• patetesle yapılan ve genelde kahvaltıda yenen bir nevi patates tava...
  • full bir english breakfast tabaginin olmazsa olmazi.. demirta$i, en guclu elemanlarindan birisi... kendisini severek tuketiyor, onumuzdeki kahvaltilara bakiyoruz. hakem hakkinda birsey soylemiyecegim ama sunu soylemeliyim ki vermedigi pozisyon bariz bir penalti.
  • gercekten hash ile yapilsa daha enteresan olabilir. ama "madem hash'i ciddiye aldin, brown icin ne dusunursun aslanim" denirse, ufak ufak uzamakta fayda vardir.
  • (bkz: home fries)
  • tom waits'in ikinci albümü olan 1974 tarihli "the heart of saturday night"ın kapanış şarkısı "the ghost of saturday night"ın sözlerinde geçer:

    "...
    adam and eve on a log, you can sink 'em damn straight,
    hash browns, hash browns, you know i can't be late.
    ..."
  • sabah sabah züper giden yiyecek. eggmuffin'le birlikte bunun yüzünden mcdonalds'ın köpeği olduk vesselam.
  • rendelenmis patatesin az yagda ufak yassi obekler seklinde pisirilmesi ile yapilan bir yiyecek. genelde kahvaltida tuketilir. amerikan diner tarzi lokantalarda servisi yaygindir. az da olsa bazi yerlerde hash brown ismarladiginizda daha cok home fries olarak bilinen urunle karsilasabilirsiniz yerel aliskanliklara gore.
  • bugün mc donalds'tan sipariş etme gafletinde bulunduğum, organik olduğundan bile şüphe ettiğim eşya(!) ingiliz mutfağının fish and chipsten ibaret olduğunun kanıtı.

    gurme değilsem de ağız tadına çok önem veririm. yeni bir lezzet uğruna kurbağa ve salyangoz'u geçtim, arı larvası ve yılan dahi yemişliğim vardır. trinidad scorpion butch t yemişliğim bile bundandır. ve iddia ediyorum; mc donalds'ın yaptığı hash brown denilen bu bok, yediğim en kötü yemeklerden biridir! bodrum'da ingiliz kahvaltısı ile vermişlerdi bundan. tadı, kötü hazırlanmış mücvere benziyordu. güzel değilse de yenilebilirdi. ama mc donalds'ın yaptığı hash browns'ın tadı "dizel soslu, motor yağında pişmiş zakkum kökü" gibiydi. üzerinden akan kokuşmuş yağ, 3 kat ambalajdan bile aşağı damlıyordu. yemek borum hala yanıyor.

    bir de bu boku kahvaltıda veriyorlar ki tahrip olmuş tat alma duyumla, mc donald's dışında bütün gün yediğim hiçbirşeyin tadını almayayım. masamın altında çöpte duran yarısından çıkan kokuya bile tahammül edemiyorum.

    edit: mücver'in gözünü seveyim.
  • sevgili günlük,

    bugün (bkz: feast) markasının hash browns'u (bkz: patates köftesi) adıyla türkiye'de satışa sunduğunu gördüm, leziz olduğuna emin olmadan deneme amaçlı aldım ve fritözde kızartınca isviçre'nin (bkz: rösti)si kadar harika bir tadı kendi ülkemde buldum.
  • ilk dunkin' donuts ta denedigim bir nevi patates rendesinin pane ile muthis uyumu olarak tarif edilebilen atistirmalik
hesabın var mı? giriş yap