• dionisyak ekolünden, ne yazdıysa okuduğum..
  • nickini acilen angstör, uncanny, unheimlich gibi bir şeye çevirmesi gerektiğini düşündüğüm, hatta emin olduğum yazar. evet.
  • feci halde küstah ama umarsız bir usluba sahip biri.

    hani sanki ;

    "evet böyledir, o kadar, siz yanlış biliyorsunuz, bakmamışsınız ama önemli değil, tartışmak mı ? sizinle mi ah hayır umurumda değilsiniz, tartışmaya değil sadece söylemek istediklerimi söylemeye geldim, söyledim ve gidiyorum"

    diyen biri. birkaç entry'sine baktım. hımm dedim. tartışılacak değil, peşine takılıp yazılacak değil ama okuyup perspektif edinilecek biri.

    sessizce badi liste mi almak. ah hayır umurlarında olmasalar dahi küstah yazarların en azından küstahlıklarının farkına varıldıklarını söylemek lazım. söyledim !

    edit: sevdim bu insanı. müziklerini, küstahlığını !
  • kendimde bulduğumu sandığım tüm entelektüel kapasiteden, karizmadan dahi ödün verip, yazdığı tek bir cümleyi bile anlamadığımı söyleyebileceğim yazar. aynı özelliği paylaşan bir diğer insan ise noel babanın rudolph adlı ren geyiğidir.

    edit: ulan insan değil tabii o, ne çabuk ödün vermişim ehe.
  • zekasina, komedisine* kurban oldugumdur; beni böyle arabesk cümleler kurmaya zorlar. benden de, cok daha divadir, konsusmalarini ön planda trompetler olan bir orkestra esliginde yapar. cok erkek bir erkektir. ayrica kendi icinde iki kutuptur: ya sabirsiz, sikilgan, umursamaz ve soguktur veya prince charming'dir, beni mest eder, baldir güldür sümbüldür*, anlamam ben onu, bu su hic durmaz.
  • dogum günü oglani. klip oglani bazen.
  • zekası ve entellektüelliği hakkında konuşmaya hakkım olmamakla birlikte en azından seksiliğini övme hakkını kendimde gördüğüm yazar, hatta hatta en seksi...
  • özgür biri bu, özgürlüğüne imrendiğim. üstünü kirletmekten, elini kirletmekten hiç korkmayan; kirletmek için değil de birazcık kirletmekten çocuksu bir hal ile zevk aldığı için de kirleten.

    kelimeleri evirip çevirip, insanların yüzlerini buruşturup, düşünmeyecekleri halleri dahi ifade edecek şekilde yanyana dizen ve bunu umarsızca yapan .... sanmayın yüzünüzü buruşturmak için yapıyor; sadece gerçekleri -yüzününü buruşturacak olan- söylüyor; sadece o günüllü bir elçi.
  • dünyadaki en garip arkadaşım, iyi arkadaşım. dünyanın bütün sözcüklerine, bütün dillerine cinselliğin kodlarını yükleyebilecek ve o yükseklikten bir yaşam teli, bir ışık teli sarkıtabilecek kadar dünyasal ve o yükseklikteki ihtişamıyla da öte-dünyasal. aşkın ortaya çıkışı ve yitişi yaşamın tek ateş veren ve tek ateş alan olayı ise o da yeniden dirilmiş prometheus' tur çünkü insanlık adına olmasa da, zekasındaki hatırlama poetikası yüzünden, cinselliğin ve kendi tanrısallığının her sergilenişi ve açık edilişi uğruna anların ateşini tekrar ve tekrar diriltebilmekte ve o ateşle kendisini yakıp kavurabilmektedir, ancak böylelikle bu kendini feda edişle içindeki taşkın poetikayı geleceğe taşıyabilmektedir. ne de olsa bir şairdir ve herkesten çok kaybolmuştur, kaybolmaya, kayboldukça ateşini parlatmaya ve ölümü korkutmaya devam edecektir. ölüm, sözkonusu sıradan insan olduğunda çok rahattır, bedenini aldığında zamanı-gelenin, ruhunun yansımalarından ve yaşamından, düşündüklerinden geriye hiçbir şey kalmayacaktır tarihe ve başkalarına. ya jackiebagaj için durum nedir, geçenlerde ölümü gördüm ve bana ondan çok korktuğunu söyledi. peki neden dedim? korkarak yanıt verdi:

    "ölümüyle çok fazla gürültü çıkaracağa benzer, sonra bazı insanların benden korkmamasını bile sağlayabilir, düşünsene korkmazlarsa benden yaşayanlar, ben... zavallı olurum, insanlar tanrı!"
  • yeni romanında, her güne "yeni bir romana başladım, sana söyledim mi" diye giren bir yokbelleği anlatan yazar. her gün bach dinlemese, derisi rosto kıvamına geliyormuş bu sivri zekanın. kıvamına hastayım; evet kusmaya devam etsin...
hesabın var mı? giriş yap