hesabın var mı? giriş yap

  • 1. dunya savasi yillari: hollandali fizikci willem de sitter, albert einstein'in 1916 yilinda genel gorelilik kurami uzerine yayimladigi makaleyi okuyor. makaleyi gizlice tasiyip londra'daki arthur eddington isimli fizikciye ulastiriyor. eddington, einstein'in denklemlerini gorur gormez kendinden geciyor. "budur!" diyor, "denklem o kadar saglam temeller uzerine kurulmus ki ve o kadar zarif ki, kanit aramaya gerek bile yok!". artik kuramsal fizikcilere has ukalaliktan mi (bkz: albert einstein/@ramali), yoksa tembellikten midir bilinmez, oyle gozlem yapayim, deneysel kanit bulayim falan demiyor eddington abimiz. ama kaderin cilvesi yakasini birakmiyor.

    1917 yili itibariyle ingiltere'de, 35 yasindan genc olanlar savasa katilmak uzere silah altina alinmaya baslaniyor. 34 yasindaki eddington askere gitmeyi reddediyor. redcileri de tutuklayip bir kampa gonderiyorlar patates soymaya! trinity college baskani frank dyson bu probleme bir care ararken aklina iki yil sonra gerceklesecek gunes tutulmasi geliyor. bu tutulmanin en iyi gozlemlenecegi yerlerden biri de afrika.
    yapilan anlasma geregi, askere alinmama karsiliginda, savas o zamana kadar bitmis olsa bile, gozlem icin afrika'ya gitmeyi kabul ediyor eddington. boylece patates soymaktan da yirtiyor.

    29 mayis 1919'da, yerel saat ile 3:13:05'te tutulma basliyor. yaklasik 5 dakika surecek bu olay sirasinda eddington ve ekibi buyuk teleskoplarla fotograflar cekip arkada kalan yildizlarin isigindaki sapmayi olcuyorlar. sonuc einstein'in hesapladigi gibi cikiyor! bu sonucla birlikte, einstein tum dunyada buyuk bir une kavusuyor.
    eddington bu gozlem oncesi zaten bilinen ve saygi duyulan bir fizikci, ama askerden kaçarken akademik kariyer yapmanin en uc ornegini verip kariyerinin en buyuk basarisini elde ediyor!

    kaynak icin burdan...
    mesajlarla gelen edit: filmi de varmis bunun: http://www.imdb.com/title/tt0995036/

    (bkz: yolsuzlukları unutturma kampanyası/@ramali) editi: https://twitter.com/haramzadeler100
    https://www.youtube.com/watch?v=vewyi_7nkfe

  • bizans hükümdarlarının kızlarına türkçe seslendiğine inanan insanların var olması. ve hatta günümüz türkçesiyle seslendiklerine.

  • şu şekilde husule gelebilir. işbu fotoda kedi, evin zilinin çalmasından panikleyerek kendini güvenceye almış olup, 30 dakikalık arama sonucu bulunmuştur.

    ya da daha ilginci, toplanmış yatağın içine, nevresimleri hiç bozmadan ve tombişliğine rağmen hiç tümsek yapmadan girip, yerleşebilir. deli divane olur arar tarar bulamaz, umudunuzu kaybetmiş ve "bari ölüsünü bulsaydım" diye ağlamaya başlamışken, "miii" şeklinde çıkar gelir ordan. sarılırsınız koca serseme, ciğerinize sokmak istersiniz.

    ayrıca lütfen (bkz: bir kedinin günlüğü/@kokos kelebek)

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • ya konuşmayım diyorum da salak salak yorumlar yapıp çıldırtıyorsunuz adamı.
    euroleague'in ne kadar vasat bir basketbol seviyesi olduğunu göstermişmiş.
    hadi canım? nerenden uydurdun bunu paşam?
    lan daha düne kadar top 16'ya kalınca tarihi başarı diyorduk burada. şimdi kalkmış final 4'lardan bahsediyoruz. ama fenerbahçe çıkınca bir anda vasat lig mi oldu?

    beşiktaş eleyince de köy takımı oluyordu. tebrik etmeyi öğrenin biraz amk.

    not:beşiktaşlıyım.

    0.

  • bu beraberlik ders olur umarım artık böyle 3.sınıf takımlara puan vermeyiz. biraz daha dikkat letonyam.

  • (bkz: yandex trafik durumu) gibi trafikteki yoğunluğunu bildiren hizmetlerin bu verileri anlık olarak nasıl topladığı bilgisi.

    herkesin aklına genelde uydudan alınan görüntüler, meydanlara yerleştirilmiş kameralar, kullanıcıların yol durumu hakkındaki geri bildirimleri gibi ve aklıma daha gelmeyen bir çok zorlama yöntem geliyor. aslında çok daha basit ve verimli bir yöntem ile bu iş hallediliyor. telefon sinyalleri.

    evet. örneğin yandex bu konuda turkcell ile anlaşmalı çalışmakta. cihazınızdan baz istasyonlarına gönderdiğiniz sinyaller ile o yolun yoğunluğu ölçülüyor. bu işlem için ise kullandığınız hatın hangi operatöre ait olduğunun hiç bir önemi yok. sonuçta siz avea veya vodafone da kullansanız cihazınız turkcell istasyonlarına red cevabı yediği bir istek atıyor ve turkcell de bunu ölçüme katıp yol durumunu analiz etmesi için veriyi yandex'e veriyor.

    edit: "uzaktan yakından alakası yok, telefon açılırken sim kart operatöre soruyor, ona göre sadece oraya sinyal gönderiyor. her seferinde diğer operatorlere de sinyal gönderseydi telefonun şarjı 2 saat giderdi" gibisinden işin gerçeğiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir mesaj alınca edit yapayım dedim. telefonlar sinyalleri ışın gibi direkt olarak istasyonlara göndermez, dalgalar halinde sinyali yayar. kullandığı operatöre göre göndereceği sinyalin frekansını da ayarlar. bu sinyaller çevredeki tüm istasyonlar tarafından algılanır. operatörün bant genişliğine göre sinyalin işleme katılıp katılmayacağını telefonlar değil, bu aşamada baz istasyonları yapar. umarım bu noktayı açıklayabilmişimdir.

  • aziz yıldırım ve rasim ozan kütahyalı'nın birbirleri hakkında söylediği her şey doğru, kendileri hakkında söylediği her şey yalandır.

  • entry'lerin çoğunu okudum, bok atanların nerdeyse hepsi "gidecektim, vazgeçtim" gibi sığ sebeplerle gid-e-memiş kişiler.

    yurtdışına hayatımda ilk kez 2002'de yılında daha 19 yaşındayken çıktım., isviçre'ye gittim. 2 yıl okudum ve vizeyi uzatamadığım için geri döndüm, eğitim bitmişti. 2006'da, gittiğim için pişman olsam da, bir delilik edip çin'e gittim. ufak bir danışmanlık şirketinde business developer olarak çalıştım. 11 ay sonra kendi isteğimle geri döndüm.
    döner dönmez, askerliği halledip istanbulda iyi bir şirkete girdim, çalıştım, arada birkaç iş değiştirdim. tecrübe kazandım derken 2014'te katar'dan iyi bir ücret karşılığı danışmanlık teklif gelince bastım gittim. üstelik eşim ve 2 yaşındaki oğlumla birlikte... türkiye'deki şirketten istifa ettiğimde aldığım ücret, sanırım o zamanlar 7500 tl civarıydı. şu anda aynı pozisyon 10.000tl üstünde maaş öneriyor. evde izlediğim filme kadar para ödetmeyecek yan haklar da hariçti. eşim de çalışıyordu, kendi evimiz vardı vs vs... herşeye rağmen, katar da olsa ingiliz milleti ağırlıktadır deyip, yurtdışı her türlü rahattır deyip basıp gittik.

    katar'da 2 yıl kaldım, iyi para yaptım ve danışmanlığın süresi bitince ingiltere'yi gözüme kestirdim, ankara anlaşmasına hazırlandım ve bastım geldim. 2016 mayıs'tan beri de buradayım.

    bunları niye anlattım, hayatında ilk kez yurtdışına çıkıp da "gavur yapıyor amuğagoyim" diyen biri olmadığımı anlayın diye. çin'i de gördüm, dubai-katar'ı da... yaşadığım ülkeler dışında da, kah gezmek kah iş için, kah arkadaş ziyareti için 20den fazla ülke gezdim. arkadaşlarımla da sürekli irtibat halinde olduğumuz için çoğu hakkında ahkam kesebilirim.

    tüm bunların sonunda emin olun ki; türkiye kadar bozuk ortama sahip, insanların birbirine somurttuğu bir ülke görmedim. srilanka'ya gittim, yahu herkes mi yardımsever olur. 3 gün gezdiğimiz srilankalı şoför, "burada hindu tapınağında da tapabilirsin, yandaki camiye de gidebilirsin. biz karşı tarafa saygılıyız" diyordu. şu ceylon çaylarının çıktığı, eski adının ceylon olduğu srilanka... türkiye'de yılbaşı eğleniyor diye reina'ya saldırdılar da akmallar alkış tuttu. şimdi oraya cami yapıyorlar.

    velhasıl, gidemeyenlerin boş umutsuzluk triplerine aldanmayın. londra'dan bildiriyorum. oğlum 5 yaşına girdi, ingiltere gibi bir ülkede eğitim alıyor. kendi kafam rahat. siyasetle boğmuyorum bütün günümü, etrafımda sağcı-solcu kim olursa olsun karşıt görüşe küfreden insanlar yok. varsa da kolaylıkla hayatımdan çıkarabiliyorum. türkiye'de birini kovsan diğeri önüne atlıyordu.

    kısacası kısa ömrümü çomaristanda heba etme niyetim yok. niyeti olan varsa da buyursun kalsın.

    hala motive olamamış, az biraz hedefi olup da kafasında sorusu olan varsa; yurtdışına çıkma konusunda her türlü motivasyonu vermeye hazırım.

    londra'dan bildirdim...

  • eksik kalan açıklamadır.

    devamında "işid'in katlettiği insanlar için yapılan saygı duruşunu ıslıkladığınız için de ayrıca teşekkür ederim" demesi gerekiyordu.

  • suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.

    edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.

  • adam 90 dakika boyunca 4 net toplam 6 kurtarış yaptı.takım arkadaşlarından biri de gidip gel altay bi öpeyim seni demedi ya.ersin sosa'nın frikiğini çıkardıktan sonra 3 takım arkadaşı tebrik etti.bir fenerbahçe taraftarı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki fenerbahçe'nin takım olmakla alakası olmadığını gösteren bir detaydır bu.

  • beşiktaşlıyım. adımı bile efsanelerimizden birisinden aldım.

    okur okumaz aklıma gelen ilk şey "mahalle yanarken bazılarının yaptığı şeyler" oldu.