ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bartleby sendromu
-
uygun sözlerin ve o sözleri yazan kalemin artık bulunamayacağına olan inançtır. 'yazan', 'yazı' ve ikisini kavuşturan 'yazma' (eylemi) yolundaki duraklardan biri değil de; bu yolun dışı olsa gerek. yazarken yolda durulur, inip etrafa bakılır; kısa ya da uzun bir mola verilir ve yine çıkılır yola. yolda yazılır, inilen yerde de yazılır, uzaktan görülüp coşkusu hissedilen yerler yazılır. ama ya kendini yolun dışına atmaya ne demeli ? kaybedilen yetenek mi, yoksa 'yazma eylemi'nin, yazan kişi için anlamını yitirmesi mi diyelim ? hani böyle kalemini kaybetmişsin gibi.
bir yerlerden çekip çıkarılan, özenle dizilen 'söz'lerin yetmediği zamanlar olur. kalem kaybolur, hep olduğu yerde bulunmaz ya kalem, arandığı yerde bulunamayınca da söz durur. yeniden aramaya başlandığında, yeni bir kalem de bulunur; kalemler kaybolur ve bulunur ama yenisini bulmak da kolay değildir işte, hem bulunup bulunamayacağı da belli değildir öncesinde:
“kuyucu arıyordum.
kuyucuyu bulunca toprağı gösterdim.
'burdan su çıkar mı ?' dedim.
toprakta gitti geldi, bazı yerlerini kazdı toprağın, eline aldı, evirdi çevirdi.
uzun uzun baktı.
'çıkar da, çıkmaz da. bilinmez' dedi.
şairin işi de su bulucusu gibidir: bilinmez !
bir şiir bazen baş verir gibi olur ama çoğun hiçbir şey değildir bu.
bilinmeze bir yolculuktur çünkü şiir.” ¹
işte... hiçbir şey olmayabilir, kaybedilen kalemin yerine yenisi gelmeyebilir. bazen de, "kalemin bulunacağı şüpheli" ya, hani bulduk diyelim; yeni kalemin, yolda görülenleri yazmaya uygun olduğuna inanılmazsa yazı biter orada. henüz yanına varılmamış uzaktan sevilen merak edilen yerdir yazılmak istenen, yolun kendisidir. biedma, -yarattığı bir karakter olduğunda ısrar ettiği- şair jaime gil de biedma'nın söyleyebileceği hiçbir şey kalmadığını ifade etmiş ve yoldan dışarı atmıştır kendini:
"ben şair olmak istediğimi sanıyordum ama aslında şiir olmak istiyordum" jaime gil de biedma
¹ 'kuyucu arıyordum' ilhan berk [logos s. 54]
claudio cesare prandelli
-
ıtalyan oldugu icin mancini'den bir farki olmayan teknik direktor. cunku butun italyan teknik direktorler birbirinin aynisidir.
aynen butun almanlarin hirsli, disiplinli ve sistemli olmasi, tum hollanda'lilarin 4-3-3 oynatmasi gibi.
siz futbol konusmayin gercekten komik oluyor.
demba ba'nın arsenal maçında attığı şut
-
ilk kez santra sonrası çekilen üçlüyü bozan olay olarak tarihe geçmiştir.
"bir ki üüüü.... ooaaaaaah nasıl kaçtı beee"
beyaz futbol
-
"dini nerede istismar edecegini bileceksin" - rok.
muthis itiraf. baska soze gerek yok.
wesley sneijder
-
ben bu adamın yerinde olsam cebimden bir tane bitiriciliği iyi olan forvet alırım.sonra da takımdan bu adamın attığı gol başına para isterim.
şenol güneş
-
sinsi değildir. sorunun kulüpler ile değil şahıslar ile ilgili olduğunu bilecek kadar olgundur.
beşiktaş'ın ceza almasına neden olanların hiçbiri şu an beşiktaş'ta değildir.
oysa fenerbahçe'nin başında hâlâ aziz yıldırım bulunmaktadır.
şenol güneş gibi düzgün insanlara bile, fanatizm yüzünden gözleri kör olmuşlar tarafından çamur atılması çok vahim...
not: galatasaray
beyaz futbol
12 haziran 2016 türkiye hırvatistan maçı
-
reklamlar başlasa da arda turan'ı oynarken izlesek dediğim maç.
ligtv'nin maç özetlerine tekel skandalı
-
bu topraklarda bjk-gs-fb vs. gollerini izleyerek avunan yaşlı insanlar var. dokunmatik ekran, 4.5g, wifi bilmeyen insanlar bunlar. aç köpek tff-digitürk-ligtv işbirliği, önce pasolig çıkarttı şimdi de maç özetlerini tekeline aldı. maçlar oynanıyor, bitiyor, babalarımız dedelerimiz seyredemiyor. 75 yaşında adamlar stada mı gitsin, kahvelerde mi sürünsün maç seyretmek için, yoksa o yaşta akıllı telefon alıp, ligtv mi indirsin cihazına. kaldı ki wifi olmadan ligtv uygulamasında maç yayını izlenemiyor, o zaman bir de eve adsl alsın! reklamları da cabası! herkesi bıktırdılar, soğuttular. digitürk'ü de iptal ediyorum yakında. 75 yaşındaki babamın avuntusunu elinden aldılar ya, allah bunların tez zamanda belasını verir, hepsi iflas eder de, sürüm sürüm sürünürler inşallah.
george michael
-
pek bilinmeyen çalışmalarından biri ile uğurlayalım kendisini..
https://www.youtube.com/watch?v=mtcjirhiue4
ronaldo'nun gol atmak dışında bir işe yaramaması
-
bir kez olsun elinde klarnet gördük mü? yazıklar olsun şerefsiz ronaldo.
yazılımcıların türkiye'yi terk etmesi
-
bizzat benimde bir kaç yıl içinde yapacağım durum.
bu ülkede ne yazılımcı olunur, ne de insan!
ne buradaki insanların içindeki kültür bana göre ne de olaylara bakış açıları. siyasi görüşü geçiyorum kesinlikle artık umrumda değil ama olaylara verilen tepkiler çok aşırı önemli.
ben geçtiğimiz yıl içerisinde her hafta* patlayan bombaları insanların normal karşıladıklarını gördüm!
istanbul'da ! ankara'da ! patlayan bombalardan bahsediyorum evet. hani şu bir sürü insanın öldüğü, yaralandığı o bombalar.
insanlar artık bunu normal karşılar oldu. daha kötüsü ise ne biliyor musunuz? tbmm içerisindeki her türden varlık. sanki hepsi birleşmişler ve bizi sömürmek için daha iyi ne yapabilirler diye çalışıyorlar. hepsi.
ben, bu ülkeden kurtulmak istiyorum. bu ülkenin kültürüyle evlenirken düğünde saçma sapan müzikler çalsın istemiyorum. o salak insanlara ayıp olmasın diye sevdiğim kadını "alnından" değil. bizzat dudaklarından öpmek istiyorum.
bunu yaptığımda ise insanların yan gözle bakmalarını değil buna sevinmelerini okumak istiyorum.
o zamana dek, yazacağım her kod, yazacağım her koddan alacağım paranın her kuruşunu bu ülkeden kurtulmak için harcayacağım. en başta bunu yapacağım.
sonrası için ise milyon tane planım var. hayallerim var. bu hayalleri, böylesi iğrenç insanlarla dolu bir ülkede yaşayamam.
gideceğim. kurtulacağım. işimi yaparken huzurlu olmak istiyorum ben. kahvemi içip tam konsantre o yazılımı yazmayı istiyorum.
doların ne kadar yükseldiğini umursamak istemiyorum. dolar benim ana para birimim olmalı. o insanların yarattığı dinleri umursamadığımı belirttiğimde buna sinirlenen insanlar değil sevinen veya saygı gösteren insanların varlığını görmek istiyorum.
ben uzayda binlerce ışık yılı ötede geçmiş yıldız çarpışmasının sohbetini yapmak istiyorum. güzel fikirler dinlemek istiyorum. fırıncının ne bok yediğini değil.
birazcık huzur lan!
sergen yalçın
-
futbol oynadığı yıllarda beşiktaş'ın ceza sahası civarında serbest vuruş kazanmasıyla, hınca hınç dolu semt meyhanelerini sessizliğe boğan adamdı.
topun başına geçtiği zaman, kafa kıyaklığından sandalyelerinde yamuk oturanlar kendilerine çeki düzen verirdi. herkes yerlerinde şöyle bir doğrulurdu. garsonlar servise ara verir, ocakçılar televizyona doğru döner, gözlük kullananlar gözlüklerinin camlarını silerdi. meyhaneye bir sessizlik çökerdi. saygı duruşu bir nevi. öyle nadide bir yetenekti sergen.
karagümrüklü futbolcuların teşvik aldığı iddiası
-
ben de bunu anlamıyorum.
teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.
bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)
13 eylül 2021 fenerbahçe'nin kamuoyu duyurusu
-
altay hatalı gol yemeseydi yapılmayacak olan açıklamaydı. fenerliyim ama gerçekler bunlar. ali koç dedik vizyon dedik aziz yıldırım'ı aratıyor.