direct method
-
yabancı dil öğrenme tekniğidir. bir çocuğun ana dilini nasıl öğrendiğinden yola çıkılarak geliştirilmiştir. önce basit dialoglar, günlük hayatta kullanılan kelimeler, öğrenilenlerin doğru yerlerde kullanılması ve tekrarı, doğru telaffuz, söylenileni anlama, müzik dinlerken/film-tv izlerken algıda seçiciliğin gelişmesi , en son ve gerektiği zamanlarda gramer.
-
grammmar translation method öğrencilerin hedef dili iletişimsel olarak kullanabilmelerine yeterince imkan sağlamadığı için ortaya çıkmış bir dil öğretme yöntemidir. temelde prensibi çeviriye asla müsaade edilmemesidir. anlamın, çeşitli görsel ve işitsel öğeler nezdinde doğrudan sezdirilmesi nedeniyle direct methot olarak adlandırılır. öğrencinin kendi dili sınıf içerisinde kullanılmaz ve kelime öğrenimi grammar öğreniminden daha ön planda tutulur. başta da belirttiğim gibi amaç hedef dilde iletişim kurmaktır.
-
grammmar translation method karşı doğmuştu ve çeviri ile ana dil kullanımı tamamen yasaktır. kelimeler vb hareketler ile gösterilerek öğretilir.
l. sauveur bu metodun önemli bir temsilcisidir.
tümden gelim ile dilbilgisi anlatımından çok dilin sınıfta kullanımını destekler.
bilinen kelimeler bilinmeyen kelimelerin öğretiminde kullanılır.
sınıfta ana dil yerine hedef dil kullanılır. ana dil kullanımı yasaktır.
dersler öğretmen öğrenci arasındaki soru cevaplar ile geçer.
sadece dil değil o dili konuşanların kültürel yapısı da öğretilir. -
bir yabancı dil öğretim yöntemidir. (bkz: yabancı dil öğretim yöntemleri)
türkçe kaynaklarda doğrudan yöntem, düzvarım yöntemi, direkt yöntem, dolaysız yöntem ya da doğal yöntem olarak geçer. **
19. yüzyılın başlarından beri yabancı dil öğretiminde yaygın olarak kullanılan yöntem dil bilgisi-çeviri yöntemi (grammar translation method) idi. fakat insanların yabancı dile olan bakışı değişiyordu; yabancı dil artık eski metinleri anlamamızı sağlayan bir araçtan ziyade bir iletişim aracı olarak görülmeye başlanmıştı ve dil bilgisi-çeviri yöntemi bu anlamda sınıfta kalıyordu. doğrudan öğretim yöntemi de bu yüzden, bir tepki olarak, 1890'larda ortaya çıkmıştır.
doğrudan öğretim yönteminde çeviri yoktur. aslında, ana dil kullanımı bayağı bildiğiniz yasaktır ve tüm iletişim doğrudan hedef dilde yapılır. kelimeler görsel yardımlar (realia) ve taklit yoluyla açıklanır. dinleme ve konuşma becerilerine öncelik verilir. öğrenciler hedef dilde günlük bağlamlar (restoranda, hastanede vs. gibi) veya günlük konularla ilgili (sinema, spor vs. gibi) konuşmaya teşvik edilir. (natural approach'la en büyük farkı budur; natural approach'ta öğrenci teşvik edilmez, kendini hazır hissettiğinde konuşacağı varsayılır)
özellikleri:
dersler hedef dilde işlenir.
dil bilgisi kuralları direkt olarak öğretmen tarafından verilmez, öğrencinin çıkarımda bulunması beklenir; tümevarımsaldır. (bkz: inductive teaching)
konuşma ve dinleme becerileri üzerinde durulur. telaffuz önemlidir.
daha çok günlük sözcükler ve kalıplar öğretilir.
kültür, dil öğreniminin önemli bir parçası olarak kabul edilir.
artıları:
öğrenci sürekli hedef dile maruz kaldığı için öğrenme çok daha doğal olarak gerçekleşir.
student talking time (öğrenci konuşma süresi) teacher talking time'dan (öğretmen konuşma süresi) fazladır. stt > ttt
öğrenci çok daha akıcı bir şekilde konuşur.
eksileri:
okuma ve yazma becerileri geri planda kalır.
desteklediği kelimeler sınırlıdır; çok gündelik olmayan konular direkt metodun kapsamında değildir.
bu sebeple, üst düzey sınıflar için yeterli olmayacaktır.
tl;dr: derste ana dilde konuşmanın yasak olduğu yabancı dil öğretim yöntemi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap