• kıyıdan bakıldığında kafaları şamandıralardan ayırt edilemeyen amcalardır.
  • ürkmez, gümüldür gibi sahillerde açıldıklarında, yunanistan tarafından toplanabilecek olanlardır.

    dünya çok küçük sonuçta.
  • yazlık mekanlarda çok örneği bulunan amcalardır. bir gün bu amcalardan birisi açıktayken "dalıp bir bakınıyım" dediğinde istavritleri kovalayan bir camgöze rastlamış. kıyıya zor atmıştı kendisini. o günden sonra dubaları geçtiğini pek görmedik.
  • düzenli spor ile aslında en doğrusunu yapan amcalardır. her gün, veya sık sık, denize girip uzun uzun yüzerler bu amcalar. stresten uzaklaşırlar. yüzmek, en sağlıklı sporlardan biridir. çok yüksek tempoda yüzmedikçe, nefesi ve ritmi doğru ayarlayarak, gayet uzun süre yüzülebilir. insanı rahatlatan bir eylemdir. yapılmalıdır. esrarengiz amcalarımız da genelde kahvede okey oynayarak sigara içerek gün geçiren (kötü demiyorum, o da keyifli, ama yaşam tarzı olmamalı) amcalara göre daha uzun yaşarlar.
  • bunların genç versiyonları da vardır. kendimi örnek gösterebilirim. ruhum amca galiba.
    zevkli bişi ama, tertemiz su oh mis..
    ayrıca, evet kıyıda yüzülmez, çimilir. *
  • o yaşta nefes alışverişlerini nasıl ayarladıklarını hala anlayamadığım o amcalar... hayatta farkedebildiğim tek büyük korkum olan derinlik korkusunu hiçe sayıp onlarca metre derinlikte bir gram düşünmeden yüzen o amcalar... geri döneceklerini düşünmeden gittiklerine adım kadar emin olduğum o amcalar...

    ulan az imrenmiyor değilim.
  • emeklidirler.
    denize girerken akşam kaçta yattıklarından başlayan muhabbet, sabah kaçta nasıl uyandıkları ile devam eder.
    ilk 200-300 mde denizin ve havanın durumunu, akşamki okeyi, kağıt oyununu kritik ederler. yaz başıysa kışın yaptıklarını, yaz sonuysa ne zaman döneceklerini konuştukları dönemde bir 500 m daha yüzerler.
    sonra uzaktaki çocukların, torun tombalağın lafı döner, gelin-damat övülür ki oğlana-kıza helal olsun alınabilsin gizlice.
    dönüş yolunda yavaş yavaş kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri, dolayısı ile varsa alışveriş-pazar mevuzları, seneye ne zaman gelecekleri, öğlen denize kaçta gelecekleri gibi konular konuşulur. finale doğru yüzmenin sağlığa etkileri, kışın da formu korumaya katkısı falanı filanı kritik edilir.
    bir de yol boyunca görülen dostlara, tanınmayan tatilcilere de selamı sabahı eksik etmezler. mühabbetleri üstlerindeyse evladım nerden geldiniz, kaç gün kalacaksınıza kadar gider mevzu.
    havluya kurulanırken de hadi 2de görüşürüzle biter mevzuları.
  • bu amcalarin yuzde elliye yakini doktor olur.kalan kismin yarisi da ogretmenlerden olusur.idealist ve otoriter olup evlatlarindan esirgedikleri ilgi ve sevgiyi torunlarina sergileyip,gosterirler.sabahlari kahvaltidan once denize girip kimse kalkmadan kahvaltiyi hazirlarlar ayrica kahvaltida sogan ve sarimsak tuketebilirler.cay yerine meyva suyu icip gazetelerini okurlar.ayrica tam yazlikci olup yilin en az 3 ayini yazliklarinin bulundugu tatil beldesinde gecirirler.
  • (bkz: dede)

    adam 83 yaşında her sabah 5 km yürüyüş 2 km bu tarz süper serbest stil yüzme üstüne bir kahvaltı ile cila çekip öyle okeye oturuyor ki, roman abramoviç hayattan bu kadar keyif almıyodur.

    yaş oldu 89: artık yürümek bile angarya. yüzmekse çile. ah be abramoviç, etmeseydin bedduanı ne vardı...

    yaş oldu 91: o çok sevdiği denize girerken bir sabah geldi kriz, tekledi kalp. şimdi azraile karşı kulaç vuruyor yoğun bakımda solunum cihazında. azrail biz biliyoruz yüzemezsin, yetişemezsin, o kadar açılamazsın.

    2km açıktan bildiren edit: biz biliyoruz dedemizi. açılamadın azrail efendi! yemedi 2km yüzmek!

    92'den son edit: bir devir kapandı.
  • genelde muazzam stilli yüzer bu amcalar. karşıdan bakınca hareket etmeye üşeniyormuşçasına ağır aheste kulaç atmalarına rağmen o tempodan hiç beklenmeyecek derecede hızlı ve uzun yüzerler.
hesabın var mı? giriş yap