bocca di rosa
-
fabrizio de andre şarkısı.. gül dudaklı demek sanırım..
-
fabrizio de andré'nin en sevilen parçalarindan biri olmakla beraber yamulmuyorsam duruma gore degi$tirilien sozlere sahip bir parça...elimin altindaki fabrizio de andré in concerto albumundeki sozleri, her ne kadar zamanim oldugunda turkçeye çevirecek olsam da orjinal halinde a$agidaki gibidir.
la chiamavano bocca di rosa metteva l'amore, metteva l'amore,
la chiamavano bocca di rosa metteva l'amore sopra ogni cosa.
appena scese alla stazione nel paesino di san vicario
tutti si accorsero con uno sguardo che non si trattava di un missionario.
c'è chi l'amore lo fa per noia chi se lo sceglie per professione
bocca di rosa né l'uno né l'altro lei lo faceva per passione.
ma la passione spesso conduce a soddisfare le proprie voglie
senza indagare se il concupito ha il cuore libero oppure ha moglie.
e fu così che da un giorno all'altro bocca di rosa si tirò addosso
l'ira funesta delle cagnette a cui aveva sottratto l'osso.
ma le comari di un paesino non brillano certo in iniziativa
le contromisure fino a quel punto si limitavano all'invettiva.
si sa che la gente dà buoni consigli sentendosi come gesù nel tempio,
si sa che la gente dà buoni consigli se non può più dare cattivo esempio.
così una vecchia mai stata moglie senza mai figli, senza più voglie,
si prese la briga e di certo il gusto di dare a tutte il consiglio giusto.
e rivolgendosi alle cornute le apostrofò con parole argute:
"il furto d'amore sarà punito -disse- dall'ordine costituito".
e quelle andarono dal commissario e dissero senza parafrasare:
"quella schifosa ha già troppi clienti più di un consorzio alimentare".
e arrivarono quattro gendarmi con i pennacchi con i pennacchi
e arrivarono quattro gendarmi con i pennacchi e con le armi.
il cuore tenero non è una dote di cui sian colmi i carabinieri
ma quella volta a prendere il treno l'accompagnarono malvolentieri.
alla stazione c'erano tutti dal commissario al sagrestano
alla stazione c'erano tutti con gli occhi rossi e il cappello in mano,
a salutare chi per un poco senza pretese, senza pretese,
a salutare chi per un poco portò l'amore nel paese.
c'era un cartello giallo con una scritta nera
diceva "addio bocca di rosa con te se ne parte la primavera".
ma una notizia un po' originale non ha bisogno di alcun giornale
come una freccia dall'arco scocca vola veloce di bocca in bocca.
e alla stazione successiva molta più gente di quando partiva
chi mandò un bacio, chi gettò un fiore chi si prenota per due ore.
persino il parroco che non disprezza fra un miserere e un'estrema unzione
il bene effimero della bellezza la vuole accanto in processione.
e con la vergine in prima fila e bocca di rosa poco lontano
si porta a spasso per il paese l'amore sacro e l'amor profano... -
-
üstteki yazar 16 senedir zaman bulamamış, bir el atalım.
gülden ağız
ona derlerdi ki bocca di rosa
aşkı koyardı, aşkı koyardı
ona derlerdi ki bocca di rosa
aşkı koyardı her şeyin üstüne
istasyona gelir gelmez
küçük sant'llario köyünde
herkes bir bakışta anladı
onun bir misyoner olmadığını
sıkıntıdan sevişenler vardır
veya meslek olarak yapanlar
bocca di rosa ikisi de değildi
o tutku için sevişirdi
ama tutku bazen insanın
kendi arzularına kapılmasına yol açar
dikkat etmeden şehvet duyduklarının
kalbinin boş veya bir karısı olmamasına
ve o günden beri
çekti bocca di rosa ahını
kemiklerini ellerinden aldığı
o köpeklerin (orjinali cagnette, dişi köpek)
ama kasabının dedikoducu sakinleri
birer sağduyu örneği değildiler
ve o ana kadar aldıkları önlemler
kötü sözlerden ibaretti
hepimiz biliriz ki nasihat verenler
kendilerini tapınakta isa gibi hissederler
hepimiz biliriz ki nasihat verenler
kendileri asla hata yapmazmışçasına
böylece yaşlı bir kadın, tabi ki bekar
ve çocuksuz, artık arzusu kalmamış
kendine görev edindi, büyük bir keyifle
herkese nasihat vermeyi
ve döndü dedi ki boynuzlanmışlara
sert kelimelere anlattı onlara
aşk hırsızlığı cezalandırılacaktır
varolan düzen tarafından
gittiler komisere
dediler ki, lafları eğip bükmeden
o kadının çok fazla müşterisi var
bakkaldan bile fazla
ve geldi dört jandarma
tüylü miğferleriyle
ve geldi dört jandarma
tüylü miğferleriyle
yumuşak bir kalp değildir bir özellik
polislerin genelde sahip olduğu
ama onu trene götürdükleri zaman
gittiler istemeye istemeye
istasyondaydı herkes
komiserden rahibe kadar
istasyondaydı herkes
kızarık gözler ve ellerinde şapkalarıyla
bir anlığına selamlamak için
art niyetsiz, art niyetsiz
bir anlığına selamlamak için
kasabaya aşkı getireni
sarı bir tabela vardı
üzerinde siyah bir yazıyla
"hoşçakal bocca di rosa
ayrılıyor seninle bahar"
ama ilginç haberler
ihtiyaç duymazlar gazeteye
uçarlar ağızdan ağıza
yaydan atılmış ok gibi
ve sonraki durakta
arkada bıraktığından çok daha fazla insan
biri öpücük yolladı, biri çiçek attı
biriyse iki saatlik rezervasyon yaptı
papaz bile nefret etmez
kutsarken bir dilenciyi veya dua ederken
kalıcı güzellik lütfundan
ve ister onu yanında törende
ve kutsal bakire ön sırada
uzakta değil bocca di rosa
dolanıyor kasabada
kutsal aşk ve yasak aşk! -
(bkz: gülfem)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap