• ufak ama nezih bi $ehir.. $ehrin ya$lilari kahve'nin onunde kaldirimlarda ufak taburelerde oturup cay iciyorlar sakin sakin.. insanlari canayakin.. tozlu ye$illikten nispeten yoksun bir $ehir.. ama turkiye'de cogu oyle degil mi..
  • 1990 yılında yarasa ısırması sonucu il olan eskinin siirt ilçesi.
  • kahraman olanını aratınca şehir olanı çıkan, şehir olanını aratınca kahraman olanı çıkan internetin kanayan yarası.
  • petrol yataklarının üzerinde duran, benzin istasyonları da bir hayli ilginç olan güneydoğu kentimiz.

    tam kent merkezindeki bir tanesine girdik geçende, benzin yokmuş. zaten her çeşide ait tek tek pompalar vardı, o büyük binalara karşın hepi topu 6 tane pompa görünce kıllanmıştık. kurşunsuz başına geçtik, dedi ki "ağbi benzin ve diğer yakıtlar yohtur!.."

    daha da ilginç yerler de var tabii. ilin çıkışındaki bir benzin istasyonunun arkasında da bildiğin aslan besliyorlar!..
  • musluktan akan suları tuhaf tatta, çünkü petrol atığı karışıyormuş içine. havası pismiş, çünkü rafineri var insanların burnunun dibinde. hayat standartları, parayı getiren petrolün aynı zamanda doğayı kirletmesi ve bu konuda önlemlerin yeterli olmaması sebebiyle, bu bakımından düşük. şehir içinde fakirlik belirgin, karaçarşaflılar çok sayıda. askere, jandarmaya, askeri arazilere, jiplere çok sık rastlanıyor.
    tüpraş'ın arazisi ise farklı bir ülkeye ait gibi. ağaçlandırılmış, geniş bir arazi, içinde ted koleji bile var.

    halk çok zengin görünmedi gözüme dedim ama öte yandan petrol zenginleri de çokmuş. evlerin en küçüğü 200 m2 imiş. evler büyük ama her ailenin çok çocuğu varmış, 10 çocuklu olmak çok da sıradışı bir durum değilmiş. bu nedenle her yerde okullar var.
    batman çok sulak bir alan... dicle ve batman çayı sayesinde çok güzel manzaralar sunuyor insana. bu on sene içinde gördünüz, gördünüz, yoksa ne bu kadar çok minik nehir kolu görürsünüz, ne de hasankeyf'i. baraj yapılacak.
    batman şu anda sulak ama susuzluk bekleniyor diyorlar. baraj gerekli diyorlar. "hasankeyf ne olacak" diye soruyorum, "ne yapalım, ellerinden geldiği kadar taşıyacaklar" diyorlar. oysa her şeylerini örnek aldığımız avrupalıların tarihe saygılarını da almış olsak belki farklı bir yol bulunabilirdi diye düşünüyorum. yine de ahkam kesmemek için susuyorum.

    bu özelliklerinin yanında batman'ı anlata yeni bir sıfat ekleyeceğim sözlüğe...
    "sanat dostu batman."
    batman, 15-16-17 nisan 2008 tarihleri arasında yapılan "uluslararası batman ve çevresi tarih ve kültür sempozyumu"nu düzenleyen şehir.
    bu organizasyon çerçevesinde pek çok ülkeden akademisyenler, tarih alanındaki araştırmalarını paylaşmak üzere batman'a gelmişler. hasankeyf'in 10 sene içinde sular alında kalacağı kesinleştiğinden bölgedeki arkeolojik çalışmalar da hız kazanmış.
    etkinlik süresince kültür alanında da pek çok etkinlik var. tar dinletileri, halk müziği konserleri ve anadolu ateşi'nin düzenleyeceği program var. biz de gittik bir konser verdik hatta. bir saat süren, mozart, borodin ve erkin'in eserlerini içeren bir konser.
    batman halkı sanat için doğmuş diyebiliriz. bu kadar iyi dinleyici bulmak çok zor. öyle yoğun bir ilgi vardı ki konserimize, 500 kişilik salon doldu, salonun dışından bile dinleyicilerimiz oldu. bise bile çıktık, ki bir saat süren programımızın insanların sıkılacağından endişeleniyorduk, kısaltalım mı diye sormuştuk valiye, "aman," dedi, "ne kadar çalsanız bizim için o kadar iyi."
    sonradan öğrendik ki, gürer aykal'ı da şaşırtmış bu şehir, düzenlenen klasik müzik konserini 6000 kişi izleyerek. kurulan şehir tiyatrosunu da şaşıtmış batman, biletler ücretli olmasına rağmen haftada iki gün oynanan oyunlarda bile salona tıklım tıklım doluşarak.
    öyle bir şehir ki batman, susamış toprak suyu nasıl çekerse içine sanatla ilgili şeyleri de öylesine bir ilgiyle karşılıyor.
    konserden önce gezdirildik, hasankeyf'e gittik, yedik içtik, konserden sonra kulis ilgilenenlerle doldu. nasıl bir konukseverlik, anlatmak çok zor...

    müzisyenler, tiyatrocular, elinizden gelirse yolunuzu düşürmeye çalışın batman'a. o keyif çok az yerde bulunur.
  • gidip görülmesi, kaçak çay içilmesi, bol bol et yenilmesi gereken güzel ve şirin ilimiz.

    allah bu ve benzeri şehirler üzerinde oyunlar oynayan ayrılıkçı köpeklere fırsat vermesin inşallah..
  • lezzetli yemekleri olan şirin ilimiz. bahçivan lokantasıda sac kavurma, çömçede aşçı tabağı, kebapchide çöp şiş, büryancı ali'de büryan veya kazım ustada kuzu çevrme yedikten sonra, diyarbakır caddesinde bulunan word center'ın hemen yanından sola dönüp sağdaki star internetin altında bulunan mekanda (bkz: adını bilemedim) istediğiniz kalitede biralarınızı yudumlayabileceğiniz lezzet durağı şehir.
  • yayalar için konulmuş trafik ışıklarının neredeyse tamamının çalışmadığı yer.
    turgut özal bulvarı, dev alışveriş merkezi ve bilimum mağazasıyla pastanesiyle insanda modern bir şehir yanılsaması yaratıp şaşırtsa da bulvarın bir kaç sokak arkasına geçince veya kentin diğer caddelerinde farklı bir manzarayla karşılaşılıyor. sefahat ile sefalet arasında elli metre var sadece.

    anlatıldığına göre hizbullahın kentin üstünden silindir gibi geçtiği dönemlerde insanlar akşam dörtten sonra dışarı dahi çıkamazlarmış. şimdi akşamları çıkıyorlar, geziyorlar. tabii ki kural olarak sadece erkekler.
    gittiğinizde içki içilebilecek bir yer aramayın yok çünkü (pavyon görünümlü bir yeri dışarıdan gördük gerçi ama burayı saymasak da pekala olur). migrostan alın efendi efendi otelinizde için.
  • kadın intihar oranlarının yüksekliği, ülkemizde milli maçlar, mankenlerin mafya üyeleriyle olan gönül ilişkileri ya da türban meselesi kadar ilgi göremiyor olsa da, dünyada akademik çevrelerde ve insan hakları örgütlerinde tartışılan, araştırılan bir meseledir. konuyla ilgili bir süredir okumadayım. bölgede hatrı sayılır derece zaman geçiren ve yöre halkıyla 'samimi' (her gidenle yapmıyorlar) muhabbetler yapma olanağına sahip bir insanla da konuşma şansım oldu. gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, batman'daki bu utanç verici durum, rasgele intiharlardan öte, kültürel/siyasi meselelerden kaynaklanan sistematik cinayetlerdir. saçma sapan gündemlerden, kadınların tek gecelik ilişkiyi hayat felsefesi haline getirmesini arzulayan adamlardan ya da tek taşını kendi alan umutsuzca evlilik manyağı kadınlardan kafasını az biraz kaldırmak isteyenler için konuyla ilgili kaynaklar internette mevcut. sözüm ona "özgürlüğümüz" elimizin kiri dostlar, tepe tepe kullanalım. nasılsa vicdanen de rahatız, teee batman'daki olayla bizim ne alakamız olabilir ki canım?
hesabın var mı? giriş yap