bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
üniversiteye ilk kayıt günüydü. ailemden temsili olarak dedem gelmişti. ilk defa böyle bir ortam gören ben etrafı filan süzüyorum. lan ne güzel kızlar var hepsi benim mi bunların kafasındayım.
sonrasında kayıt işlemleri için içeri geçmemiz söyleniyor. herkesin tek girmesi gerekiyor. yani aile fertleri içeri giremiyor. ben tam dedemi unutarak kapıya doğru yöneliyorum ki bir hengame oluyor dedem de peşimden gelmiş ve içeri girmeye çalışıyor. kapıdaki görevliler "amca bak sadece öğrenciler girebilir" diyor ısrarla. dedem de en sonunda dayanamayarak ona devletin bütün kapılarını açan gazi kartını cebinden çıkartıyor ( not: gazi kartı ile bedavaya giremeyeceğiniz yer yok gibidir. otobüs, tren, vapur, müze, tiyatro vs. ) ve bak yavrum ben gaziyim ve benim buraya girme hakkım var. benim gözlerim dolu dolu oluyor. herkesin gözü bizim üzerimizde. benim dediğim kızların hepsi bana alay eder gibi bakıyor. dedeme gelince en son sizi gaziler derneğine şikayet edecem filan diyordu. yaşlı olunca kızamıyorsun da... -
kampüste bildiri okuyan devrimci delikanlının ezan okunmaya başlayınca söylevine ara vermesi. ülkücülerden önce alkış alması sonra dayak yemesi.
-
arkadaşların üniversiteye maymun getirmesi. kapıdaki güvenlik görevlisi "hayvan sokmuyoruz arkadaşlar üniversiteye ayıp bu kadarına da" diyince arkadaşlardan birinin cevaben "hayvan değil abi bu burada okuyor erasmusla geldi." demesi. güvenlik görevlisi 5 saniye boyunca system error verip sonra kendine gelmişti.
bu arada maymun hakkaten erasmusla gelmişti. daha doğrusu erasmusla gelen bir elemanın maymunuydu. -
iki hocanın tekme tokat birbirine dalması. baya baya küfürler eşliğinde birbirine girmişler, sonrasında olay öğrencilerin araya girmesiyle tatlıya bağlanmıştı. gerçi yüzü gözü şişmişti ikisinin de. 1 hafta sonra daha çok zahiyat gören hoca derse geldiğinde bir arkadaş "hocam geçmiş olsun, kalbimiz sizinleydi" demesi ve hocanın öğrenciyi sınıftan siktir etmesi.
-
arkadaş aracılığı ile öğrenci evinde tanıştığımız kişinin rektörün oğlu olduğunu bilmeyerek, kendisinin yanında rektöre ana bacı kaymak. birden ortamın buz kesmesiyle "içten içe yok lan olmaz herhalde" derken çocuğun gayet mütevazi bir şekilde "babanneme sövmeseydiniz keşke." demesi. arkadaşla birlikte yerin dibine girmiştik. o kadar dert olmuştu ki olayın üstünden 1 hafta geçmişken, beraber sövdüğümüz arkadaş bana "anasına sövmeseydik iyiydi sanki." demişti.
bu olaydan baya sonra kantinde otururken arkadaş "aranızda milletvekili çocuğu yok değil mi?" demişti. psikoloji nasıl bozulduysa artık. -
babanın okula gelip " okullar tatile girdi sen neden gelmiyorsun hala" deyip daha finallerin ortasında eve götürmeye kalkması.
-
bir yaz okulu sabahlamasında, yurt balkonunda sigara içerken görülen anadan doğma çıplak şahısın arkasında 3 güvenlik 2 de yurt görevlisini takarak koşturmasıdır.
-
yer: cok kavgali bir universite
tarih: cok kavganin oldugu yakin bir donem
dersteyiz, disaridan ugultular geliyor, nedeni belli, birazdan iki gurup birbirine girecek, polis joplayacak. neyse, ders bitti, defteri kitabi topladik ciktik disari. avluya cikar cikmaz kavga eden cenahlardan biri bana dogru bakmaya basladi. sanki beni taniyorlar da kacmami bekliyorlar gibi. sonra birden bana dogru kosmaya basladilar. lan, bunlar beni nerden taniyorlar ki, baya da kalabaliklar, kesin hastanelik olduk, kacsam mi, yok be, yakismaz bana, ama dayak, dur bakalim... tabi tum bunlar bir saniye icerisinde kafamdan gecenler. daha bir suru sey gecmistir eminim. muhtemelen dayak yedigimde babama bunu nasil izah edecegimi de dusunmusumdur, ama hatirlamiyorum. neyse, kalabalik bana dogru seyirtirken birden araya polisler girdi, boylece dayaktan kurtulduk.
ha, niye mi bana dogru kosuyorlardi. meger diger gurubun elebasinin sevgilisi bizim siniftan bir kizmis, o da siniftan benle cikmisti, hafiften sol arkamdaydi, ona dogru kosuyolarmis meger. durumu yildirim hiziyla anlayinca, allahtan kacmamisim dedim kendi kendime. cok komik olurdu. hala da olmamis olana gulerim salak gibi. -
zaten zor olan bir dersin, girdiğimiz seneye özel olarak daha da zorlaştırılmış bir sınavına girmiştik. bazen denk gelir ya "oha lan neydi öyle sorular." tadında sınavlardan biriydi. hocaların 4-5 yılda bir vurgun yapıp gülerek izlediği sınavlardan biri...
soruların zorluğu karşısında yapacak bir şey bulamayıp, salak bir tebessümle etrafa bakıp bakıp gülmeye başlamıştık ki, 8. senesini okuyan ve çalıştığı gözündeki uykudan belli olan bir abimiz birden atarlanıp "sizi de sikim, yapacağınız sınavı da. orospu çocukları" diyerek yerinden kalkıp gitmişti. tam bir alkış tufanı kopacaktı ki hocanın birden "alkışlayan olursa seneye aynı derste buluşuruz" demesiyle yerini birden göt korkusuna bıraktı. -
hiç devamsızlık yapmayan, iki çalışkan arkadaşın, o an sınıfta olmaması (aslında ikisi de okuldaydı başka hocaların yanına çağrılmışlardı) ve derse giren öğretim üyesinin, ikisini birden göremeyince, yanlış sınıfa girdim arkadaşlar, kusura bakmayın diyerek dışarı çıkması.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap