• rick and morty, futurama, south park ile kombolayıp izlediğim dizidir. 3. sezon 4. bölümün en iyi bölümü olduğunu düşünüyorum ayrıca. eleştirenlere, bir bölüm izleyip yorum yapanlara tek sözüm suck a dick dumb shits!
  • 1. sezonda aldığım notlar:

    1)“geri isteyeceğin şeyleri götüme sokmayı bırak.”
    –2. bölüm

    2) bojack: “belki zayıf olduğundan, belki güzel olduğundan, her şey hep yanına kar kalmış. ama bilesin ki, davranışların başkalarını etkiliyor ve ben senden nefret ediyorum. ayrıca sen korkunç birisin ve korkunç biri olduğunun farkında olmaman seni daha az korkunç biri yapmıyor.”
    sarışın piliç: “sence ben güzel miyim?”
    -pompa-
    pompadan sonra bojack: “uzun soluklu üzücü yaşam tercihleri dizisine yeni bir halka daha ekledim.”
    –2. bölüm

    3) ”denyonun birisine silah verip “insan öldürebilirsin” dediğimizde birden bire bu denyolar kahraman olmuyor.” –afganistan’da savaşan ve denyo olduğunu iddia ettiği foka ithafen.
    -2. bölüm

    4) “berbat ebeveynlere sahip biri olarak söylüyorum, aile bir kara deliktir ve kaçmakta haklıydın.”
    -5. bölüm

    5) “haklıydın, seni sevmiyorum. sen de beni sevmiyorsun. kendimizden daha az nefret etmeye çalışan iki yalnız insanız. belki de bundan fazlası olmayacağız. belki de hep böyleydik.”
    -7. bölüm

    6) “bazen bir sızıntıyla doğduğumu düşünüyorum. başladığım bütün iyi şeyler ağır ağır sızdı oradan ve hepsi akıp gitti. asla geri getiremeyeceğim onları. artık çok geç. hayat bir kapanan kapılar dizisi, değil mi?”
    -9. bölüm
  • son sezonlarıyla genel olarak oldukça ilgi toplamaya başladıysa da, sözlükte başlığının nasıl bu kadar yalnız kaldığını anlamak zor.

    bu dizi diğerlerinden farklı, ağır bir havası var. rahatsız edici hatta. karakterlerin mutluluk yolculuğundaki başarısızlıkları son derece gerçekçi, son derece bizden. hayat hakkındaki bazı gerçekleri suratınıza vurmaktan çekinmeyen bir dizi. bunu oldukça absürt bir medium yoluyla yapıyorlar ama kalbindeki narrative içinde bulunduğumuz dünyaya izlediğim her diziden daha fazla benziyor.
  • birkaç bölüm üst üste izlediğimde moralimi bozan netflix dizisi. tadım kaçıyor, hiçliğe yürüyorum.
  • 4.sezonunda beklentilerimi karşılayamamış olan netflix dizisi. ilk üç sezon enfesti.
  • 2. sezon notları

    1. bölüm

    ** “todd, kimse kimseyi uyandıramaz. sen kendini uyandırmalısın.”

    ** “asistanlar belushi kardeşlere benzer. iyileri çok erken ayrılır, kötüleri asla gitmez.”

    ** “bunca zaman bende herkesin sandığından fazlası olduğunu varsaydım ama belki de yoktur.”

    2. bölüm

    ** “ “ne” diyerek bu konuşmaya devam edeceğimiz olaylar dizisini tetikleyeceğimin farkındayım ama… “ne?!” “

    5. bölüm

    ** “gençken ben de senin gibiydim. dünyayı değiştirecek planları olan o baş belası üstün başarılı çocuktum.”

    ** “seni sevmemi niye bu kadar istiyorsun ki?”
    bojack: “sevmeni istemiyorum. gerçi sevsen eğlenceli olurdu. ailemin beni desteklememesinin hata olduğunu ispat ederdim. başka bir otorite figürünün hayranlığını kazanırdım. özümde değerli olduğumu gösterirdim ama çok önemli değil.”

    ** “tek bir anı bile kendi faydana kullanmama becerin yok mu senin?”
    **”bugün bir şey öğrendim. bir şey sizinle ilgili değil sanırken, günü kurtarıp başından beri her şeyin sizin için olduğunu fark ediyorsunuz.”

    7. bölüm

    **”prens gustav, zalim bir despot ama eski karım yerine onunla aynı yatağı paylaşmayı yeğlerim.”

    ** “bojack, kitabında elmalı turtayı ne kadar sevdiğin çok sık geçiyor. sorum şu: israil’in kendisini savunma hakkı var mı? abd hangi tarafla müttefik olmalıdır?

    ** “geri adım atmayan kişi olarak neyi kazandın?”

    12. bölüm

    ** “demek istediğim şu, insanların nasıl yaşadığını anlamıyorum. her sabah uyanıp “yeni bir gün, hadi başlayalım,” denmesi bana çok ilginç gelmiştir. bunu nasıl yapıyorlar? bilmiyorum.”
  • türkçe dublajını uğur taşdemir yerine okan bayülgen seslendirse nasıl olabileceğini merak ettiğim netflix dizisi.

    editleme: erdal beşikçioğlu da olur. bojack'in fevrilikleri her ne kadar bayülgen dublajı ile hoş gidebilse de, ses tonu olarak ç. amirim'e daha yakın.
  • sırf oturup bir şeye bakmak zorunda olmak beni aşırı rahatsız ettiği için film veya dizi kültürüm hiç oluşmadı. en sevdiğim filmleri bile sıkılarak, atlatarak izledim. ancak bu dizi bambaşka. sıkılmadan, zorlamadan, severek izlediğim tek dizi. içeriği zaten anlatılmış, ben sadece övmekle yetineceğim. muhteşem!

    "gençsiniz, istediğinizi yapabilirsiniz. ama bunu size asla söylemezler"

    yeah!
  • yaklaşık 1 ay önce bitirdiğim dizidir. bu dizi var ya bu dizi kelimelerle tarif edilemzdir ama ben bir deniyim benim için anlamını anlatmayı. ilk sezonu izlemeye başladığımda çok saçma bir sitcom tarzı bir dizi olduğnu düşünmüştük taa ki 10. bölümüne kadar dizi bir anda komediden dramaya hatta psikolojik bir yapıma döndü.ilk sezon sonunda dediğim tek şey vay be idi ama bu sadece başlangıçtı.2 sezon insana hayat boş sadede yaşa mesajını veriyordu ve bu mesaj o kadar doğruydu ki bojack hayalini gerçekleştirirken bile mutsuzdur ve her şeyi gene batırdığı halde umrunda bile değildi bile hiç bi şey.yani ilk sezon çekilmesi zor bir sitcom dramayken 2. sezon bir anda insana bir mesaj veren yapım olmuştu ve bu güzel bir şeydi benim adıma.3. sezon bojackin iç hesaplaşmalarının tavan yaptığı sezondu ve bu çok iyi işleniyordu nedeni çok barizdi belkide.dizide yan karakter olup ama hep ana karakter olan karakterlerdi yan karakterler bahsettiğim kişiler pc diane todd ve belkide mr pb idi bu karakterler en çok bojack kadar derinliğe sahip karakterlerdi.3. sezonun bitiminde artık cidden bu dizi daha ne kadar iyi olabilir demiştim ama unttuğum şey 4. sezonun olduğu idi nedeni çok basitti 4. sezonda anlamıştım ki ben aslında bojack horseman kadar bende ruhsuz mutsuz ve kaybetmiştim bu dizi bana benim kim olduğmu gösterdi diyemem ama benim nasıl biri olduğmu gösterdi bana çünkü bojack gibi birini 3. kişi gözünden izlerken anlıyorsunuz aslında kendinizi. sözlerimi bitirirken son bir şey demek isterim
    -back in the 90s i was in a very famouse tv show-
  • 4 sezonun içinde beni en çok üzen en çok kalbime dokunan sahne secretariat sahnesi sanırım. defalarca izlediğim halde hâlâ aynı etkiyi yaratıyor.

    bojack, when you get sad, you run straight ahead and you keep running forward no matter what.
    there are people in your life who are gonna try to hold you back, slow you down, but you don't let them.
    don't you stop running and don't you ever look behind you.
    there's nothing for you behind you.
    all that exist is what's ahead.

    one month later..................suicide
    "you can be the fastest runner in the world but you can't outrun the truth"

    dokuz yaşındasınız, dünyanın en hızlı atı olan idolünüz, üzüldüğünde ne olursa olsun ardına bakmadan koş dedikten bir ay sonra intihar ediyor. (bkz: that's too much man)
hesabın var mı? giriş yap