273889 entry daha
  • 35 yaşında işsiz, ailesiyle yaşayan ve her gün ölmeyi düşünen birisiyim. hayat beni nasıl bu hale getirdi bilmiyorum. belki kullandigim ilaçlardan, belki de artik hiç yaşam hevesim kalmadigindan dolayi boyleyim. bir oglum var, benden uzakta annesiyle yasiyor. eski esim evlendi ve mutlu. hepte mutlu olsun isterim. onu özlemiyorum cunku sevgim bitti. eski entrylerime bakip ne kadar boş şeylere kafa yordugumu gorunce üzüldüm. yeniden yazmaya baslamak icin uzun zaman sonra ilk buraya yazmak istedim.

    pesin edit : tavsiye istemiyorum iyi dilekleriniz icin simdiden hepinize tesekkur ederim. sadece icimi dokmek istedim.
  • içinde bulunduğum durumdan dolayı kızmam gereken kişi kim bilmiyorum, kendim hariç herkesi suçlamaya meyilliyim ama oku bir tek kendime çeviremiyorum. halbuki biliyorum ve eminim aslında tüm suç bana ait elbette yaptığım şeylerin bedelini ödemeliyim peki ya bana yapılanlar? bazen soruyorum kendime acaba gerçekten bu mu, ben muyum? bu kadar mıyım? diye ama cevap bulamıyorum. cevabını bulamadığım her bir soru göğsümün tam ortasında bir delik açıyor ve sanki bütün dünyanın derdini kederini içine çekiyor o delik. benliğimin kara deliği...

    çok yorgunum, yorgunluğum ne bedensel ne de zihinsel. yorgunluğum hep gönlümde, gönlüm yorgun diyorum kendime çünkü yoruldum. aradığım şeyi bulamamanın yükünün altında her gece tonlarca molozun altında eziliyormuşçasına bir acı. nereye kadar? hepsi nereye kadar ve ne zamana kadar hiç bilmiyorum. oturup saatlerce denizi, gökyüzünü ve ağaçları izlemek istiyorum susmak ve sadece susmak istiyorum ama yapamıyorum. dilim dursa beynim durmuyor hep bir çığlık, hep bir hengame. ne zamana kadar sürecek bilmiyorum sinirliyim, nefretle doluyum ama kime ve neye karşı bilmiyorum. amacı olmayan bir insan böyle olurnuş demek ki, bomboş ve anlamsız.

    kendimi yakıştıramadığım durumlar içerisinde buluyorum, sonrasında yaptığım için pişman oluyorum. önceden olsa "deneyim oldu be" der geçerdim ama artık ne hikmetse diyemiyorum. aynı şeyi kaç kere daha deneyim edeyim ki?
  • sevgili genc kizlar, olur da biriniz bile okursa diye buraya birakiyorum;

    o racing motorlara sizi kasksiz bindiren adamlarin degil artcisi olmak, yanlarinda bir saniye bile durmayin. kendi kaski takip, sizin caninizi hice sayan erkekten birak sevgiliyi yontmalik odun bile olmaz.
  • artık yalnızlıktan çok yoruldum. işime odaklanmış bir insan olarak yaşadım yıllarca, bi çok şeyin tam yaşanması gerektiği zamanı kaçırdımve hep tam benim beynimin iştahla kabul edeceği kişi beni bir şekilde bulacak sandım.

    ancak ben bunu sanarken dünya sürekli değişti ve o hayatımı başından sonuna kadar izlemişçesine adeta bir tanrı gibi hayatıma giriş yapacak olan hayat arkadaşım henüz dahil olamadı. bir gün ona bakıp bu “itiraf” yazısını göstereceğim gün gelir mi?
  • işimden nefret ediyorum.
  • bugün aldığım birkaç tatlı mesaj üzerine, yıllaaar yıllar önce** ankara'da yimpaş, kocatepe beğendik, bilkent praktiker vb. var iken (hangisi olduğunu bir türlü anımsayamıyorum, sembolik olarak yimpaş diyeceğim), hatırladığım bir anıyı paylaşmak istiyorum.

    sene 2000-2001, okuma yazmayı yeni öğrenmişim, kargacık burgacık ama dokunaklı bir kalemim var*. alışverişte geçirilen tüm günün ardından* anne-babamdan kurtulup dilek ve şikayet kutusunun önünde buluyorum kendimi. kutunun üstünde sadece bu yazıyor: "dilek ve şikayet kutusu". dikkatinizi çekerim "yimpaş'a ait dilek ve şikayet kutusu" yazmıyor, kurumsal bir etiketleme yapılmamış, genele hitap söz konusu*. tabii bu durum minik kalbimce yanlış algılanıyor, yimpaş'a özel sermayeli bir avm değil de ülkemize ait kamusal bir kurum/kuruluş muamelesi yapmama sebep oluyor. nasıl: o kıpkırmızı kutularına tam iki sayfa yazı döşüyorum, gelmeden önce babamla radyoda trafik kazası haberlerine denk geldiğimiz için mevzuya trafikten giriyorum. bütün yollarımızda trafik lambaları olsun diyorum, düzgün çalıştıkları kontrol edilsin, araç bakımlarına dikkat edilsin*, yaya geçitleri düzgün boyansın, geçitlerde yaya butonları olsun vs vs., sadece trafik de değil; muhtaçlara yardım edelim, kampanyalar düzenleyin lütfen, yaşlılarımızı ziyaret edelim, çevremizi koruyalım gibi bana ahlaken, iyi bir insan olma namına öğretilen ne varsa yazıyorum. müşteri hizmetlerinde beni izleyen iki kız var, kağıdımı teslim ettiğimde kutudan hemen alıyorlar, acayip heyecanlıyım! bir sürü yanak mıncırması ve "ailen nerede senin hadi anons edelim" anonslarının ardından önce ailem ardından haber verilen müdür bey teşrif ediyor, artan popülasyon beni bir tur daha mıncırıyor ve lezzetli bir iskender ısmarlanıyor.

    hayatta en sevdiğim iltifat ne güzellikle ilgili ne başarı ne çekicilik ne beğeni ne marifet ne de benzeri şeyler. çocuk tazeliği/saflığı/enerjisi/mutluluğu gibi çocuk temalı şeylere vurgunum... kendimi en çok içimdeki çocuğu yaşattığım için seviyorum. başka pek çok şey için sevebilirim hatta sevilebilirim de ama yine en çok bunun için sevildiğimi biliyorum, en büyük mutluluğum.

    cumhuriyet çocuğu olmanın yaşı yoktur. hepimiz, 100 yıllık cumhuriyetin çocuklarıyız. 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu olsun!
  • anlatmadan anlaşılmak arzusu.

    hayatımın bugı.
  • bu aralar hayatı daha iyi tanıyorum, kullandığım antidepresan ve alkol olayları daha normal hale getiriyormuş onu anladım. insanlarla iyi geçinebiliyor olmam, onları tolere edebiliyorum olmammış. tepkilerimin ani ve tam yerinde oluşu şaşırtıyor onları.

    karaciğer enzimlerimde ciddi artışlar olduğu için ne alkol, ne ilaç hiçbir şey almıyorum, değerlerim normale dönebilsin diye. haftada 2 kez kan veriyorum en son kandaki ggt değerim 355 idi.
    “sen ilaç almıyor musun?” ile başlayan cümleler de artık iyice canımı sıkıyor. demekki sakin olmama,nötr tavırla her şeye ok dememe alışılmış, bu bekleniyor.
    kendinden ödün veren her şeye ok çeken aklımı s.keyim.
    bundan sonra korkun benden…
  • yorgunum. samimiyetsiz insanlardan tekrar eden günlerden fena sıkıldım. yine de seviyorum sizleri her şeye rağmen seviyorum.
  • anladım ki kimseye tam olarak güvenmemek lazım. her insanın içinde iyi ve kötü var ve bu anlık olarak duruma göre ortaya çıkıyor.
83 entry daha
hesabın var mı? giriş yap