hesabın var mı? giriş yap

  • galatasaray - beşiktaş maçi sonrasi, sergen beşiktaşli yasin'in formasini giymiştir maç bittikten sonra, bir kamera ile mikrofon gelir, röportaj başlar:
    -sergen sirtinda beşiktaş formasi var bunun anlami nedir acaba? {büyük av yakalamiş olmanin heyecani ile sormaktadir, acaba sergenin kalbinde hala beşiktaş mi vardir? büyük bir mesaj mi veriliyordur? aman tanrimdir!}
    sergen: valla yasin formami istedi, ben de çiplak gezecek değildim heralde

  • 50 metreye pas atamıyormuş kendisi. adam kaleye 30-35 metre mesafede topla oynuyor. topla orta sahada buluşsa en uzak adam kendisinden 20 metre uzakta oluyor. ne yapsın topu stadın dışına mı göndersin? tabi türkiyede sabri reyizin ortalarını, defanstan forvete şişirme topları izleyen adamlar herkesten aynısını bekliyor.

  • gerçekten çok merak ediyorum. abi ne yazıyorlar lan o kağıda? kendi takımının rakibi belli olduğunda o önündeki kağıda hep bir şeyler yazarlar. nedir o allah aşkına?

    örneğin bugün galatasaray chelsea ile eşleşti. lütfi arıboğan direkt kalemi eline aldı, önündeki kağıda bir şeyler yazdı. yine "bir schalke değil fakat chelsea de iyi" gülümsemesi yaptı. ne yazdı şimdi oraya "chelsea" mi? yani yazmasa unutacak mı adam? "yahu şuraya bi chelsea yazayım da maçlar teee mart'ta unuturuz falan aklımızda kalsın" mı amaç?

    ne kadar gereksiz, formaliteden bir hareket gerçekten. belki çok çok eskiden imkanlar şimdi kadar olmadığı için insanlar yazıyordur fakat şimdi gerçekten çok gereksiz. bu saçma olayın bir an önce bitmesi gerekiyor.

  • 25 ağustos 2014 fenerbahçe galatasaray maçı * sonrasında volkan hakkında söyledikleri taktire değerdir ve bu ortamda cesaret ister. bir gazeteci gibi konuşmuştur. teşekkürler.

    "volkan'ın yaptıkları toplumsal bir yozlaşmanın, yitirilmiş değer yargılarının bir sonucudur. eğer bir toplumda saygınlıkla itibar sadece ve sadece parayla ölçülüyorsa dürüstlük, efendilik, ağır başlılık, ahlak gibi kavramlardan önde tutuluyorsa sorgulamamız gereken bunlardır. çünkü böyle bir toplumda volkan, melo vb. birileri destekçi ve yandaş bulabilirler. bu davranışların, bu sözlerin normal olduğunu zannedebilirler.

    volkan çıtayı dün aşmadı. daha önceden aşmıştı. her şeyden önce f.bahçe gibi bir kulüp kendi sporcusunu uyarmalı ve cezalandırmalıydı. sahip çıktıkça, arkasında durdukça o da doğru yaptığını düşündü ve devam etti."

  • son yıllarda türk futbolunun yetiştirdiği en modern sağ bek. geçen sezondaki istatikleri parmak ısırtıyor. 0 gol 0 asist ile sezonu tamamlamış, ondan önceki sezon ise 0 gol 1 asist. umarım es es'deki performasını gs'de de sürdürür.

  • ''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.

    saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.

    gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.

  • ilk mizah sözlüğünde yer alan kelimelerin anlamları ufkumuzu gülerken düşündürmesidir.

    osmanlı dönemi yazarlarından direktör lakaplı ali bey'in yazmış olduğu lehçetü'l-hakayık (hakikatlerin dili) adlı eser 1897 yılında basılmış olup edebiyat tarihimizin ilk mizah sözlüğüdür. eser için edebiyatımızda gerçekleri dile getirene sözlük, güldürü sözlüğü, kelimelerin asıl anlamları dizisi gibi ifadelerle kullanılmaktadır.

    sözlükte yer alan günümüzde konuştuğumuz kelimelerin düşündüren farklı anlamları bakalım. mizahı ehli yapınca tadına doyum olmuyor. buyurun kelimeler;

    --aferin: ihsanların en ucuzu.

    --alim: bir şey bilmediğini bilen.

    --avukat: suçluların çamaşırcısı.

    --barbar: barutu icat etmeyenler.

    --barışma: sıvayı yenilemek.

    --baş ağrısı: bahane.

    --bilmece: yargı yolu.

    --boşanma: nikahın doğal sonucu.

    --cahil: bir şey bilmediğini bilmeyen.

    --cüce: büyük adamların yakından görünüşü.

    --dostluk: fırtınalı havada içi dışına dönen şemsiye.

    --falcı: istediğimizi söyleyen.

    --haydut: dağ bankeri.

    --hayır dua: ucuz hizmet.

    --hazine: yirmi yaşında sevilen kadın, otuz yaşında rütbe ve nişan, kırk yaşında para pul, elli yaşında yükselecek makam ve unvan, altmış yaşında tatlı dilli torun ve yetmiş yaşında parıldayan güneş ışığı.

    --ıslahat: eski elbise tamiri.

    --insan: ahlakı bozulmuş vahşi.

    --iskelet: insan kanaviçesi.

    --kısas: misal; bir güzel kadını kolundan tutup rızası dışında dudaklarından öperim. kadın dava edecek olursa ceza olarak oda beni tutarak dudaklarımdan öpmesi.

    --kurşun: muharebe şekerlemesi.

    --maharet: çamur içinde para toplayıp elini kirletmemek.

    --nezle: burunun iç tarafındaki koylara mahsus fırtına.

    --nikah: boşanmanın ilk faslı.

    --öpücük: uçurum kenarında toplanan çiçek.

    --sır: buharlaşıveren bir esans. ne kadar sıkı kapansa yine birazı uçar.

    --şemsiye: dostluk gibidir. yağmur anında yanında bulunmaz.

    --talihli: giysileriyle doğan kişi.

    --tarih: züğürtledikçe eski defterleri karıştırmak.

    --tecrübe: sonbahar çiçeği.

    --tokat: bin bir nasihatten evla olan tesiri keskin ilaç.

    --top: medeniyetin son sözü.

    --torpil: uzaktan merhaba.

    --uyku: yoksulun eğlencesi.

    --yaş: kadınların saklamayı başardıkları tek sır.

    --zeka: sükut etmeyi bilmek.

    kaynak: cemal kutay, osmanlı'da mizah

  • fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamayacağının ipucunu veren tivittir. geçen sene de berbat oyunları yerine hakemleri konuşuyor ve sosyal medya baskısıyla kendilerine fayda sağlamaya çabalıyorlardı. aynı tas aynı hamam.

    galatasaray'ın doğrandığı maçtan hakemden şikayet eden yine fenerbahçe. ligin ilk yarısı havadan penaltı kazandıkları beşiktaş maçından sonra da şikayet eden fenerbahçe idi. hele hele başakşehir maçı hala hatırlarda...

    bu kafayla şampiyon falan olunmaz. devam edin böyle.

  • maocu çintaparlara göre batan ülkeymiş. *

    nasıl batıyor merak ettim. 50 eyaletin her biri bağımsız devlet olsa oecd'yi oluşturan ilk 20 ülkenin 4 tanesi bu eyaletlerden oluşurdu. (california, new york, texas ve florida).

    ilk 50 ülkede içinde ise 17 eyaleti olurdu.

    hadi ekonomiyi geç. abd'nin asıl gücü kültürel etkisi ve yaşam tarzı. bugün senin çin'in ve abd aynı anda sınırlarını açsa dünya nüfusunun kaçı abd'de, kaçı çin'de yaşamayı tercih eder bir düşün bakalım.

    ulan gece gündüz batıya ve israil'e söven ama ilk fırsatta suudi arabistan, iran veya pakistan'da yaşamak yerine abd ve avrupa'ya kapağı atan yurdum siyasal islamcıları gibi ikiyüzlüsünüz. sizi gidi maocu perinçekçiler sizi.