• doğma büyüme hatay samandağlıyım. beni tanıyan bilen bilir, memleketime aşığım.
    2013'de üniversite nedeniyle ayrıldım güzelim memleketimden. çevreme, arkadaşlarıma, tanıdığım herkese memleketimi, insanını anlattım dilim döndüğünce. hepsini de aldım götürdüm hatay'a, gezdirdim, yedirdim, içirdim. orayı görmeden, insanını tanımadan ölmeyin dedim hepsine.

    ben eşimle istanbulda yaşıyorum. bütün ailem hatay'da. deprem sabahı saat 5'de aradı kardeşim, uyanınca görüp öğrenip kimseye ulaşamazsam, delireceğimi bildiği için.

    kardeşim adana'da okuyor. abla deprem olmuş 7.4 ama korkma annemler iyi dedi. çok zor şeyler yaşadım hayatım boyunca ama o telefon çalışını hiç unutmayacağım.

    sabah 6'da yola çıkmıştık, akşamında hataydaydık.

    her yer savaş alanıydı, yemin ediyorum savaş alanı. sağlam binaların sayısı iki elin 10 parmağını geçmez. eşimin nene ve dedesine ulaşamamıştık hiç. evlerinin önüne gittik ki ev yerle bir, nene dede içerdeler. nenenin de eli dışardan görünüyor. kapıyı açamamışlar canlarım, oracıkta can vermişler.

    anneme koştum hemen, nasıl koşuyorum ama sanki hiç göremeyecekmişim gibi. her yer enkaz,her yerde ağıt sesleri, ağlamalar, çığlıklar, ben anneme koşuyorum titreyerek, dua ederek...
    çok şükür kavuştum onlara.

    onlara kavuştuktan sonra her şeyin farkına varmaya başladım. tam 5 gün oradaydım.
    3 gün boyunca ne bir su ne bir ekmek geldi. hayatımda ilk defa hırsızlık yaptım belki de. markete girip su ekmek almak zorunda kaldık.

    enkazlardan sesler geliyor. herkes tırnaklarıyla kazıyarak enkazları açmaya çalışıyor ama nafile. 2.gün bir kepçe geldi, daha sonra bir kaç iş makinası daha, ama onları kullanacak operatör bulamadık saatlerce.

    bir çok yakınımızı çok geç müdahale edildiği için depremin 3. veya 4. günü kaybettik maalesef.

    velhasıl kelam yazılacak, söylenecek çok şey var.

    hayatımda hiç kimse kötü olsun istemem, kimseye de beddua etmedim şimdiye kadar.

    ama bize bu kötülükleri yaşatanlar, anneleri evlatsız, evlatları yetim bırakanlar, bize bunca acıyı yaşatanlar, umarım ki bin beterini yaşasınlar.

    ben bir vatandaş olara hakkımı helal etmiyorum...
  • dünden beri birçok şey yazıldı, yalan yanlış doğru eksik, birçok şey paylaşıldı, hem burada hem sosyal medyada. biraz düzeltme ve ekleme yapalım:

    bakın arkadaşlar, toplanma alanı, deprem çadırı falan zurnanın son deliği. ne olacaksa, neredeyse tamamı depremin 15. saniyesine kadar olacak.

    en birinci deprem önlemi sağlam evdir. yıkılmış enkazın altındaki ölü bedeninizin çadıra ihtiyacı olmayacak. eviniz sağlam olsun, camlarına mutlaka film çektirin, mobilyalarınızı ve rafları, hatta raflardaki eşyaları sabitleyin. deprem sırasında kiriş, kolon, masa altına girmeyin. sağlam, yerinden çok oynamayacak ve devrilmeyecek kanepe, masa gibi mobilyaların yanında cenin pozisyonunda yere yatın, elleriniz ve kollarınızla başınızı kapatın, tam tabiri ile hedef küçültün. başınıza düşme ihtimali olan eşyalardan (avize, dolap vs) uzak durun. mermer, fayans vs döşenmiş apartman boşluklarına çıkmayın, çıkacaksanız da kendinizi bir şekilde koruyun. 99’da enkaz altında kalanlar hariç en çok ölüm yıkılmayan binaların apartman boşluklarında yaşandı.

    deprem çantasına lazımlık, yemek, çay makinesi koyduran yazılar var hepsini boş verin. deprem çantanız kolayca taşıyabileceğiniz büyüklükte olmalı. kampa gitmiyorsunuz, hayatta kalmaya çalışıyorsunuz.

    deprem çantanıza kimlik fotokopileri, para, radyo, küçük bir el feneri alın. kullandığınız düzenli ilaçlar varsa onları alın. acil durumlar için ilk yardım seti ve isviçre çakısı koyun. küçük bir not defteri ve birkaç kurşun kalem alın. yemeği falan boş verin. 2 gün aç kalıp ölmezsiniz. vücudunuz deli gibi adrenalin salgılayacağı için susayacaksınız, dayanırım derseniz su da koymayın. koyacaksanız da bazı gerzeklerin yazdığı gibi plastik pet şişe ile değil çelik matara ile koyun, çantanın üzerine sivri bir şey devrilirse suyu delip çantadakileri kullanılmaz hale getirmesin. dediğim gibi, gereksiz ağırlık yapmayın. mümkünse bu çantadan 2 tane yapıp birini evinizin çıkış kapısının yakınına diğerini örneğin aracınıza koyun. aracınıza koyduğunuz ikinci çantaya ekstra bir şeyler daha koyabilirsiniz ama ağır olmasın, depremden sonra büyük ihtimalle saatlerce yürümeniz gerekecek.

    deprem sonrası akut süre 1-2 gün. gsm şebekeleri ve yolların halini gördünüz. istanbul için bu süre daha da uzar büyük ihtimalle. en önemli konulardan biri iletişim ve ulaşım; yedek güç kaynağı, şarj kablosu, pil alıp düzenli kontrol edin. imkanınız varsa ev ve iş yerinizde bisiklet olsun. aile fertleriniz ile mutlaka deprem eylem planı yapın. farklı yerlerden geldiğinizde buluşmak için güvenli ve güvenilir yerler belirleyin. kötü senaryolar için bunu mesela ilk 3 saat, ilk 6 saat, ilk gün, ikinci gün gibi alternatif senaryolara göre yapın.

    tekrar tekrar söylüyorum 30-40 kiloluk deprem çantası yapmayın. çantanız kapıp koşabileceğiniz ve ardından uzun uzun yürüyeceğiniz büyüklük ve ağırlıkta olmalı. küçük çocuğunuz varsa yedek elbise yerine alüminyum termal battaniye ve hafif+termal uyku tulumu alın. maması, ilacı varsa onları da alın. tekrar söylüyorum, birinci önceliğimiz hayatta kalmak ve sakin ve güvenli bir şekilde güvenli bir açık alana gitmek, çocuğunuz en fazla hasta olur.

    yeni yapılan binalar gazbeton, betopan, alçıpan gibi hafif malzemelerden yapılıyor. evinizde sabitleyeceğiniz eşyaları bu duvarlara vida+dübel ile tutturmanız depremde işe yaramayabilir. kimyasal dübel ya da bu malzemelere özel sabitleme aparatları kullanın. oda yerleşiminizi yatakların çevresinde dolap olmayacak şekilde düzenleyin. ilk 10 dakika hem elektrikler kesik olacağından hem de her tarafı inanılmaz bir toz kaplayacağından önünüzü göremeyeceksiniz. eviniz sağlam kalsa bile yere düşen cam ve aynalar yüzünden koridorlarınız cam ve ayna kırıkları olacak. yatak ucunuza ayakkabı ya da terlik koyun. şaka değil bak bu; askılı gecelik ile ya da çıplak yatmayın, koşarak sokağa çıkabilirsiniz. tedbirli olun

    umarım depremi korktuğumuz kadar büyük yaşamayız ama her koşulda sakin kalın. depremin en şiddetli olduğu anda içgüdü ile koşmaya, hareket etmeye çalışacaksınız ama başaramazsınız. salıncakta sallanan koşu bandında koşmaya çalışmaktan farkı olmayacak. yeriniz sağlamsa ve güvenliyse cenin pozisyonunda sabit kalın.

    son olarak, dün trafikte insanlar deli gibi araba kullanıyordu. bunun kimseye yararı yok.

    sakin kalın.
  • üniversiteden bir arkadaşım vardı. ona dair hatırladığım tek şey ağız dolusu gülmesiydi... devamlı gülerdi, gülmekten soluğu kesilirdi. herkese kök söktüren ve hiçbir hatayı kabul etmeyen öğretim üyesinin dersinde bile kendini tutamayıp gülerdi. güldüğüne hiç şahit olmadığımız öğretim üyesi onun bu gülüşlerine hiç kızamaz hatta şaşkınlığını çok belli eden bir yüz ifadesiyle onunla birlikte gülerdi. sunum sırası ona geldiğinde büyük bir ciddiyetle başladığı konuşmasının bir yerinde içinde bulunduğumuz gergin havaya rağmen yine kıkırdamaya başlardı. gülüşü bir kriz gibiydi. aniden gelip soluğu kesen ama kimseye bir zararı dokunmasan kısa sürede sonlanan garip bir kriz... ama neşeliydi, capcanlıydı. herkes bilirdi onun bu halini. öyle içten öyle masum gülerdi ki ona kızmak ya da onu sevmemek elde değildi ve herkes duyardı o kahkahaları. o gün kimse duymadı onu. o hayat dolu kız, şimdilerde bir hayalet şehri andıran antakya'daki bir binanın enkazında veda etti hayata. eşi ve bebeğiyle birlikte oturdukları evin enkazından sağ çıkamamış. haberlere bebeğinin ikinci yaşını kutladığı bir fotoğraf karesiyle yansımış. yine ağız dolusu gülüyor. yüzüne dünyayı fethedecek bir yaşama sevinci hakim olmuş. oğlunun doğum gününde çekirdek ailesiyle verdiği o iç ısıtan pozun televizyon kanalında onun ölüm haberini vermek için gösterileceği kimsenin aklından geçmezdi.
  • en hazırlıklı olunması gereken doğal afettir. fay hatlarının yeri büyük ölçüde bilinir ve geçmişte yaşanmış sismik hareketlere bakılarak, başka depremlerin nerede yaşanacağına dair tahmin yürütülebilir. uzmanlar tarafından elbette.

    inşa edilen binalar, hem coğrafi konuma, hem de doğaya ve iklime uygun olmalıdır. depreme alışkın bir bölgede, “depreme dayanıksız bina” inşa etmek, göz göre göre cinayettir.

    deprem ya da zelzele dediğimiz bu doğal afet, binlerce yıllık kutsal kitaplarda bile var. bilimin yol göstericiliğine güvenmeyen, ve dine itimat eden insanlar bile, depreme karşı önlem alma zorunluluğunun farkındadır. ne var ki, ülkemiz, deprem konusunda daima sınıfta kalıyor. niye?

    ölümlü deprem demek, inşaat standartlarının o depreme dayanıklı olmaması demek. yapıların, o sarsıntıya dayanacak esaslara dayanmaması demek. bu yapıların 'standartlarını denetlemesi ve düzenlemesi' gereken devletin, “görevini ifa etmemesi” demek.

    sabah erken kalkanın müteahhit olduğu, ve kat karşılığı arazi alıp bina yaptığı fason bir ülkeyiz en nihayetinde. adam inşaat standardına bakar mı? elde ettiği kârı gözetir. devletin görevi, inşa standartlarını belirlemek ve o standarda uygun inşaat yapılmasını sağlamaktır. standart ihtiyaç dahilinde tanımlanır ve güncellenir. standarttan daha düşük kalitede inşaata izin verilmez. eski yapılar denetlenir. dönüşüm gerekiyorsa, bunu sahiplerine bildirirsiniz, ve yıkım gerçekleştirilir.

    deprem sonucu can kaybı gelişmemişliğin, geri kalmışlığın göstergesidir. onun suçlusu aslında halk değil, seçilmiş siyasetçi, atanmış bürokrat. gelgelelim, siyasetçiyi seçen de halk. maalesef kabahatin bir kısmı da hepimizde oluyor.

    japonya, 2011 depreminde 20.000'e yakın can kaybetti; ancak “binaları yıkan hasarın” ve can kayıplarının çoğu tsunamiden idi. deprem, “9.1 şiddetinde” idi. türkiye'de 9 şiddetinde deprem olsa şehirler haritadan silinir, ayakta bina falan kalmaz, ülke ekonomisi iflas eder. türkiye'de, 8 şiddetinde olmayan, 7.4 şiddetindeki marmara depremi'nde, japonya'daki bu 9.1'lik depremde ölen insan sayısı kadar insan öldü. japonya'da depremi 1 dakika önceden haber veren “erken uyarı sistemi” çok sayıda insanı kurtarmış.

    son depremde, yaşamını yitirenlere rahmet; şu an enkaz altında olanlara da, en kısa zamanda sağ olarak kurtuluş diliyorum. bakkal dükkanını verseniz yönetemeyecek insanların ülkeye dair karar alıyor olması ne kadar hazin.
  • manisa'da oturanların dikkatli olması gereken ufak depremler meydana geliyor. fay hattını incelediğimde daha öncesinde aktif fay hattına sahip olduğunu biliyoruz zaten. meydana gelebilecek bir deprem, 3.8-4.2 aralığında olacaktır diye düşünüyorum. her zaman söylendiği gibi, deprem sadece panik yapanları öldürür. bu yüzden gerek istanbul, gerek manisa hiç fark etmez. deprem çantanız mutlaka olsun.
  • sismograf bir gote sahipseniz ve sahit oldugunuz bir depremin buyuklugunu olcmek istiyorsaniz sismograf gotunuz size sadece 1-6 araligindaki depremlerde yardimci olacaktir. buyukluk 6'ya vurduktan sonra bir depremin buyuklugunu sallantinin siddetinden anlamak imkansiza yakindir. peki bunu yaklasik olarak tahmin edebilmenin en guvenilir yolu nedir? bunu entrynin sonunda aciklayacagim.

    once sallantinin siddetinden depremin buyuklugunun neden tahmin edilemeyecegini aciklayayim. bir deprem oldugunda o deprem her yerde ayni sekilde hissedilmez. herkesin bildigi gibi merkez ussune yaklastikca hissedilen sallanti siddeti artarken merkez ussunden uzaklastikca bu azalir ama bu is burada da bitmiyor. eviniz kayalik bir yuzey uzerindeyse daha az sallanti duyarsiniz ama evinizin alti yumusak kumdan olusuyorsa merkez ussune 100 km mesafede olup sanki az once kirilan fay hatti evinizin iki sokak otesinden geciyormus gibi sallanabilirsiniz.

    yine bir binalarin ust katlarinda daha siddetli sallantilar duyulurken alt katlarda ve disarda hissedilen sallanti siddeti daha azdir. bir apartmanin birinci katinda yasayan biri "bu depremin buyuklugu 4 olmali" derken dorduncu katta yasayan biri "en az 5'ti" diyebilir ve 8. kattaki biri "en az 6'ydi" diyebilir. yine yerin 4-5 km altinda gerceklesen bir depremle yerin 20-25 km altinda gerceklesen depremin yasattiklari ayni olmuyor.

    kaldi ki cok buyuk depremlerde (7 ile 9 arasi) sallanti siddeti olarak da oyle cok buyuk farklar olmuyor. en son japonya'da 2011'de yasanan 9'luk depremde sallanti siddeti daha once gerceklesen 7'lik depremlerden cok az daha yukardaydi. halbuki 9'luk bir depremde ortaya cikan enerji 7'lik depremin 50 kati olarak biliniyor.

    o zaman depremin buyuklugunu nasil anlayacagiz? depremin merkez ussunun hemen dibinde de olsaniz, 100 km otesinde de olsaniz, birinci katta da olsaniz 7. katta da olsaniz depremle ilgili bir sey var ki o pek degismeyecektir, bu da depremin suresi. bir deprem ne kadar uzun suruyorsa kirilan fay hatti o kadar buyuk demektir ve bu da depremin buyukluguyle iliskili bir kavram.

    yukarda 7 buyuklugundeki depremle 9 arasinda sallanma siddeti olarak fazla fark yok demistim ama ortalama 7'lik bir deprem 40-45 saniye surerken 9'luk bir deprem 5-6 dakika surmektedir (ayrica 9'luk bir deprem 7'lik bir depreme gore cok daha buyuk bir alani etkiler). deprem basladigi anda saymaya baslarsaniz depremin buyuklugunu hata payiyla da olsa asagi yukari tahmin edebilirsiniz.

    ortalamaya vurdugumuzda 4'luk bir deprem 10 saniye civari, 5'lik bir deprem 20 saniye civari, 6'lik bir deprem 30 saniye civari, 7'lik bir deprem 40-60 saniye civari ve 8'lik bir deprem 2-3 dakika civari surerken nadiren gorulen 9'luk depremler 5-6 dakika civari surmektedir. ornegin 2011'de japonya'daki deprem sirasinda ulkede uluslararasi bir deprem konferansi duzenleniyordu ve deprem tam da konferansin ortasinda gerceklesmisti. deprem ilk basladiginda odadaki uzmanlar depremin buyuklugunun 8 civari oldugu dusunmustu ama depremin uzunlugu 4 dakikayi gecince herkes depremin 9'luk oldugunu anlayip sok gecismisti cunku o gunlerde orada 9'luk bir deprem gerceklesmesine pek ihtimal verilmiyordu.

    bu arada bir depremin siddetiyle buyuklugu karistirilmasin. siddet duyulan sallantinin etkisi ve verdigi zararla alakaliyken buyukluk daha cok kirilan fay hattinin buyuklugu ve ortaya cikan enerji miktariyla alakali. ayrica yukarda bahsettigim rakam tam buyuklugu degil yaklasik buyuklugu tahmin etmenizi saglar. bir depremin buyuklugunu tahmin etmek bu kadar kolay olsaydi sismograflar kullanilmazdi zaten.

    kisaca 1-6 arasindaki depremlerde buyukluk arttikca sallanma hizi da ayni oranda artar ama 6-9 araliginda sallanma hizi asagi yukari aynidir ama farkli belirleyen kirilan fay hattinin buyuklugu, depremin uzunlugu ve yikim yaptigi bolgenin buyuklugudur.
  • merkez üssü hep istanbul olan doğa olayı... diğer bölgelere şiddetini arttırarak veya azaltarak hep istanbuldan yayılmaktadır...

    sizin gibi basının yapacağı haberciliği...
  • uzman hocalarımız uyarmış olsa da, hatırlatma fayda var. izmir fay zonunda, manisa ve istanbul zorlarında devam eden hareketlilikler var. son günlerde çanakkale ve sakarya'da bu listede yer alıyor. özellikle izmir bölgesindeki fay zonlarının detaylı incelenmesi ve olası depremlere hazırlıklar yapılmalıdır. sorunun kökeni bulunmadan yapılan araştırmalar, herhangi bir fayda sağlamayacaktır. izmir'de sadece depremlere değil, depremler sonrası sel ihtimallerini de ele almalıyız. aksi takdirde zararları olacaktır.

    izmir'de meydana gelen depremler tekrardan bize gösterdi ki, o bölgede yıllardır biriken enerji mevcut. bir takım kaynaklara göre, o bölgede enerji birikimleri yıldan yıla artıyorken, zamanla depremlerle bu enerjileri boşaltıyor diye de söyleniyor. bana kalırsa 2021 yılında depremler devam edecek gibi duruyor. faylardaki hareketlilikler bunu bize kanıtlar nitelikte. gerçekçi olursak, çanakkale ve sakarya zonlarında son bir kaç gündür ortaya çıkan enerjileri konuşmalıyız. izmir ve istanbul'u, manisa ve konya bölgelerini konuşmalıyız. değerli hocalarımız, bu bölgelerde meydana gelecek yeni depremleri ve tetikleyebileceklerini konuşuyor, bunlardan bahsetmeliyiz.

    özellikle sakarya, çanakkale, konya, istanbul, manisa, izmir fay zonlarını detaylı şekilde incelemeliyiz. bu bölgeler depremler açısınsan riskki bölgelerdir. hepimizin elinden gelen tüm hazırlıkları yapması gerek. (bkz: deprem çantası) zor değil. mutlaka hazırlamalıyız. ilgili bölgelerde meydana gelmesi beklenen ma5+ depremlere karşı, deprem planları oluşturulmalı ve hazırlıklı olmalıyız.

    edit: izmir bölgesindeki hareketli fay zonu olası ma5+ depremlerle ilgili detaylı bilgiler verecektir.
  • sözleri aşağıdaki gibi olan malt şarkısı

    sallandık diyorum
    merkezini bilmiyorum
    sokağa fırlamadım
    duruyorum

    senden bir açıklama gelmeden
    ben bu evi terketmiyorum

    tehlikeleri düşündüm önceden
    ama bölge sakattı zaten
    senden bir açıklama gelmeden
    çaresizim biliyorum

    hayatıma asma bir kat yaptım
    yeni bir aşk bir de çek-yat kattım
    tam mutlu olurum burda derken
    3.1'e bile dayanamadı
    tepeme yıkıldı

    çatlak olabilirim belki hafiften
    sallanıyorsam işte bu yüzden
    senden bi açıklama gelmeden
    kırılmam biliyorum

    herkes panik oldu
    kimisi korktu,
    kimisi yaşamıştı, biliyordu
    hepsi hep bir ağızdan
    "sakin ol" diyordu

    hayatıma asma bir kat yaptım
    yeni bir aşk bir de çek-yat kattım
    tam mutlu olurum burda derken
    3.1'e bile dayanamadı
    tepeme yıkıldı

    bir gün, aniden
    kriz masasında içerken
    richter'den konuşurken
    aşk biter..
    yenisi gelir eskisinden beter

    3.1'e bile dayanamadı sözünü "çok da bile bile dayanamadı" diye uydurmuştum, düzeltme için juanjuana teşekkürler
  • medeniyetin besigi anadolu yu harbi besik haline getiren sallangac duzenegi
hesabın var mı? giriş yap