugayın kapısında belirip yeni katılım yapan bir acemi er peydah oluyor. dünyada görüp görülebilecek en esmer çocuklardan biri. temsili bir resim ile göstermeye çalışırsak aha bu kadar esmer. tam bir tamil - sri lanka havası var. nerelisin diye soruyoruz adana diyor. roman mısınız diyoruz, o ne diye anlamayıp bakıyor. sonra git gel derken çocuğun cono olduğu meydana çıkıyor. tugaya bir cono gelmiş. kağıdına göre de daha önceden oto tamirciliği yaptığı için* gzpt tank bakım bölüğüne bakım er olarak verilmiş. astsubaylar "vay başımıza gelenler" tiradını okuyarak çocuğu yatakhaneye gönderiyor.

    tabii conolar herkes tarafından az çok bilindiği için bu çocuk daha hiç bir şey yapmadan hırsız diye insanların kafasında mimleniyor. tipine bakarsanız hırsızlıktan gasptan ziyade daha değişik bir şeyler peşinde havası seziliyor ama nedir direk anlamıyorsunuz. gözleri böyle bir değişik fel fecir okuyor. bir şeyler kesinlikle normal değil ama du bakalım. mevcudunun %40 kadarının arızalı / misfit olduğu birliğe bir de cono ilave ediyoruz. üst devre erler "bak bu dolaptan bir şey eksilirse" diye gelir gelmez cononun başına ekşiyorlar. çocuk kafa sallıyor "ağabey valla ben bilmem öyle şeyler" gibisinden kendisini savunuyor. yatakhanede sonra cidden pek bir hırsızlık şikayeti de olmuyor.

    gel zaman git zaman tugay denetleme, bakım, geçit resmi derken 30 ağustos gelip çatıyor. tugayın araçları komutanlar tank ve gzpt kulelerinde üstlerini başlarını düzeltirken hıncahınç dolu şehir meydanına ve stadyuma giriyorlar. önden iki sıra delicesine yıkanıp fırçalanmış tank, ardından iki sıra zırhlı personel taşıyıcı - zırhlı muharebe aracı - zha falan geçecek. derken stadyuma girdikten sonra bir arbede oluyor. tank kolu stadyumun ilk 100 metresine gelmeden zınk diye duruyor. tank komutanları sağa sola en sonunda arkaya bakıyorlar. hepsi arkaya bakınca arka tarafta zırhlı personel taşıyıcılardan birinde bir sorun olduğu anlaşılıyor. şeref tribününde eli selam dur'da kilitli kalmış bütün subay camiası yavaş yavaş sola dönerek ne olduğunu anlamaya çalışıyor. sonra ortalarda bir zırhlı personel taşıyıcının içinden bir er fırlıyor diğer zırhlı personel taşıyıcıya arka kapıdan giriyor ve 10-15 saniye kadar sonra geçit resmi kaldığı yerden devam ediyor. herkes bunu senkronizasyon sorunu falan sanıp geçiştiriyor. seyirciler ve halk da tezahürata devam ediyorlar. tanklar ve zpt'ler stadyumun diğer ucundan çıkarak gidiyorlar. başka bir sorun da çıkmıyor.

    tabii işin aslı o sırada zırhlı personel taşıyıcılardan biri stadyuma girer girmez stop ediyor. bunlar sürekli bakımı yapılan araçlar ama elektrik aksamında her nasılsa bir sıkıntı olmuş, ve mürettebatı aracı çalıştıramıyorlar. herkesin önünde rezillik çıkması an meselesi. taşıyıcının sürücüsü durmadan kvv kvvv gur gur marş basmaya çalışıyor ama lanet araç bir türlü marş almıyor. o sırada diğer personel taşıyıcının içinde olan bu cono ağzında ciklet, tank periskopundan stadyumdaki kızları keserken diğer aracın marş basmaya çalıştığını kulaklığından duyuyor. birden kendisine bir haller oluyor ve "çekilin laaan" diye bağırarak kendisini dışarıya atıyor, hop dur nereye demeye kalmadan elektrik arızası yaşayan zırhlı personel taşıyıcıya dalıyor ve içeride elektrik sigorta paneline altlarına sıçarak bakan iki askeri ittirerek, sanki 100 yıldır bu işi yapıyormış gibi rastgele iki kabloya asılarak çekiyor. dişleriyle yalıtımı kopartarak kabloları bağlıyor ve zırhlı araca düz kontak yaptırıyor. zırhlı personel taşıyıcı birden gürrr diye marş alınca kulede kendisini ter basan tank komutanı da telsizden tamam hazırız diyor ve tüm tank kolu geçit resmine öyle devam ediyor.

    herif oto tamircisi değil oto hırsızıymış. oto hırsızlarının da şahıymış yani.

    ardından bakım bölüğünde kendine oto elektrikçi diyen 10 askere aynı sigorta tablosunu gösteriyorlar hiçbirisi 1 dakikanın altında kablo donanımını anlayıp düz kontak yaptıramıyor.

    cononun conoluğu yüz yılda bir hakikaten iyi bir işe yaramış oluyor.

  • not: dizinin finalini izlemediyseniz lütfen okumaya devam etmeyin.

    --- spoiler ---

    saul goodman final bölümünde aslında kim wexler'den intikam alıp onu vicdan azabıyla baş başa mı bırakmak istedi ?

    jimmy mcgill, saul goodman ve gene takovic, hangi ismi kullanmalıyız ? o kendisini final bölümünde jimmy mcgill olarak kabullendi ve tüm hatalarının cezasını çekmeye karar verdi. walter white'ın kendisi olmadan hiçbir şey başaramayacağını, onun meth imparatorluğunu kuran kişinin aslında kendisi olduğunu çok iyi biliyordu ve bunu söylemekten çekinmedi. kulağa mantıklı geliyor gibi, peki ya böyle değilse ?

    saul'un gözünü bu kadar karartmasının ve "ne olacaksa olsun!" şeklinde suç makinesi haline gelmesinin sebebi kim wexler olabilir mi ? bence öyle! 5x10'da kim ve saul, sandpiper davasından kendilerine düşen payı nasıl daha hızlı alabileceklerine dair bir konuşma yapmışlardı ve hızlı alabilmelerinin tek yolu howard'ın avukatlık itibarının zarar görmesine bağlıydı. saul, kim'e "eğer bu işi yapacaksak howard'ın canını yakmamız gerekecek ve yaptığımız şeyden sonra belki bir daha avukatlık yapamayacak, bunu yapmamalıyız ve bu iş sana göre değil" demişti.

    kim wexler tam tersi bir şekilde bu işi yapmaları gerektiğini ve başaracaklarını söyledi ve duşa girmek için kalktı, saul "kim, benimle kafa buluyorsun değil mi ?" şeklinde bir şaşkınlık yaşarken, kim wexler meşhur finger gun hareketini yaparak aslında bu işi ne kadar çok yapmak istediğini ve şaka yapmadığını belli etmiş oldu.

    howard hamlin'in kim ve saul'un oyunlarıyla itibarsızlaştırılması, kokain bağımlısı gibi gösterilmesi ve son olarak fotoğraf tuzağıyla şizofren konumuna getirilmesi hem howard hem de jimmy'in sonunu hazırladı. howard'ın bir nevi içini dökmek ve "size yenilmeyeceğim" demek için yanlış zamanlamayla gelmesi ve lalo salamanca tarafından öldürülmesi, kim wexler'i avukatlığı bırakıp sıradan bir hayata mahkum olmasına, jimmy'in ise saul olma sürecini başlattı.

    jimmy, kim wexler'e çok saygı duyuyordu ve kim'in yanında olabilmek onun için her şeyden önemliydi, kim wexler'ı her anlamda hayatında istiyordu ve motive kaynağı olarak onu görüyordu, birlikte avukatlık ofisi açmak ve wexler tarafından herhangi bir şekilde takdir edilmek, saygı görmek istiyordu, barney stinson'un "bu hayatta ne yaparsanız yapın, arkadaşların orada bulunup bunu görmüyorsa efsanevi olmaz." mantığı gibi düşünebilirsiniz jimmy'in gözünde kim wexler'ı.

    kim, boşanma dilekçesini imzalamak için saul'un ofisini ziyaret ettiğinde saul "seni hiç önemsemiyorum" mesajı vermeye çalıştı, fakat aslında sonunun başlangıcı olduğunu ve kim olmadan kendi hayatındaki hiçbir başarısından mutlu olamayacağını ve en çok saygı görmek istediği insanın artık onunla olmak istemediğini ve gözünde her anlamda bittiğini biliyordu. howard hamlin'i bitirme sürecini başlatan kişi kim wexler olduğu halde bu yükü taşıyamayıp jimmy'i terk etmesi ve o gittikten sonra walter white'ın meth imparatorluğunu kurması, dolaylı yoldan ölümlere sebep olması ve kendi deyimiyle "bu işten zevk aldım" demesinin tek sebebi artık kim'in yanında olmamasıydı, jimmy'in gözünde wexler yanında kalsaydı bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

    peki saul kim wexler'dan intikamını nasıl aldı ?

    mahkeme salonuna gelmesini ve tüm suçlarını nasıl itiraf edeceğini görmesini istedi, aslında suçlarını itiraf ederken ve walter white'ın o olmadan hiçbir şey yapamayacağını söylerken bile, kim tarafından bir hayranlık bekliyordu, dönüştüğü adamın gücüne saygı duyulmasını istiyordu ve kim'e "bunların hepsi sen gittin diye oldu" demeye çalışıyordu. cezasını 86 yıldan 7 yıla düşürmüşken bu anlaşmayı bozdu ve 86 yıl cezayı kabul etti, aslında bunu yapmasının sebebi bile artık ne yaparsa yapsın kim wexler ile dışarıda hayatlarının olamayacağını biliyordu.

    final sahnesinde, kim ve jimmy görüştükten sonra kim wexler ayrılırken jimmy'in yaptığı finger gunhareketi aslında kim'e çok açık bir mesajdı;

    vicdan azabından kurtulmak için beni hayatından çıkardın fakat kendini cezalandıramayacak ve kaçacak kadar korkaktın, howard'ın eşine tüm suçlarını itiraf ettiğin dilekçenin bile seni asla hapsetmeyeceğini de biliyordun, senin istediğin yola girip howard'ı dolaylı yoldan bitirdik ama bu yolda kendini kaybeden, gerçek anlamda cezalandırılan ben oldum..
    --- spoiler ---

  • beni terk edip giden..

    yavrularına nasıl anlatayım bilmiyorum ki. anneniz artık yok nasıl diyeyim? ben daha kabullenememişken nasıl avutayım onları?

    dün yol kenarında ölüsünü buldum kuzumun. gece dolaşmaya çıkmış bahçeden, allahın belası bi araba çarpmış, fren bile yapmamış. kaskatı, cansız.. gözümün önünden gitmiyor o hali. hiç benzemiyor ki benim kedime. bembeyaz tüyleri yok. kan.. yavruları var onun. senelerce beraber uyuduk, ben varım. daha aşıya gidecektik. daha ağustosta 3 yaşına girecekti. ama öyle cansız yatıyor orda. elimde tek kalan tasması.

    insan gibi kullanın şu arabaları. benim canım gitti, niceleri gibi, başka canların sebebi olmayın.

    ben nasıl derim o yavrulara insan kılıklı bi şerefsiz kıydı annenize diye?

    yıktılar yuvamızı..

  • yazık değil mi o hayvana ? hayvanı katletmişsin, sonrada gelip utanmadan başlık açmışsın, birde bunu başarı telakki ediyorsun. gibi şeyler söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.iyi olmuş öldürdüğün.

  • 70 türk lirasıdır ve 2 gündür uykularımı kaçırmaktadır...

    geçtiğimiz günlerde bir tanıdık, çat kapı çaya geldi. bende marketten " yarım kilo " ekler ( en ucuz tatlılardan kabul edilir ) ve tadım marka ufak bir çerez aldım... toplam 2 ürün bak, ufacık yarım kilo ekler tatlı ve ufacık çerez...

    kasada yazan tutar 70 tl...

    kanıt görsel

    kasiyer kız utancından 2 adet ücretsiz poşet verdi nedense, " bana da çok pahalı gözüktü, kusura bakmayın " gibi tuhaf bir kelime de etti...

    allah hepimizin yardımcısı olsun, 2021 yılı alım gücü ve fakirlikte rekora koşacak...

    not: ekler ve çerezi, ucuzluk market olarak geçen bi yerden aldım, öyle lüks bi pastane cafe vs değil.
    ödemede ticket yemek kartı kullanıldı...

    bu duruma düşmemizde her kimin eli varsa hiçbirine hakkımı helal etmiyorum...

    edit: ulan ne kadar dangoz tip varsa mesaj kutumu doldurdu,

    " almasaydın! " diyenler, " olmaz öyle şey " diyenler , " fakirlere çok gelir tabi " diyenler, " fiyatına baksaydın " diyenler vs...

    ulan en ucuz tatlıyı ve yerli çerezi almak suç mu ?

    herifler alım gücünün bu kadar düşmesine sebep olan şeyleri düşünmek yerine, tatlı aldım diye beni suçluyor, valla adam olmazsınız...

    gören'de fiyatına bakmadan hermes çanta aldık ve ağlıyoruz zanneder, çayın yanına yarım kg tatlı aldım tatlı...

    anlatabildim mi ?

  • türkiye sınırlarında olmadığını unutup, farkında olmadan seccadenin üzerine basana saldırabileceğini sanan şovmenin dramı.

    siyasal islam her yerde işlemiyor sayın gurbetçi (!)