• bazen sadece unutmamak ister. o yüzden de hayatındaki bazı şeyleri bir yerlere not eder. ilk defa da sözlüğü seçiyor. yazı uzun olacağından okumayacağınızı düşünüyor ve yazıyor, yazdıkça da yazacak. ve her gün girdiğinde bu yazı yüzüne çarpacak. arada sırada unuttuğu gerçekleri unutmaması için her gördüğünde baştan sona okuyacak..

    saçma sapan ve gereksiz birisiymiş, ilk kez duymadı aslında bunu. çeşitli türevlerini yaşamı boyunca duydu. gerek ailesinden gerek okuldaki öğretmen bildiklerinden gerek ona arkadaş diye tanıtılan kişilerden, gerek de sevdiklerinden. ilk başta acıtmıştı sanki canını ama sonra alıştı. şimdi duyduğunda ya da okuduğunda anlamsızca gülümsüyor. hafif bir sızı hissediyor içinde belki ama hemencecik geçiyor. belki de içine atıyor. ama hissetmemek istiyor.

    hayat garip diyor genelde, haklı yahu. hayatında mantıklı tek şey olmuyor. bu adam için her şey ama her şey dengesiz. ne zaman başladı filan da bilmiyor. rayına oturtmaya çalışmıyor da değil ama olmuyor. bazen sadece olmaz ya, öyle işte..

    kendisine restart atmaya filan da çalıştı. attı da sonra asıl kişiliğini hatırlamaya çalıştı. bir şeyleri yüklemeyi denedi. ama yanlış şeyler yüklenmiş mnskym, nefret ettiğim özelliklerim yüklenmiş en başta. kendisine demişti halbuki lan sakın kimseyle bir şeye başlamaya çalışma, ilk önce karşı tarafa sonra sana yazık oluyor ama unuttu gene. offf..

    bir şeyleri düzene sokmanın yolunu bilmiyor, ara sıra yaşadığı mutluluklara kanıyor, neden kandığını bilmiyor..

    genelde bilmiyor. bilgisiz olduğundan değil gibi ama o konuyu da bilmiyor. kendisiyle ilgili şeylere karar vermekten aciz. arada sırada deniyor bir karar vermeyi ama olmuyor, anlaşılıyor bir iki tahtasının eksik olduğu ve o hala karar vermeli miyim vermemeli miyim diye düşünürken diğer kişi çoktan karar vermiş oluyor.

    kafası da feci karışık bu adamın. yani önüne elma armut koysan 859034 saat düşünür ve gene fark etmez der. alsana evladım bir tanesini ne gerek var, boş boş bakmaya. yanlış mıyım?

    of of bunu da diyeceğim. insanlara denemekten korkmayın diyor, diyecek ama kendisi çok uzun bir süre denemeyecek, en azından şimdilik öyle düşünüyor. kendi kendisinden emin değil ama saçma bir şekilde insanlar için doğru olanı hissedebiliyor. yani önüne elma armut değil de, yanındaki ahmet için ayşe fatma'yı koysan, onlara bakıp, iki dakika konuşup. ahmet senin için şu daha uygun diyebileceğine inanıyor.

    başka başka, hah bir entry'de yazmıştı hah şurada kişilik bölünmesi başlığında merak eden açar bakar, neyse. kendisini kişiliklere bölmüş durumda hala. 3 tane var şimdilik. bir tanesi var yok gibi, hiçbir işe yaramıyor sanki o. gerçek olan garip işte. dambil ideal gibi. ama dambil gerçek hayata uyarlanamaz, bunu biliyor..

    değer veriyordu lan bir ara insanlara, şimdi dönüp baktığında 2-3 insan kalmış değer verdiği. ama ipne insanlar hep aldatıyorlar. şimdi hiç önemli değil (unutma bunu, unuttuğun an gg oluyorsun). hayatına insan girdiğinde o insan bir getiriyorsa beş götürüyor ve bu adam hala arada sırada insanları alıyor kendi yaşantısına..

    ne yapacak ne edecek kararsız, huzur ona uzak, mutluluk ona uzak..

    insanları kırmak da istemiyor ya. şöyle bir düşüncesi vardı. (bak bunu unutmuş şimdi hatırladı.) insan hayatına girmeden ve sen onu tanımıyorken senin için nedir, 0'dır. hayatına girdiğinde onu üzmeme gibi bir şansın var mı? yok..

    bir de yazıyor siliyor sürekli, kararsız olduğundan olsa gerek. word'e de yazabilirdi ama ona her gün bakmayacak kadar üşengeç ama şu merete bağımlı. her gün girmese edemiyor, olduramıyor..

    ideali yok, çabuk kanıyor. şekerle kandırılabilir gayet, öyle de zayıf. sanki güçlü de ama. ne idüğü belirsiz bir yaratık ama kendisine çoğu insan diyen mahluktan daha insan lan.

    arada sırada seviyor kendisini filan ama kötü huyları gelince aklına ve onlar gerçek hayata yansıyınca hoşlanmıyor kendisinden.

    buraya kadar okuyanlar çoktan kopmuştur diye düşünüyor, zaten bunun boktan bir yazı olduğunu da düşünüyor. kendisinin nefret ettiği huylarını da yazacak umrunda değil ne de olsa. gaza gelse hesabı filan bile kapatır şu an. aklına geleni yapıyor..

    peşinden koşturan olunca koşuyor. yani bir anda tüm kurallarını unutuyor. ona sarılıyor, sarılınca huzur doluyor. sonra ise içine böyle kaya oturuyor. üzülüyor, öyle ya da böyle atlatıyor..

    insanları kandırıyor arada sırada. bukelamunumsu bir şey. kendisinden korktuğu da oluyor. hele bir de insanlar derse ona ben süper bilgiliyim ya da farklıyım, onlarla oynamaktan pek bir zevk alıyor. bazen kendisini çok zayıf gösteriyor, insanlar ona yardım eli uzatıyor. bazen de insanların ideallerindekini görebilecekleri kişi olabiliyor, hayranlıkla bakıyorlar filan..

    vardı 3-5 tane daha nefret ettiği huyu, unutuyor.

    düşünmekten de vazgeçmişti, onu da söylesin ipne. düşünmekten korkuyor. düşündükçe aklına yaşamdaki kötülükler geliyor. düşünme tembeli ayrıca. arada ciddi şekilde düşünmeye çalışıyor ama düşünemiyor..

    of of. rahatladı sanki biraz. yazınca da rahatlıyor. seviyor yazmayı. hayatını filan da abartılı bir şekilde yazacaktı bir ara ama onu da erteledi..

    ertelememeyi öğrense baya bir şey değişecek hayatında. biraz ertelemeden yaşamayı denemeli..

    kendisine sarılmak istiyor. sarılınca rahatlıyor biraz, dinginleşiyor filan..

    garip birisi..
  • isabetli tahminler yapabilme becerisine sahip.

    geçen gün dışarı çıkıcam, sordum "hava ne olur bugün?" diye, durdu birkaç saniye "abi, çok yağar. üst olur" dedi. dinledim sözünü, aldım yanıma şemsiyemi. yarım saat sonra bir yağmur, bir yağmur.

    sonracığıma, birkaç ay önce bahçedeki erik ağacını gösterdim, "çok meyve verir mi bu sene?" dedim, süzdü şöyle bir "bu sene yağmur az yağdı, bakımı da yapılmadı. ayrıca don da oldu, az meyve verir. alt olur" dedi. "iyi salladın ha" dedim içimden. geçen o ağaca dalmaya gittim. tek tük erik yapmış, elim boş döndüm.

    uzun lafın kısası, yatırım danışmanlığı için iyi bir seçim olur kendisi.
  • hani akbabalar olur, kendileri hiçbir şey avlamazlar, av aramaya bile tenezzül etmezler, tek takip ettikleri yırtıcı hayvanlardır; kendimi artık akbaba gibi hissediyorum. promosyon takip etmeyi bıraktım, direkt onu takip ediyorum. hani kalırsa 3-5 bir şeyler yiyebilmek için. allah'tan paylaşımcı. yoksa... bir şey yapamam işte, kuru akbaba tehditi.
  • her taşın altından çıkan bir herif. müzikle alakalı bir şeyler soracağım zaman duyuruya değil bu adama yazıcam bundan sonra.

    peşin not: tek müzik de değil herifin hazır cevap olduğu konu. allahın cezası.
  • anaokulundan liseye kadar aynı şehirlerde, hatta arka arkaya duran apartmanlarda bulunmamıza rağmen hiç aynı okula gidemediğimiz kuzenim. sonra ben gittim oralardan, 1 sene sonra o geldi ayni üniversitede buluştuk. bölümler tutmadı bu sefer de ama olsun. diğer bir özelliği de kendimi bildim bileli hayatımda olması.

    beraberken hep güldüğüm hem arkadaş hem akraba. güzel bi durum değil mi?
  • kendisi " ben üç dil biliyorum; turkish, english, rakish " diyerek gönüllerin kahramanı olmuştur. ayrıca hot'n cold'u katy'den daha güzel söylediğine şahit oldum. o son dubleyi içmeyecekti..
  • umut vadeden şimdilik padawan olan sourberry dj'i. bir çok tarzla uyumu sağlayabilen bir dicey olduğu görülmüştür. böyle renkler gelsin gökkuşağına dönsün kutsal müzik kaynağı.
  • hayır efendim sfdflklfklsk diye kikir kikir gülmesinden bir mana çıkarmıyorum. kulaklarını sourberryde bıkarıp, kafasını ödeve çevirmek gibi süper güçleri var. muhalefet tarzında latife yapan biri bu. çok güzel bacakları olduğuna dair hakkında bir şehir efsanesi bile mevcut. shoutberryde bik bik edip, insanı sinir etmekle olmaz bu işler şekerim, sınav dönemi öper sfdflklfklslk'ler adamı vallahi.
  • manyak mı sabahın 8'inde sourberry'de yayın yapıyo bu herif diye düşünmeme sebebiyet veren güzide badi.
  • bugün doğmuş badisel organizma. sessiz sedasız doğuyor bu pezevengül sefa. utanmasa inkar dahi edecek bir yıl daha yaşlandığını.

    o da beni sever.

    kedi canını senin..
hesabın var mı? giriş yap