buzdolabında kaselerce sütlaç var gerilimi
-
bir tek bizim eve mi mahsus olduğunu merak ettiğim gerilim.
baş sorumlusu
-sütlacı evdeki insan sayısına kalansız bölünecek şekilde hazırlamayan kişi mi?
-süd ürünlerine meraklı obur ev halkı mı?
-ya da eve ortalama üstü bir lezzet/lüks girdi diye aniden beliriveren orta sınıf hırsı, daha fazlasına sahip olmalıyım tümörü mü?
sırf bu gerilim yüzünden aile dağılma noktasına her seferinde.
şaka gibi, sorunları çözen kurum bolulu hasan usta oldu.
gizli gizli oraya gidip süd ürünü yiyorum evdeki gerilime katlanamadım için.
evet gizli gizli! çünkü isterse aylık gelirim 10.000 dolar olsun fark etmez, kadın anam bir kase sütlaca o kadar para verdiğimi duysa yine ağzıma sıçacak.
kadın huzur içinde istediğim kadar sütlaç yemeyi yasakladı arkadaş bana...
kadın anam ne zaman evdeki südü fazla bulur, sütlaç yaparsa eve bir gerilim çöküyor.
buzdolabındaki 10 kase sütlaç sinirlerimi bozuyor.
gidip yiyorum, on dakika sonra yine yiyorum. sonra "lan ya herkes benim gibi ayıysa ve yarım saat sonra kalmazsa" diye üçüncüyü yemeye niyetlenmiş mutfağa gidiyorken abim "hepsini yeme" diye kükrüyor.
"sen kaç tane yidin?" deyince 2 tane diyor.
"e sen de çok yeme" deyince kadın anam "tartışmasanıza ya" diye ünlüyor.
bi gidiyorum 4 tane kalmış. abim doğru söylediyse kadın anam da 2 tane yemiş.
kalan 4 taneyi hane halkı sayısına bölünce 1,3 çıktığını görüyor, iyice geriliyorum.
"2 tane yersem nasıl kendimi adil biçimde savunabilirim?" diye oturup düşünüyorum.
ciddiyetimi gören de sokrat'ın savunmasını yazıyorum sanır mına koyim.
sonuç olarak o sütlaçlar birkaç saat içinde bitmeden evdeki soğuk savaş da bitmiyor.
tabii buzdolabından muz, nutella, fanta 2,5 litrelik eksik olmamış 90 sonrası doğumlu gençler ne demek istediğimi pek anlayamazlar.
not: bu gerilime dayanamadığım için vakti zamanında yaptığım büyük bir hayvanlığı yazmak istiyorum:
10 yaşında falandım. ertesi gün misafir gelecekti. annem 15 kase sütlaç yaptı. yarına kadar dokunmamamı özellikle rica etti.
sinsice mutfağa girip tezgahtaki sütlaçlara baktım ve henüz sıcak olduklarını fark ettim.
"henüz çorba gibiler, 1 kaşık alsam belli olmaz. şekli tam oturmamış zaten." diye düşünüp hepsinden birer kaşık aldım.
odama gittim, uyudum.
bir saat kadar sonra annemin bağırmasıyla uyandım. birer kaşık aldığım tüm sütlaçlar, birer kaşıklık boşluklarıyla donmuşlardı. 15 kasenin hepsinin ortasında büyükçe bir çukur... insan gibi de kaşıklamamışım.
annem delirdi, bağıra çağıra hepsini alıp çöp poşetine attı ve beni gece yarısı çöp poşetini atmaya dışarı yolladı.
yolda birkaç tanesini de avuçlayıp yemiştim, ellerimi de cami avlusunda yıkamıştım. bazı kaseler hunharca poşede konduğu için kırılmıştı, kesilmiş poşetten yere sütlaç damlıyordu.
olan 15 cam kaseye oldu, harçlığımdan kesildi. -
herkese 1 neiraya 3 kase şeklinde kolayca son bulan gerilim.
-
farklı tip kaseler kullanıldıysa daha tombul kase gerilimiyle doruğa tırmanacak modern çekirdek aile tümörü.
-
sütlaç değil de puding olunca daha bir yoğun hissedilir.
-
bizim evde olmaz. 10 kase varsa babam bir gunde 5 tanesini oldurur, ben zaten tatli yemiyorum diger besini de ertesi gunu.
-olum seker olcturdum 300 cikti nabayim
*sutlac ye baba -
milyonlarca kase sütlaç dolapta büyük bir hacim kaplayacağından her şey her şeyin üstünde olacak, ve benim gibi sakar bünyelerin tüm dolabı devirmesiyle sonlanacak gerilimdir.
-
adalet duygusu oldukça gelişmiş bir anneniz varsa, sizin de yaşamanızın muhtemel olduğu gerilim.
sütlaç olsun, puding olsun, yani kaselere dökülüp yenilen her tatlı için, hane halkı kadar veya iki katı kadar bir sayı belirleniyor. tarif de ona göre yeniden şekillendiriliyor. evin küçük bireyi, canı sıkıldıkça gidip dolabı açtığı ve tatlıyla göz göze geldiği için, her seferinde şeytana uyuyor ve anneden azarı işitiyor.
halbuki suç onun mu? dolabın raflarına inci gibi dizilen dev kaselerdeki sütlaçlara kim karşı koyabilir ki daha fazla? -
sadece bize özgü olduğunu düşündüğüm, başlığı görünce şaşırdığım gerilimdir.
sütlacın yapıldığı gün daha doğru düzgün soğumadan küçük kardeş bir tane yemiştir bile. siz ağzınızın tadıyla gerine gerine yiyeyim derken kardeşinizi sürekli mutfağa girip çıkarken görürsünüz. genelde en fazla iki tane yemeyle sonuçlanan o sütlacın içinizde yarattığı ukte hiç kapanmaz.. -
(bkz: yaran başlıklar)
-
bizim evde bi kerede 50 tane yapıldığı için yaşanmayan gerilim.
şaka maka bizim evde hiçbir şeyde ayar olmadığı için sütlaç yapımında da olmuyor haliyle. en az, bakın en az diyorum 25 ila 30 arası yapıyor annem. sonra neden ailecek kilo alıyoruz...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap